"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsrail’le garip “ilişkiler…”

Cevher İLHAN
08 Mayıs 2025, Perşembe
İçte “19 Mart siyasî operasyonu”yla çöküşteki ekonominin 65 milyar dolarının hebâ edilmesi, adı konmayan “süreç”in akıbeti, terör örgütünün kongresi ve silâh bırakması, ana muhalefet Genel Başkanı’na saldırıyla alevlenen tartışmalar dış politikadaki önemli olayları gündem dışı bıraktı.

Bu bigânelikle Suriye geçici hükûmeti Başkanı ilân edilen Şara ile İsrail arasındaki “barış görüşmeleri”nden dem vurulurken, hatta Siyonist rejim ile Türkiye arasında Suriye’nin nüfuz alanlarına bölünmesinde bir anlaşmaya varıldığı propaganda edilirken, “yandaş medya”da üzerinde durulmayan çarpıklıklardan biri de Şam’ın düştüğü günde Suriye’nin topyekûn savunma mekânizmasını, uçaktan savaş gemisine, tanktan topa silâh envanterini bombalayıp yüzde 70’ini tahrip eden, Golan Tepelerindeki işgalini genişleten ve Şam’a 20 kilometre yaklaşan İsrail’e uzun süre suskun kalıp bir iki cılız söylemle geçiştirilmesi dikkat çekti. 

Çarpıklık; en son 2 Mayıs gecesi İsrail savaş uçaklarının başkent Şam ile Hama, Lazkiye, Dera ve Kuneytra illerine geniş çaplı hava saldırıları düzenlemekle kalmayıp Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın çevresini, iki yüz metre yakınını bombalamasına tepkisizliğiyle sergilendi.

ANKARA, İSRAİL’İN “KIRMIZI ÇİZGİLERİ”Nİ KABUL ETMİŞ!

Keza Tel Aviv’den peşpeşe -özellikle Suriye’deki Dürzi topluluklarına yönelik şiddet olayları gerekçe gösterilerek- saldırının “uyarı mesajı” taşıdığı bildirilirken, işgali sürdürüp genişleterek kalıcı hale getireceklerini şımarıkça söyleyen İsrailli generallerle Netanyahu’nun “Suriye’de radikal unsurları destekleyen yapılar doğrudan hedefimizdir” ültimatomlarına, “gerektiğinde saldırıların devam edeceği” tehditlerine karşılık Şam’dakilerin hiçbir ciddî cevap vermemesi oldu.

Diğer bir çarpıklık, Ankara ile Şara yönetiminin Azerbaycan’ın arabuluculuğuyla bu ülkede İsrail’le görüşmelerinin karambola getirilmesiydi.

Yine Trump’un İsrail’in yüz bin sivili katlettiği soykırımla baştan başa on binlerce bombayla harap ettiği Gazze açıklarındaki yer altı kaynaklarına, doğalgaz ve petrolüne göz dikip bölgeyi turizm, eğlence merkezi ve kumarhane yapmasına kamuoyu önünde “tepki” gösteren Saray iktidarının -İsraillilerin ikrarıyla- 2.5 milyon Gazzeli’nin Türkiye’ye getirilmesine “ikna” edilmesiydi.

Trump’un “Filistinlileri tehcir - sürgüne gönderme projesi”ne destek için “iktidara iliştirilmiş havuz medayası yorumcuları”nın peşinen “savaş varsa hicret edilir” çarpıtmalarıyla “proje”ye zemin hazırlamalarıydı.

Ancak en vahimi, İsrail Genelkurmay Başkanı’nın, “Erdoğan yönetimi ile görüşüyoruz, Türk liderlerle İsrail’in Suriye konusundaki kırmızı çizgileri üzerinde anlaştıkları, İsrail’in Suriye’deki kırmızı çizgilerini kabul ettiği” açıklamasıyla açığa çıkıyor. (Gazeteler, Published, 1.5.25)

“TÜRKİYE’YE MESAJ VERİLDİ” KÜSTAHLIĞI

“Anlaşma”ya göre, AKP iktidarında, “tek kişilik otoriter rejim”de onca katliama, zulme ve işgale rağmen, İsrail’le turizmden telekomünikasyona, tohumculuktan sulamaya geniş ekonomik mutabakat zabıtlarıyla ticarî ilişkileri yüzde üç bin katlayan, hâlen limanlarından İsrail’e savaş malzemesi sevkedilen, siyasî, askerî-savunma sanayii stratejik işbirliklerini tam gaz sürdüren “Türkiye, Halep’ten öteye geçemeyecek. Güney Suriye ve Suriye sahilinden Irak’a bölgede asla askerî üs kurmayacak, Lazkiye bölgesine yanaşmayacak ve en kısa zamanda Suriye’deki askerlerini geri çekecek.”

Daha da vahimi, “Türkiye’nin Suriye’deki askerî ve güvenlik varlığından kaçınarak Suriye’nin ekonomik çıkarlarına odaklanması gerektiği” mesajını veren İsrail’in küstahlığına Ankara’dakilerin hâlâ kararlı bir tavır ortaya koyamamaları. 

“Suriye’yi hedef alan Türkiye’yi de hedef almıştır, Türkiye’yi karşısında bulur!” diyen Cumhurbaşkanı’nın ertesi gün İsrail’in Suriye’yi bombalamasına kuru kınamalarla kalması.

Dışişleri Bakanı’nın “Suriye’de İsrail’le karşı karşıya gelmek istemediklerini, bu ülkenin hava sahasında uçaklarımızın karşı karşıya gelmesinin tesâdüf olduğunu” söylemesine karşı İsrail’den “Türkiye’ye mesaj verildi, artık o bölgeye yanaşmayacak!” tehdidinin savrulması…

Ve her fırsatta –casusluktan 35 sene hapis cezasıyla yargılanan, Cumhurbaşkanı’nın “ben bu makamda olduğum sürece kimse onu alamayacak!” restini çektiği Amerikalı Rahip Brunson’un “ekonominizi mahvederim!” tehdidiyle “çok sevdiği dostu” Erdoğan tarafından apar topar ülkesine gönderilmesinden bahseden “Gazze sürgün projesi” sahibi Trump’tan “işgalci İsrail’le ilişkilerin düzeltilmesi”nin beklenmesi.

Tam bir acâiblik ve garâiblikle…

Okunma Sayısı: 769
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı