"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kâinatta - makro âlemde- Kayyumiyet

M. Fahri UTKAN
26 Nisan 2016, Salı
Toprak, bilindiği gibi, görünürdeki sebeplerden (diğerleri; hava, su ve ışık) olarak rızıkların çıktığı, alındığı yerdir.

Cenab-ı Hakk’ın kudret ve Rububiyet tecellilerine ve Hayy ve Kayyum isimlerinin cilvelerine, sonuçlarına en uygun unsur topraktır.

Topraktan alınan, çıkarılan rızıklar, nimetler, Hayy ve Kayyum isimlerinin tecellisi olmasaydı hayatlı ve daimî olarak bizlere verilebilir miydi, acaba? 

Kayyumiyet-i İlahiye olmasaydı bir kere veya bir mevsimde aldığımız, çıkardığımız rızıkları bir daha alamaz, çıkaramazdık. Daimî bir hayatlandırma ile insan besleniyor, yaşatılıyor.

Aynı zamanda kâinatın devamlılığı, sürekliliği yani kayyumiyet’i insana da bağlıdır. İnsan olmasaydı kâinat olmayacaktı. Bu hakikat,“Sen olmasaydın, Ya Muhammed (asm) kainatı yaratmazdım.” hadis-i kudsi’sinde anlamını bulmaktadır. Buna mümasil olarak Üstad da; “Evet, eğer kainattan Risalet-i Muhammediye’nin (asm) nuru çıksa, gitse, kainat vefat edecek, eğer Kur’an gitse, kainat divane olacak ve küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek, belki şuursuz kalmış olan başını bir seyyareye çarpacak, bir kıyameti koparacak.”1 Demekte ve kâinatın devamlılığını Peygamberimizin (asm) şahsında insanla kaim olduğunu nazara vermektedir.

Cenab-ı Hakk her şeyi insanların hizmeti için yaratmış ve insanı da ‘halife’ olarak isimlendirmiştir. Burada halife ile bütün mevcudatın Cenab-ı Hakk’a karşı sorumlusu, sözcüsü anlamındaki insan kastediliyor.

Kâinattaki cilve-i kayyumiyet’i görmek için en küçük alemden (mikro alem), en büyük alemlere (makro alem) kadar gözümüzü çevirdiğimizde şunları görürüz. Makro alemdeki Kayyumiyet tecellisini görebilmek için elimize bir teleskop almak icap eder. Bu teleskopla uzayın derinliklerini gözlediğimizde sayamadığımız kadar yıldız, gezegen ve çeşitli gök cisimlerini görürüz… 

Bütün bu gök cisimleri, her an hem kendi etraflarında dönmekte hem de bulunduğu sistem içinde büyük, dakik, çok hassas dengeler içinde hareket etmektedirler. Ve bu denge durumları büyük patlamadan (Big Bang) beri devam etmektedir. Kayyum olan Allah, varlıkların kütlelerine ve iki varlık arasında mesafeye bağlı olarak değişen çekim kuvvetinin etkisiyle bu dengeyi kurmuş ve bunu halen de devam ettirmektedir. Bu kayyumiyet tecellisi uzay denilen mekânda kesintisizdir. Bir an bile bu tecellinin olmadığını varsayarsak kâinatın dengesi bozulacak ve kıyamet denilen olay meydana gelecektir. Çünkü o kadar çok sayıdaki hareketli cisimlerin bir an bile hareketsizlikleri büyük çarpışmalara ve dolayısıyla dengenin bozulmasına sebep olacaktır.

Söylediğimiz bu olayı teyid eden bir cümle ile Üstad, “Güneşin hareketi cazibe içindir. Cazibe, istikrar-ı manzumesi (güneş sisteminin düzeni/kararlılığı) içindir.”2 Ve “Güneş bir meyvedardır, silkinir (hareket eder), ta düşmesin seyyar olan yemişleri (gezegenler). Eğer sükûnuyla sükunet eylese (hareketini durdursa), cezbe kaçar (çekim kuvveti olmaz), ağlar fezada muntazam meczupları (sisteme bağlı gezegenler dağılırlar-kıyamet kopar).”3

Dipnotlar: 1- Lem’alar.329 / 2- Sözler,742 / 3- İşar.İcaz,132

Okunma Sayısı: 1655
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı