"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sılaya gitmek

Kadriye Bilgi
28 Aralık 2022, Çarşamba
Sıla…

Evet, daha burada hazırlık yaparken hissettiğim duygu buydu. Baba ocağına, ana kucağına gider gibi hissetmek. Asıl ait olduğun yere gitmek gibi bir his. Günler ve saatlerin geçmek bilmediği zaman dilimi. Çok tatlı bir heyecan sarıverir.

İlk gidilen yer Medine. Ah Medine. Ensarın muhacire kucak açtığı bu nurlu şehirde onların misafirperverliğini iliklerine kadar hissediyor insan. İklimi yumuşak, insanları halim. Her adımda peygamber hatırası olan bu yerlerde saygıyla yürüyor insan. Göğe bakıyorsun “Peygamber bu göğe baktı, vahiy bu gökten indi” diyorsun. Dağa, taşa bakıyorsun her yerde peygamber hatırası buluyorsun. Binlerce insanın peygamber sevgisini görüyorsun.

Dünyayı barış yurduna çevirmek için ömrünü veren peygamberi, sahabeyi düşündükçe biraz da kendi haline baktıkça utanıyorsun. Mescidin bahçesindeki kedilere bakıp Ebu Hüreyre’yi hatırlıyorsun. Şehitlikler, mescitler, hurma bahçeleri… Her yer, her karış hatıra dolu. Kur’an’da bize “sahibikum/ arkadaşınız” olarak tanıtılan peygamberi ne kadar tanıyıp-tanımadığını sorguluyor ve onunla arkadaş olmak için Kur’an’a daha da sarılmaya söz veriyorsun. Veda... Her zaman üzüyor.

Mekke’ye yolculuk. Yeryüzünün göz bebeğine yaklaştıkça tarifsiz bir sevinç kaplıyor insanın içini. Umre, manen tamir olma vesilesi. Bundan sonrası için sorumluluk daha ağır. Çünkü burada bir söz veriyorsun. Burada her şey sembol. Ama bu sembollerin birer amacı var.

İhram herkesi bir anda eşitlerken, ihram yasakları da varlığın tümüne saygı duymamız gerektiğini her an hatırlatıyor. Bir ömür boyu ihramlı gibi yaşayabilsek dünya çok daha başka bir yer olurdu. Safa Merve Tepeleri arası adeta öldükten sonra dirilme ve mahşer alanına yürüme hissi veriyor. Hacer Annemizin hatırası. Gayret, gayret, gayret. Hak yolda son nefesine kadar gayret, koşturma. Bittim dediğin yerde Rabbimiz “Yettim” diyor.

Tavafe, ah tavaf. Ah Kabe. Zamanın durduğu, mekanın başka hale girdiği yer. Baksanız taştan yapılmış basitçe bir bina. Belki de her şey tevazu ile başlıyor. Ama Kabe’nin taşları ta Hz. İbrahim ile öyle halis bir niyet ile yükseltilmiş ki, Rabbimiz orayı öyle emin bir belde kılmış ki daha ilk girerken adeta manyetik bir alana girmiş gibi oluyorsunuz. Adeta boyut değiştiriyorsunuz. Harem’e girişte ayakkabını çıkarırken Hz. Musa’ya Rabbimizin “ …nalınlarını çıkar…” (Ta ha, 12) hitabını hatırlıyorsun. Hacer ül Esvedi “Ben de, ben de burdayım” der gibi heyecanla selamlayıp Kabe’yi soluna alıp tavafa başlıyorsun. ‘Kalbimle Senin arama başka hiçbir şeyi, hiçbir kimseyi sokma’ der gibi. Zerreden kürreye tüm kainatın zikrine sen de katılıyor, huzuru zirvede yaşıyorsun.

Dünyanın dört bir tarafından gelenleri görünce “…dillerinizin, renklerinizin farklılığı da O’nun mucizevi işaretlerinden biridir…” (Rum, 22) ayetini hatırlıyor, bu hakikate bir kere daha iman ediyor, bu muhteşem manzara karşısında hayran olup kalıyorsun. Herkese kendini özel hissettiren ev sahibi Rabbimizin büyüklüğü, cömertliği, güzelliği karşısında hamd edip, “İsteyen, istemeyen herkesin yolunu buraya düşür” diye dua ederken buluyorsun kendini. Bundan sonra ne mi oluyor? Gurbet o zaman başlıyor. Rabbim tekrar gitmeyi nasip etsin. Amin.

Okunma Sayısı: 2759
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman

    28.12.2022 07:34:32

    Cenabı Hak kabul etsin, gitmeyenlerede nasip etsin.

  • Hatice Seçgin

    28.12.2022 00:11:56

    Çok güzel bir yazı olmuş...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı