"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kuvvet, kanunda ve hakta olmalı

Risale-i Nur'dan
06 Ağustos 2025, Çarşamba
[“Dağ Meyvesi Acı da Olsa Devadır” (24 Mart 1909) başlıklı makaleden]

Üçüncü Madde

Devlet-i ilmiyede Meşrutiyet-i ilmiye tesis etmektir, tâ ki efkâr-ı umumiye-i ilmiye feveran ile ağraz ve enaniyet ve evham ve şübehatı bel’ etsin. Zira her bir âlim, kendi fikrini herkese kabul ettirmekle taklit yolunu açmak ve taharri-i hakikatin yolunu seddetmekle bir nevi istibdad-ı ilmiye yapıyor.

Elhâsıl: İstibdat, gerek idare gerek ilimde olsun, semerat-ı sa’yi istihlâk ile istikbale istidbar ediyor. İdarede kuvvet kanunda olmalı; ve ilimde de kuvvet hakta olmalı. Yoksa istibdat hükümferma olur.

Dördüncü Madde

Talebelik, sanat-ı mütenevviasında taksimü’l-mesai kaidesini medresede tatbik etmekle beraber, içtimaat ile münazara ve müdavele-i efkârdan feveran eden bir nevi efkâr-ı umumiyeyi üstad-ı manevî ittihaz etmektir. Tâ talebelikte ukdetü’l-hayatiye tenebbüh ve meylü’t-terakkî faaliyete ve meylü’t-teceddüd zuhura başlasın.

Elhâsıl: Nasıl ki devlette efkâr-ı amme hâkimdir, müftüsü de efkâr-ı umumiye-i ulema olmalı. Ve üstad ve muallim de efkâr-ı amme-i talebe olmalıdır. Tâ ki Meşrutiyet, mütesaviyen ve mütenasiben cereyan etsin. Şeriatta icma-ı ümmet hüccet-i kat’î olduğundan, efkâr-ı ammenin kıymet ve mevkiini gösterir.

Beşinci Madde

Mürşid-i umumî olan vaiz ve hatipler, hem âlim-i muhakkik olmalıdırlar; tâ bürhan ile ikna eylesin. Zira tasvir ve tezyin-i müddea, müteharri-i hakikate karşı faydasızdır. Ve hem de hakîm-i müdakkik olmalıdırlar; tâ ki bir şeyi tergib veya terhib ile ondan daha mühim şeyi tenzil ve tahfif edip muvazene-i Şeriatı bozmasınlar. Ve hem beliğ-i hakîm olmalıdırlar; tâ ki mukteza-i hâle mutabık ve ilcaat-ı zamana muvafık ve teşhis-i illete münasip söz söylesinler.

Eski Said Dönemi Eserleri, Makalat, s. 52-53

LUGATÇE:

ağraz: kötü niyetler; kinler.

bel: ortadan kaldırma, yutma.

devlet-i ilmiye: ilim devleti. (ilim bir devlete benzetilmektedir)

efkâr-ı umumiye-i ilmiye: ilim adamlarının fikirleri, düşünceleri.

içtimaat: içtimalar, toplanmalar.

istibdad-ı ilmiye: ilmî baskı.

istibdat: baskı, despotluk, keyfî idare.

istidbar: yüz çevirme, arka dönme.

istihlâk: tüketme.

meşrutiyet-i ilmiye: ilmî alanda meşrutiyet, bilimde demokrasi.

meylü’t-teceddüd: yenilenme meyli.

müdavele-i efkâr: fikir alışverişinde bulunma.

mütesaviyen: eşit olarak.

sanat-ı mütenevvia: çeşit çeşit sanatlar.

semerat-ı sa’y: çalışmanın meyvesi, emek ürünü.

taharri-i hakikat: hakikati araştırma.

taksimü’l-mesai: iş bölümü.

tenebbüh: uyanma.

Okunma Sayısı: 243
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı

    En Çok Okunanlar