"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nimetlerin reisi

M. Fahri UTKAN
30 Mart 2022, Çarşamba
Nimet dilimizde; lütuf, ihsan, ikram ve bağış anlamlarında kullanılmaktadır. Tabi ki, bütün bunlar Allah’tan yarattıklarına karşı olan lütuf, ihsan, ikram ve bağışlar olmasını bizlerin aklına getirmeli.

Nimetlerin en büyüğü nedir acaba?

İnsanların şükür sebebi olacak o kadar çok nimetler vardır ki, Üstad bunları külliyatın birçok yerlerinde örneklerle saymıştır.

İnsanın insan olarak dünyaya gelmesi, hayatının her safhası, yedikleri, içtikleri, hastalıklar ve musibetler(sabırla karşıladıkça), vücutlarımız ve düzeni, dünyanın, âlemin düzeni vs. saymakla bitirilemeyecek kadar nimetler içindeyiz. Hatta düşündüğümüzde acı duymak bile bir nimettir. Niye mi? Çünkü yaralandığımızda veya bir hastalık dolayısıyla acı hissi yaşadığımızda, yaradan ve hastalıktan haberdar olabiliriz. 

Özellikle 29. Lem’a olan ve bir adı da ‘Tefekkürname’ olan Lem’a’da ‘Elhamdülillah’ bahsinde bahsedilenler.

Bu Lem’a’da hangi nimetlere Elhamdülillah dememiz gerektiği sayıyor. Bunlara kısaca bakacak olursak; ilk sırada kalpteki iman gelmekte, çünkü “İman ise her şeyi (altı cihette de; sağ/geçmiş zaman, sol/gelecek zaman, alt, üst, ön, arka yön)güzel, ünsiyetli gösteren şeffaf, berrak, nurani bir gözlüktür.” Ve aynı zamanda; Bu “..iman nimetine “Elhamdülillah” diye edilen hamd dahi bir nimet olduğundan ona da bir hamd lâzımdır. Bu ikinci hamde de üçüncü bir hamd, üçüncüye de dördüncü bir hamd lâzım.”

İkinci sırada, Peygamber(asm) efendimizi sayabiliriz büyük nimetler arasında. Diğer büyük bir nimet te Kur’an-ı Kerim’dir.

Mesela başka bir yönden bakarsak; imanlı bir insan” …güneşi kendi hanesinin damında asılmış bir lüküs; kameri bir idare lambası addedebilir. Ve bu itibarla şems, kamer kendisine birer nimet olur.” (29. Lem’a)

Bu arada, “Allah’ın varlığı, bütün nimetlerin fevkinde öyle büyük bir nimettir ki sonsuz nimetlerin envaını, nihayetsiz ihsanların cinslerini, sayısız atiyyelerin sınıflarını hâvi bir menba ve bir kaynaktır.”

En büyük nimet nimetlerin devam etmesi, yenilenmesi olduğu gibi ve nimetlerin reisi ise, ‘Saadet-i Ebediye’ olarak bilinmelidir.

Üstad bundan Muhakemat adlı eserinde şu şekilde bahsediyor; “…mavera-i haşr-i cismanide”1 dir. Mavera-i haşr-i cismani ise, insan öldükten sonra cismani olarak dirildikten sonra bu olayın arkasındaki, ötesindeki nimet olan ebedi saadettir.

Bütün nimetleri nimet eden, nikmetlikten kurtaran; Sani-i Hakim ve Rahmanü’r-Rahimin merhametidir.

Dipnot:

1 Muhakemat. 2006 baskı. Shf:222

Okunma Sayısı: 1487
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Eyüp Aktaş

    30.3.2022 05:08:27

    Lâhika Gibi bir mâkâle.Demek ki.Uydurukça'ya ihtiyaç olmadan'da Yazılıyor.70'li 80'li Senelerdeki Yeni Asya’nın Hâline Avdet etmek elzem.Hassasiyetimizi muhafazaya berdevam.Bera'yı Mâlûmat. Fi emanillah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı