"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Harp cephede olur; sivil bölgede değil

M. Latif SALİHOĞLU
07 Mayıs 2019, Salı
İsrail ile Filistinli gruplar arasında bir savaş hali var.

Ancak, bu kanlı çatışmanın, savaş usûlü ve özellikle “savaş ahlâkı” ile bağdaşır bir yanı-yönü bulunmuyor.

Savaş dediğin, cephede veya meydanda olur. Taraflar, var olan silâh gücünü ve askerî kuvvetini savaş meydanında, yahut harp cephesinde gösterir. Uzaktan kumandalı saldırıların olması halinde ise, taraflar birbirinin sadece askerî veya stratejik hedefleri vurur, kozlarını bu sûretle paylaşırlar. Savaş ahlâkı denilen şey budur ve böyledir.

Bunun dışına çıkarak, çatışmayı sivil alana çekmeye, mâsum insanların ölümüne, yaralanmasına sebebiyet vermeye çalışmak, savaş ahlâkına aykırı olduğu kadar, aynı zamanda insanlık dışı bir yöntemdir. 

İşte, bu insanlık dışı yöntemi, en başta İsrail tatbik ediyor. Hatta, bunun için fırsat kolluyor ve adeta bahane arıyor. Filistin tarafından da, ne yazık Hamas, o bahaneyi üreterek, İsrail eline malzeme veriyor.

Zalimlikte sınır tanımayan İsrail, dünyayı dinlemediği gibi, elbet bizi de dinlemez. Fakat, Filistinli kardeşlerimiz belki bizi dinler diye, onlara önemli bir mücadele metodunu hatırlatmak istiyoruz. O da şudur: Asr-ı Saadette yaşanan muharebelerin hemen tamamı “meskûn mahal” dışında yapıldı. Resûl-i Ekrem (asm), sivillerin ve mâsum çoluk-çocuğun zarar göreceği alanlarda yapılmaması yönünde inisiyatif kullandı. Nitekim, Hendek Harbi’nin bile, mümkün olduğunca “yerleşim alanı dışında” cereyan etmesi yönündeki Selmân-ı Fârisi’nin fikrini benimsedi. Uygulama da öyle yapıldı.

Asr-ı Saadettekine benzer mahiyetteki bir yöntemi de, çağımızda Bediüzzaman Hazretleri tatbik etti. Meselâ, istilâ için gelen Rus kuvvetlerine karşı, talebeleriyle ve emrindeki milis kuvvetiyle birlikte 1915’te Kafkas Cephesinde cansiperâne şekilde mücadele eden Fahrî Alay Kumandanı Bediüzzaman, 1918-22’deki İstanbul’un işgali döneminde ise, hiç kan dökülmemesi ve şehir ortasında bir silâhlı çatışma yaşanmaması için şu yönde etkili tenbihatlarda bulundu: Biz bir tek İngiliz askerini öldürürsek, onlar iki yüz kadar Müslümanı öldürür. Hem de, bu bahane ile işgale devam eder ve yerleşip burada kalmaya çalışır.

Aynı dönemde, Bediüzzaman, işgalcilere karşı ilmî cevaplar vermeye ve kitap-broşür gibi neşriyat yolu ile onların ülkemizde taban bulmasını engellemiş oldu.

Kaldı ki, silâh ve imkân üstünlüğü, hiç kıyaslanmayacak derecede işgalci tarafın elinde ve inisiyatifinde bulunuyordu. Dolayısıyla, şehir içinde silâhla karşı koymak, hiç kâr-ı akıl değildir... Aynı durum, hatta daha beteri bugün itibariyle Filistin aleyhinde olmak üzere İsrail için söz konusu. Kuvvet ve silâh kullanmak yerine, ilim, fikir, diplomasi ve sair insanî metotlarını kullanarak, dünyanın desteğini sağlamaya çalışmak daha isabetli olur.

Hâsıl-ı kelâm: Aynı zaman zarfında Yunan kuvvetlerine karşı silâhlı mücadeleyi (Millî Mücadele) destekleyen Üstad Bediüzzaman’ın, İngiliz işgaline karşı fikrî mücadele tarzını tercih etmesi, herhalde bir “Peygamberî metot”tur ki, aynı metodu, işgalci Yahudiler ile artık içiçe yaşamak durumunda kalan Filistinli kardeşlerimizin de dikkate almasını ve mücadelelerini ona göre sürdürmelerini ümit ve temenni ediyoruz.

GÜNÜN TARİHİ: 7/8 Mayıs 1884

Mithat Paşa idam edil(me)di

Mithat Paşa, sürgüne gönderildiği Taif’te 7/8 Mayıs 1884’te boğulmak sûretiyle öldürüldü.

Bu cinayetin bir sûikast mi, yoksa Sultan II. Abdülhamid’in emriyle mi gerçekleştirildiği, uzun yıllar tartışıldı; ancak, yine de konu aydınlığa kavuşturulamadı, dolayısıyla, sağlıklı bir neticeye varılamadı.

Uzun bir döneme damgasını vuran meşhûr Sadrâzam Mithat Paşa, Sultan Abdülaziz’in devrilmesi ve bilâhare katledilmesi dâvasından dolayı, 27 Haziran 1881’de Yıldız Mahkemesi’nde yargılandı. Hakkında idam kararı verildi. Padişah, idamı kaldırarak onu Taif’e sürgün ettii. Orada bir muhafız tarafından boğularak katledildi. Nâşı, uzun yıllar sonra, 26 Haziran 1951’de Türkiye’ye getirilerek, Şişli’deki Hürriyet-i Ebediye Tepesine defnedildi.

Okunma Sayısı: 1696
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    7.5.2019 12:42:50

    Bu yazı Filistinli kardeşlerimizle paylaşıldı.Filistinde yaşayan.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı