Ülkemizde felâketler son zamanlarda daha sık görüldü. Bunlar: Kuzey Irak’ta mağarada gaz sıkışmasından meydana gelen patlamada şehit olan 12 asker, sıcakların artması, orman yangınları ve bu yangınlarla mücadele ederken 10 görevlinin yanarak şehit olması.
Toplum olarak her türlü olumsuzluğa karşı ayakta durmaya çalışıyoruz. Birbirlerine selam veya merhaba sözleri ile yaklaşanlar çok az. Hatta bazen selam verdiğimizde de karşılık verenler azınlıkta. İnsanların saygısı gittikçe zayıflıyor. Gençlerin birçoğu telefonla aşırı meşgul, hayattan bîhaber olarak ayrı bir âlemde vakit geçiriyorlar.
Ekonomik olarak çok zor şatlarla karşı karşıyayız. İnsanların birçoğu geçinmekte zorlanıyor. Gıda fiyatları bugün dünü aratıyor. Malum sebepler, kuraklık, don vs. Bunlar elbette önemli ama tutmayan kemer sıkma politikaları, yüksek faiz, israf ve şatafatın devam etmesi ekonomik krizi daha da derinleştiriyor. Bazı devlet büyükleri her hafta emeklilere on bin, yirmi bin lira düşük faizli kredi sunmaktadır. Bu, ne demek? Hani faiz haramdı? Yine insanlarımızın çoğunluğu bankalardan kredi alıp ev, araba (yenileme) gibi yerlere harcamaktadır. Bu kredilerin geri ödenmesinde aileler zorluklar yaşamaktadır.
Maneviyat konusuna gelince, Türk milletinin yüz 90’a yakın Müslüman. Geçen günlerde bu konu ile alâkalı Asal Araştırma tarafından yapılan ankette “namazlarımı kılarım” diyenlerin oranı Nisan 2022’de %23 iken, 2024’te bu oran %18.8 ve bu oran 2025’te yani bu günlerde % 10’un altında ne yazık ki. Sosyal medyada ve çevremizden şahit olduğumuz deizm anlayışı ve buna benzer akımlar da şer odaklarını yaptığı tahribatlardandır.