“Eğer bir ülke veya toplum, seçimle gelmeyen baskıcı ve adaletsiz yöneticiler tarafından yönetiliyorsa, insanlar kanun önünde eşit değilse, din dahil hiçbir konuda düşünce hürriyeti yoksa, bazıları fakirlik çekerken, diğerleri lüks içinde yaşıyorsa, sorunların çözümünde diyalog ve uzlaşma yerine baskı ve şiddet uygulanıyorsa ve adaletsiz uygulamalar yaygınsa burası hiçbir şekilde bir İslâm ülkesi olamaz.”
Bu ifadeler, her yıl açıklanan İslâmîlik Endeksi’ni hazırlayan ABD’deki George Washington Üniversitesi’nden akademisyen Hüseyin Askari’ye kitabında yer alan ifadeleri…
Askari şöyle devam ediyor: “İslâmî metinleri incelediğimizde iyi ve adil bir yönetimin şart olduğunu görüyoruz. Bir ülkedeki resmî kurumların çok iyi işliyor olması ve yöneticilerin vatandaşlarla aynı kanunlara tâbi olmaları gereklidir. Ayrıca vatandaşlar ekonomik ve politik hürriyete sahip olmalı ve toplum düzeni ekonomik gelişmeye imkân vermelidir. Yolsuzluk ve fakirleşen toplum İslâm’a uygun değildir…”
İslâm ülkelerinin içinde bulundukları durumu özetlemek açısından fevkalâde önemli ve yerinde tesbitler…
İslâm ülkelerinin acınacak hali
ABD’de George Washington Üniversitesi’nde görev yapan iki akademisyen 2010 yılında “İslâm ülkeleri ne kadar İslâmî” başlıklı bir araştırma yaparlar. Araştırmada “İslâm İşbirliği Teşkilâtı’na üye olan ülkelerin İslâmî öğretilerle uygun politikalar izleyip izlemediklerini” ortaya koymaya çalışırlar. Daha sonra bu çalışmayı 2017 yılından bu yana kurdukları İslâmîlik Vakfı adına Müslüman olmayan ülkeleri de araştırmaya dahil ederek İslâmilîk Endeksi’ni açıklamaya başladılar.
Scheherazade Rehman ve Hüseyin Askari’nin hazırladığı endeksi görünce İslâm ülkelerinin (!) içinde bulundukları durumun ne kadar endişe verici olduğu görülüyor.
153 ülkenin yer aldığı listenin ilk sırasında, 15 Mart’ta iki camiye düzenlenen saldırılarda 51 kişinin vefat ettiği Yeni Zelanda var. Yeni Zelanda 2017 yılında da İslâmîlik Endeksi’nde en yüksek puanı alan ülke olmuştu. Yeni Zelanda’yı İsveç, Hollanda, İzlanda, İsviçre ve İrlanda izliyor. Danimarka 7, Kanada, 8, Avustralya 9, Norveç de 10. sırada yer alıyor. Avrupa ülkelerinin haricinde Japonya da bulunuyor.
İlk 20’de Kuzey Avrupa ülkelerinin ağırlıkta olduğu görülürken ilk 50’de yalnızca dört Müslüman ülkenin olması acı verici.
Endeksin ilk yayınlandığı 2015 yılında liste üzerinde 65. sırada bulunan Türkiye son açıklanan sıralamada 30 basamak gerileyerek 95. Sırada yer alıyor.
Adalet, insan hakları, fikir hürriyeti...
“İslâmîlik Endeksi” sıralamasında ilk 40’a dahi giremeyen “Müslüman Ülkeler”in oturup düşünmeleri ve bu durumla yüzleşmeleri gerekiyor.
Burada dikkat çeken bir durumda çalışma, Müslüman toplumların ibadet ve itikat konularını incelemiyor.
İslâm’ın temel değerleri arasında yer alan ülkelerin yönetiminde ve toplum hayatında adalet, insan hakları, fikir hürriyeti gibi değerlerin uygulanıp uygulanmadığını araştırıyor.
İşte İslâm’da yer alan bu değerler uygulanmadığı için İslâm ülkeleri bugün tek adamlığın, yolsuzluğun, hukuksuzluğun, ekonomik adaletsizliğin, eğitimsizliğin pençesinden kurtulamıyor. Halk fakir iken yöneticisi büyük bir şatafat içinde yaşıyor. Yöneticilerin baskıcı uygulamaları halkın bu değerleri yaşamamasına sebep oluyor.
Ülkelerin bu durumda olması hem dışarıdan müdahaleler hem de ülkelerin birbirleriyle çatışmalarını netice veriyor. İttihad-ı İslâm’da bu yüzden gerçekleşemiyor. Bütün bunların temelinde de demokrasinin İslâm ülkelerinde bütün kurum ve kurallarıyla işlememesi yatıyor.
İslâm’ın temel değerleri olan adalet, ahlâk, hürriyet gibi kavramlar konusunda İsveç, Norveç, Finlandiya, Hollanda, Kanada gibi ülkelerin ilk sırada yer almasının sebebi bu ülkelerde demokrasinin yerleşmiş olması…
İslâmîlik Endeksi”nin sonuçlarını görünce büyük şair Mehmet Âkif Ersoy’un Batı’ya yaptığı bir seyahat dönüşü, “Avrupa’yı nasıl buldunuz?” sorusuna verdiği, “Dinleri var işlerimiz gibi, işleri var dinimiz gibi” sözü ile, Yusuf İslam’ın (Cat Stevens), “Eğer İslâm’ı Kur’ân’dan değil de Müslümanlardan öğrenseydim, eğer Kur’ân’dan önce Müslümanları tanısaydım, asla Müslüman olmazdım” sözlerine hak vermemek olur mu?
SÖZÜN ÖZÜ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Adaletin olmadığı bir devlet eninde sonunda yıkılıp gitmeye mahkûmdur” dedi… Doğruya doğru güzel bir söz. Sözün de özü…
Bir de “Devletin dini adalettir” diye bir söz var…
Adalet, adalet, adalet…