"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tahripçi tenkitden kaçmak

M. Fahri UTKAN
17 Şubat 2022, Perşembe
Üstad diyor ki; “Binler teessüf ki, şimdi müthiş yılanların hücumuna maruz biçare ehl-i ilim ve ehl-i diyanet, sineklerin ısırması gibi cüz’î kusuratı bahane ederek, birbirini tenkitle, yılanların ve zındık münafıkların tahribatlarına ve kendilerini onların eliyle öldürmesine yardım ediyorlar.” 1

Bilindiği üzere ‘tenkit’; kişinin başkalarının yaptığı bir işi, davranışı veya söylediği bir sözü ayıplamak, o kişiyi yermek veya olumsuz davranışla karşılamak olduğuna göre, nasıl olurda öldürücü etkisi olur.

Anlaşılacağı üzere bu maddî bir öldürme değildir. Manevî veya hükmî bir öldürme diyebiliriz, bu olaya.

Tenkitler genellikle olumlu ve olumsuz diye iki şekilde oluyor. Olumsuz ve haksız yere yapılan tenkitler bu gruba girdiği gibi çok az da olsa olumlu (iyi niyetlerle) yapılan tenkitlerde de manen yaralayıcı / tahrip edici hallere rastlanabilir. Tenkit ayrıca, bir bakıma kabiliyette ister. Yani kişiyi tenkit etmek gerektiğinde kişinin iyi özelliklerini arasında beğenilmeyen bir hareketi, sözü arada zikredip tenkit edilebilir.

Yukarıdaki paragrafta bahsedilen husus; ilim ehli ve dindar kişiler, karşısındaki aynı sınıfta olan kişilerin çok küçük kusurlarını ortaya çıkarıp onları tenkit etmeleridir. Bundan dolayı da bu konudan din düşmanlarının faydalanmasının ortaya çıkmasıdır.

Meselâ bunlardan biri için şu uyarıyı yapıyor, Üstad Hazretleri; “Sakın hocaların Cuma ve cemaatlerine ilişmeyiniz. İştirak etmeseniz de, iştirak edenleri tenkit etmeyiniz.” 2

Bu cümleden anlamamız gereken her halde şu olmalı; Müslümanlar, yani ehl-i iman, birbirlerinin hata ve kusurlarını görse veya hizmet metotlarını beğenmese bile tenkit etmemesi gerekiyor.

Bu konuyu destekleyen başka bir cümlede de Üstad; 

“En müthiş maraz ve musîbetimiz, cerbeze ve gurura istinat eden tenkittir. Tenkidi eğer gurur istihdam etse, tahrip eder, parçalar.” 3 diyerek cerbeze ve özellikle de kibirle yapılan tenkitlerde önü alınamayan tahripler olabileceğinin altını çiziyor.

Peki, bir mü’min özellikle belli bir konuda âlim sayılabilecek bir kişi/insan başkalarını niye tenkit eder?

Ya onun yaptığını anlamaz, kendi bildiğine ters düşer. Tenkit eder. Veya kendinin bildiğini en iyi bilir, gururla onu rencide etmek için tenkit eder. Yani gururlu bir hissiyatla karşımızdakileri tenkit ettiğimizde bu durum oluşur. 

O zaman gerçekler tersyüz edilir ve anlamını yitirir. Özellikle dinî bilgilerin uygulaması veya o kişi/ler/in inancı ile ilgili bir tenkit yapıldığında o zaman daha müthiş bir tahribat söz konusu olabilmektedir.

Tenkit konusunu Üstad’a da sormuşlar. O da şu şekilde cevaplıyor.

“Sual: Tenkidi nasıl görüyorsun? Hususan umur-i diniye’de...

Cevap: Tenkidin saiki ya nefretin teşeffisidir (öc alma) veya şefkatin tatminidir. (dostun veya düşmanın ayıbını görmek gibi.)” 4 Düşmanın ayıbını gördüğünde ondan öç almak için tahrip edici tenkitler yapılmaktadır.

Peki, birbirimizin eksik ve yanlışlarını nasıl düzelteceğiz?

Menfi tenkitle değil de, “Belki birbirinin noksanını ikmal eder, kusurunu örter” (Lem’alar, s. 164) prensibiyle düzeltebiliriz.

Dipnotlar:

1- https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/kastamonu-lahikasi/tahlil/191

2- https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/kastamonu-lahikasi/tahlil/192 

3- Tulûat) ESDE. 631-632. 

4- Tuluat. ESDE. 581.

Okunma Sayısı: 2591
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı