"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir sembol sahaf, Raif Efendi

08 Ağustos 2012, Çarşamba
TÜRKİYE Diyanet Vakfı tarafından organize edilen ve İBB Kültür A.Ş.’nin katkılarıyla düzenlenen 31. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’nda Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin (ESKADER) Türkiye Diyanet Vakfı ile birlikte gerçekleştirdiği Beyazıt Ramazan Sohbetleri’nin 18. gün konuğu, iktisat tarihi ve kültür hayatımıza katkıları ile bilinen Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar oldu. Sayar, “Sahaflar Çarşısı ve Sahaf Raif Yelkenci”yi anlattı.

Matbaanın Osmanlı’nın kapısını çalarak geri dönmesinin ardında yatan sebebi, yazma eserlerin ayrıcalığından vazgeçememe olarak niteleyen Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar, İbrahim Müteferrika ile “basma kitap”ın devreye girdiğini, Latin harflere geçişle yazma eser devrinin yavaş yavaş bizi terk ettiğini, artık sahaflardan veya müzayedelerden ulaşılabilen “çok değerli eserler” olarak elde edilebildiklerini belirtti ve matbaanın gelişiyle dahi varlığı sona ermeyen yazma kitapların yakın tarihe kadarki sahaflar cihetinden bilinen öyküsünü anlattı.

HARF İNKILÂBI DAĞITTI!
Sayar, 1965’lerden itibaren Sahaflar Çarşısı’nda kitap kovalamaya başladığını ve bunun büyük bir tutkuya dönüştüğünü anlatarak gerçek sahaf kimliği hakkında şunları söyledi: “Eski yazı kitapları alıp satanlar birbirlerini eğiten insanlardı. Bunu bizzat gördüm. Dükkânlarını evlerinin kütüphanesi gibi görüyorlardı. Alıcılarla uzun sohbetler ederlerdi. Diplomaları yoktu, ama mütebahhir insanlardı. Çarşının asıl sahafları ölünce çocuklarına geçti dükkânlar ve yeni nesil eski yazıya vâkıf değildi. Üstelik bugünkü parasal düzenlede başa çıkamadılar. Harf inkılâbıyla evlerdeki yazma eserler ve çok değerli levhalar tekke eşrafı gibi dağıldılar ve yolculukları hâlen sürüyor.”

EN ESKİ YAZMA YUNUS EMRE DİVANI ONDAYDI
Yazma eserlerin kalitesi ve içeriği ne olursa olsun çoğaltılabilen bir kitap olmadığından değerli olduğunu, eğer ki kitaba dipnot veya derkenar düşülmüşse değerinin daha da arttığını anlatan Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar, Kandıra doğumlu Raif Efendi’nin de Beyazıt civarında babası Hasan Efendi ile birlikte yazma alıp satmaya başladığını, çarşıdaki taç kapıya yakın bir yerde dükkânı bulunduğunu dile getirdi. 1967 yılında o iki-üç kişinin sığabildiği dükkânla tanıştığında içinin silme yazma eserle dolu olduğunu, sohbet meclisi ve bilgi alış-verişi yanında Raif Efendi’nin dükkâna giren her yazma kitabı muhakkak okuduğunu ve Yunus Emre Divânı’nın en eski yazma nüshasının da Raif Efendi’de bulunduğunu söyleyen Sayar, o devri şöyle anlattı:

KÂR ETMEYİ BİLMEZDİ
Raif Efendi’nin hiçbir zaman esnaf olamadığını ve kâr yapmayı bilmediğini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar, Süheyl Ünver kütüphanesindeki yazma eserlerin Raif Efendi’den alınmış olduğuna dikkat çekti. Ünver’in bu eserleri çok ucuza temin ettiğini anlatan Sayar, hangi üniversite olursa olsun edebiyat, tarih ve Türk dili bölümünden gelen akademisyen ve öğrencilere nasıl yardımcı olacağını çok iyi bildiğinin altını çizdi.
Ord. Prof. Uzunçarşılı’nın kendisini Râif Efendi’nin bir öğrencisi olarak görerek telif ettiği Mithat Paşa ve Yıldız Mahkemesi’ni ona ithaf etmesinin ve teşekkürünün son derece anlamlı olduğunu belirten Prof. Dr. Sayar, “Cumhuriyet tarihi içinde Raif Efendi gibi başka bir sahaf görülmemiştir” dedi

KAYBOLAN SAHAFLIK DEĞERLERİ
Sahhaf Raif Efendi adıyla kaleme aldığı eserinden bahseden Prof. Dr. Sayar, Raif Efendi’nin paraperest değil, Hakperest bir insan olduğunu dile getirerek artık onun gibilerin yetişmediğini, hayatın üzerimizde kurduğu maddî baskının bizi geçmişle köprü kurmaktan ve bu tür ilişkilerden uzaklaştırdığını, böyle bir ahlâkla esnaflık yapmanın artık zor bulunan bir durum olduğunu söyledi ve “İnsan tabiatına malik olup gönlü akılla bileştirmek sahaflıktır. Raif Efendi böyle biriydi. Şimdiki sahaflar şartlar öyle gerektirdiğinden sadece akılları ile bu işi yapıyorlar” dedi.
Okunma Sayısı: 1569
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı