"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Serdengeçti olmak lâzım

Kenan TAŞTAN
02 Eylül 2014, Salı
İnsan eğitimi ile ilgili araştırma yapanlar referans olarak Kur’ân-ı Kerîm’e başvurduklarında, Allah’ın (cc) insanoğluyla son peygamberi vasıtasıyla son kez konuşmaya başladığı zaman, öncelediği şeyin “karakter gelişimi” olduğu gerçeğiyle karşılaşacaklardır. Bu eğitim metodu insanın ve toplumun inşası için gerekli ve şarttır. Tabii bu eğitimi hal ve kal dili ile verebilecek insanların yetiştirilmesi başlı başına incelenmesi gereken bir konudur. Çünkü bu eğitimi hakkıyla verebilecek insan kıvamına gelebilmek için serdengeçti olmak gerekir. Dünya hayatı gibi kaypak bir zeminde yol alırken kendi nefsinden çok gayrın nefsini kurtarmak için kendini feda eden Serdengeçtilere…

Serdengeçti, Osmanlı askerî sisteminde; Akıncılar içinde düşman ordusu içine girmek ve muhasara altındaki kalelere dalmak için gönüllü yazılanlar hakkında kullanılan bir tabirdir. Düşman ordusunda kilit noktalara hücum ederek canlarını hiçe saydıkları ve şehadetleri kaçınılmaz olduğu için bu kişilere Serdengeçti ismi verilmiştir.
Günümüzdeki yanlış din algısı ve olgusunu değiştirmenin yolu hayatını Kur’ân ve Sünnet yoluna vakfetmiş yeni yeni serdengeçtiler yetiştirmekle olacaktır. Bu insanlar bu uğurda fiilî bir savaşta şehit olmasalar da manevî anlamda dünya nimet ve lezzetlerini terk ettiklerinden, kısacası hayatlarını bu uğurda feda ettiklerinden belki manevî şehit mertebesi kazanırlar.
Günümüzde yaşadığımız hayatın hakkını vermek ve bu uğurda bir ömür sürmek cidden zor ama mükâfatı da bir o kadar fazla. İslâmî prensipleri hayatının mihenk taşı yapanla yapmayanın farkına gelince bunu birer yaşanmış örneklerini vererek izah etmeye çalışayım.
Bir arkadaş anlatıyor: “Biz imam hatibi yeni bitirmiştik. Bizi her akşam zikre götüren o bölgenin şeyhinden el almış hocası bazen zikre gitmediğimiz zaman bize kızardı. Bir gün onun dükkânına gelen müşterilere yalan söylediğini duydum. Yalanı söyleyen, benim bunun farkında olduğumu anlayınca bana döndü ve ‘oğlum bu devirde yalansız ticaret olmaz’ dedi. Akşam bizi zikre götüren bu hoca efendi belli ki ticaretine inandığı İslam’ın prensiplerini karıştırmıyordu…”
«
Müslüman bir tacir Endonezyalı birine ucuz fiyatla satması gereken bir malı yanlışlıkla pahalı fiyata sattığını fark edince gidip hata yaptığını söylüyor. Bundan etkilenen Endonezyalı buna hayran kalarak “Seni bu hale getiren nedir?” diye soruyor ve bunun sebebi olarak da tüccarın dini olduğunu öğrenince, önce kendi sonrada etrafı haleler halinde Müslüman oluyor. Ve İslâm tarihçileri Endonezya’nın Müslüman oluşunun başlangıcının bu olaya dayandığını söylüyorlar…
Bu devrin serdengeçtileri hâl ve kâl dilleri ile davalarına sahip çıkanlardır.

Okunma Sayısı: 1568
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı