"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İlim bir nurdur

M. Fahri UTKAN
29 Ekim 2022, Cumartesi
“Kastamonu’da lise talebelerinden bir kısmı yanıma geldiler. ‘Bize hâlıkımızı tanıttır; muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar.’ dediler.

Ben dedim: Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiyen Allah’tan bahsedip Hâlık’ı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz.”   diyen Bediüzzaman gerçek ilmin (yani fenlerin) bir nur olduğunu ve yaratanını anlattığını belirtiyor.

İslamiyet’te ilme, bilgiye ve hikmete büyük önem verilmiştir. “Yaratan Rabbinin adıyla oku!” (Alâk, 1.) emriyle başlayan ilk vahiyle insanlar kâinatı ve yaratılan her şeyi vahyin ışığında okumaya ve anlamaya teşvik edilmiştir.

Çünkü; “İnsan bu âleme ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir. Mahiyet ve istidat itibarıyla her şey ilme bağlıdır. Ve bütün ulûm-u hakikiyenin esası ve madeni ve nuru ve ruhu marifetullahtır ve onun üssü’l-esası da iman-ı billâhtır.” 

Ve aynı zamanda; “Ve bütün ulûm-u hakikiyenin esası ve madeni ve nuru ve ruhu marifetullahtır ve onun üssü’l-esası da iman-ı billâhtır.” 

Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v.): “Ben ancak bir muallim olarak gönderildim.” (Dârimî, Mukaddime, 32.) buyurarak ilimle meşgul olanları onurlandırmıştır. 

Bunun yanında, “De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer, 9.) ayet-i kerimesi ise, bilginin-ilmin ve âlimin Allah katındaki değerini göstermektedir. 

Kur’an-ı Kerim’de “Kalem” ismiyle müstakil bir surenin bulunması ve burada Allah’ın ‘kalem’ üzerine yemin etmesi de kadın-erkek her mü’min-Müslüman için ilmin ne kadar kıymetli olduğunu anlatmaktadır.

İlim, her insana her alanda rehberlik eder. O, kıymeti bilinmesi gereken bir hazinedir. Çünkü insan; kendini, Rabbini ilimle bilir, tanır ve O’nun mesajlarını ancak ilimle anlayabilir. Yaratılışın ve varlığın gayesini-hikmetini ilimle anlayabilir. 

Hakkı, adaleti, ahlâkı, fazileti ve doğruyu ilimle öğrenir. Yaratıcısına karşı sorumluluklarını ve kulluk görevlerini bilgiyle-ilimle yerine getirir.

İlmin asıl sahibi Allah’tır. Allah insanı yaratmış, ona bilmediklerini öğretmiştir. İlim öğrenmenin amacı Yaratanı tanımak, onun rızasını kazanmak ve insanlığa faydalı olmaktır. Bu amaçlardan yoksun bir ilim insanlığa barış ve huzur değil savaş ve felaket getirir. Nitekim Resûlullah (s.a.v.) Cenâb-ı Hakk’a şöyle dua etmiştir: “Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden sana sığınırım.” (Nesâî, İstiâze, 13.) 

Resûl-i Ekrem (s.a.v.), “Kuşkusuz âlimler peygamberlerin vârisleridir.  Peygamberler miras olarak ne altın ne de gümüş bırakmışlardır; onların bıraktıkları yegâne miras ilimdir.” (Tirmizî, İlim, 19.) demiştir.

Okunma Sayısı: 3565
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı