"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsan penceresinden yansımalar

M. Said ZEKİ
21 Ağustos 2023, Pazartesi
Karanlıktan kurtulmak için, kendine ve güneşe doğru pencereler açmalısın! Ben parmağımla hakikati işaret ediyorum; sen hakikate bakmak yerine, parmağıma bakıyorsun!

***

Binlerce âlemler, duygular, latifeler, hisler açılmayı bekleyen tohumlar gibi karanlıktaydı. Her habbe koynunda bir kubbeyi, her katre bir deryâyı gizliyordu!

Fakat birdenbire her şey değişiverdi ve hiç beklenmedik bir istikamet aldı. “Fâlıku’l-habbi ve’n-nevâ / tohum ve çekirdekleri çatlatıp açarak filiz çıkaran Allah” bilinmekliği, sevilmekliği murad etti. Kâinatı ve insanı yarattı.

...VE ‘YOLCULUK BAŞLADI!..’

“İnsan ahsen-i takvimde yaratıldığı ve ona gayet cami’ bir istidat verildiği için, esfel-i sâfilînden tâ âlâ-yı illiyyîne, ferşten tâ Arşa, zerreden tâ şemse kadar dizilmiş olan makamâta, merâtibe, derecâta, derekâta girebilir ve düşebilir bir meydan-ı imtihana atıl”dı.

İnsan Yaratıcı Sanatkârın en güzel eseriydi. Hâlık-ı Âlem’i bize tarif ve ilân eden deliller, pencereler sayısızdı.

En başta insanın kendi nefsi geliyordu. İnsan penceresi enfüsî idi. ‘Nefsini bilen, Rabbini de biliyordu’.

Bâb-ı İnsaniyet ise; ism-i Hakkın bir cilvesiydi. “İnsan öyle bir nüsha-i câmia” idi ki, Cenâb-ı Hak, bütün esmâsını, insanın nefsiyle, insana ihsas ediyor”du.

ÇİÇEK VE BAHAR

İnsanın “ihtiyâcâtı âlemin her tarafına dağılmış; arzuları ebede kadar uzanmış”tı. “Bir çiçeği istediği gibi, koca bir baharı da ister”di. Bir bahçeyi arzu ettiği gibi, ebedî Cenneti de arzu eder; bir dostunu görmeye müştak olduğu gibi, Cemîl-i Zülcelâli de görmeye müştaktı.”

Yolculuk esnasında imtihan gereği; çeşitli olaylarla, sıkıntı ve zorluklarla karşılaşıyor; zayıf, aciz ve fakir olduğu için hemen feryada başlıyordu. Aceleci ve sabırsızdı. Bazen verilen nimetleri unutup, ‘niye daha çok vermedi’ diye şikayet ediyordu. Dünyada ‘garip bir yolcu gibi’ yaşaması gerekirken; imtihanda olduğunu unutup dünyaya kök salmaya çalışıyordu.

KÖR NOKTA...

“Nefiste öyle dehşetli bir nokta ve açılmaz bir ukde var ki, zıtları birbirinden tevlid eder ve aleyhte olan her bir şeyi lehte zanneder”di.

İnsanlığın esrarına erememiş olanlar, hakikat ve mecazları birbiriyle karıştırdılar. Sonunda işin içinden çıkamadılar. Yollarını şaşırdılar ve ölçüleri sapıttılar.

İşte bu keşmekeş yüzünden; iyi ve kötünün, doğru ve yanlışın, güzel ve çirkinin, haklı ve haksızın, adalet ve zulmün belirlenmesinde kullanılan değer yargıları, kıstaslar aslî hüviyetini yitirdi.

“KENDİNİ OKU!..”

Halbuki, esmâ-i hüsnânın en güzel nakşıydı insan. “Demek nasıl esmâda bir İsm-i Âzam var; öyle de, o esmânın nukuşunda dahi bir nakş-ı âzam var ki, o da insandır.”

Öyleyse ‘kendini insan bilen insan’ın ‘kendini oku’ması gerekiyordu. “Yoksa hayvan ve câmid hükmünde insan olmak ihtimali var”dı.

İbn Arabi’nin dediği gibi; “zaman ilerlese de, hakikat hep aynıydı. Çünkü insan “İnna lillah’’ tan başlayıp, “İnna İleyhi raciun’’a giden bir yolcuydu.”

Okunma Sayısı: 1299
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Neslinur

    21.8.2023 15:54:34

    👏👏👏🌹

  • Aysuna

    21.8.2023 11:15:05

    🌺🌺🌺🌿

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı