"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tasarruf etmeden asla!

Faruk ÇAKIR
01 Kasım 2025, Cumartesi
Ülkemizin ciddî sıkıntıları vardır, ama bunlar çaresiz de değildir.

İnsanı şaşırtan, Türkiye’yi idare edenlerin de bu ‘çare’leri büyük ölçüde bildikleri halde, uygulama safhasına koymamaları ve milleti çaresizlik içinde bırakmalarıdır. Bunun sebebi, muhtemelen bu ‘çare’lerin idarecilerin menfaatleriyle örtüşmemesidir. 

Bazılarında şöyle bir kanaat var: Şimdiki idareciler çeyrek asra yaklaşan iktidarlarının ilk dönemlerinde faydalı işler yaptı, ama sonradan şaşırdı ve şaşırttılar. Bu, elbette tartışmaya açık bir kanaattir. 

Fakat hadiseye şöyle bakmak icap etmez mi: Perşembe gününün gelişi Çarşamba gününden bellidir ve belliydi. Demek iki ilk yıllarda da temeller sağlam atılmadı, ‘doğru’ yollar tercih edilmedi ki netice böyle oldu. 

İş başındaki iktidarın ilk yıllarında çeşitli bakanlıklar yapan bir ismin bugün çizdiği tablo özetle şöyle: “2011 sonrası, hele hele 2015 sonrasına baktığımızda Türkiye’de küçük bir menfaat şebekesinin zenginleştiği ama geniş kitlelerin gittikçe fakirleştiği, yoksullaştığı bir döneme girdik.

Bakın bu 200 lira ilk çıktığında üç tane çeyrek altın alabiliyordunuz bununla. Şimdi asgarî ücret 22 bin lira oldu. Bakın bu 22 bin lirayla kuyumcu bugün ancak 2 tane çeyrek altın verir. Bir deste 200 lirayla ancak gidersiniz 2 tane çeyrek altın. Bu 200 lira ilk çıktığında tek bir banknotla 200 lirayla 3 tane alabiliyordunuz. (...) Şu anda enflasyon yüksek ama tasarruf adına tek bir tedbir alınmıyor. (...) Devlet tasarruf etmeden enflasyon düşmez’ diyoruz. Hiç kimsenin umuru değil. (Ali Babacan’ın açıklamaları, ankahaber.net, 26 Ekim 2025)

Acaba, “küçük bir menfaat şebekesinin zenginleştiği”nden bahsedilirken kimler kastedilmiştir? Hem, “bir menfaat şebekesi” zenginleşirken geniş kitlelerin fakirleşmesi ve yoksulluğa sürüklenmesi bir planın parçası mıdır?

Devletin tasarruf etmesi gerektiğini şimdiki idareciler de söz ile ifade ediyor, ama sıra bunu yapmaya gelince bir bakıma “itibardan tasarruf edilmez” denilerek yeniden israf denizine dalınıyor. Acaba idarecileri tasarruf etmekten uzak tutan sebep nedir? Aklın yolu bir ve bu da tasarruf ise niçin ısrarla bu yol tercih edilmiyor?

Türkiye gerçek anlamda tasarruf yolunu tercih eder ve bunu da ‘hak, hukuk ve adalet’le tescilleyebilirse her türlü krizi sona erdirebilir. Bilindiği halde bu yolu tercih etmeyenlerin iyi niyetine güvenmek mümkün değil. Perşembenin gelişi, Çarşambadan belliydi ama görmek istemeyenler görmedi...

Okunma Sayısı: 270
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı