"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İmanlı filozoflar ve Kur’ân’ın mu’cizeliği

Mehmet ERBAŞ
08 Mayıs 2021, Cumartesi 00:06
KUR’ÂN’IN MU’CİZELİĞİ - Hazırlayan: Mehmet Erbaş

İşte, Kur’ân’ı Hâkim’in ulviyetine en sadık bir delil ve hakkaniyetine en zahir bir bürhan ve icazına en kavi bir alâmet şudur ki, Kur’ân; bütün aksam-ı tevhidin, bütün mertebelerini bütün levazımatıyla muhafaza ederek beyan edip muvazenesini bozmamış nuhafaza etmiş, hem bütün İlâhî hakikatlerin muvazenesini muhafaza etmiş, hem bütün Esma-i Hüsnanın iktiza ettikleri ahkâmları cem etmiş, o ahkâmın tenasübünü muhafaza etmiş, hem Rububiyetin ve Uluhiyetin şuunatını kemal-i muvazene ile cem etmiştir. İşte şu muhafaza ve muvazene ve cem, bir özelliktir. Katiyyen beşerin eserine mevcut değil ve eazım-ı insaniyenin netaic-i fikirlerine bulunmuyor. Ne melekûta geçen evliyaların eserinde ne umum geçen işrakiyyun kitaplarında, ne âlem-i gayba nüfuz eden ruhanilerin marifinde hiç bulunmuyor. Güya bir taksimül a’mal hükmünde her iki kısım hakikatin şeceri uzmasından yalnız bir iki dalına yapışıyor. Yalnız onun meyvesiyle, yaprağıyla uğraşıyor. Başkasından ya haberi yok veyahut bakmıyor. Evet, mutlak hakikat mukayyet (sınırlı) nazar ile ihata edilmez. Kur’ân gibi bir nazar-ı küllî lâfzı ki, ihata etsin. Kur’ân’dan başka gerçi Kur’ân’dan ders alıyorlar, fakat hakikat-ı külliyenin cüz-i zihniyle yalnız bir iki tarafını tamamen görür, meşgul olur. Onda hapsolur, ya ifrat veya tefrit ile hakikatin muvazenesini (dengesini) ihlâl edip tenasübünü izale eder. 

“Andolsun ki, insanı biz yarattık; nefsinin ona vesvese verdiğini de biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf Sûresi: 16) ifade ettiği akrebiyeti (yakınlığı) “Meleklerin ve Cebrail’in elli bin sene uzunluğunda bir gün olan Kıyamet gününde Allah’ın emri olmak üzere Arşa yükselirler.” (Mearic Sûresi: 4) işaret ettiği hakikat-i ulviyeyi, “Allah adaleti, iyilik yapmayı ve iyi kullukta bulunmayı, akrabaya ikram etmeyi emreder. Fuhşiyatı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Allah düşünüp tutasınız diye size böyle öğüt verir.” Nahl Sûresi: 90) ifade ettiği hakikati camia gibi bütün uhrevî ve dünyevî, ilmî ve amelî imanın altı rüknünün her birisini tafsilen, İslâmiyetin beş rüknünün her birisini kasden ve cidden ve saadet-i dareyni (dünya ve ahiret saadetini) temin eden bütün düsturları görür, gösterir. 

Okunma Sayısı: 2067
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı