"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hiçliğin dayanılmaz yakıcılığı…

Yasir Özer
06 Ağustos 2025, Çarşamba
Havalar rekor düzeyde sıcak. Mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Üstad Bediüzzaman’ın “neşeli kış dersine fütur verebilir” dediği mevsimlerdeyiz.

Ama bugün sıcaklıkları değil, başka bir şeyi konuşacağız.

İhtiyarlık zamanı birçoğumuz için hayatın dönüm noktalarından birisidir. İnsan bu dönemin etki alanına girdikçe daha önce fark etmediği bir idrak penceresinin açıldığını hisseder. Akıl ve duygular arasında bir dengelenme hâlinin yaşandığı bu dönemde insan, sükûnetli bir muhakeme zeminine taşınır.

Bu dönemin tecrübeleri zamanla temel ölçüler haline gelir. Yaşadıklarımızı bu ölçüler üzerinden anlamlandırmaya başlarız. Bediüzzaman da “ihtiyarlık sabahında uyandım”, “ihtiyarlık hissiyatıma uygun gelmedi” diyerek bu noktayı işaretler. Hatta çocukken ezberlediğimiz ve sadece inancın konusu zannettiğimiz kavramlar bile bu dönemde mantıkî bir zemine oturmaya başlar.

Bunlardan birisi Cehennemdir meselâ. 

Cehennemin, şahsî hayatımızdan sağlıklı bir toplumsal yapının kurulmasına kadar olan süreçteki  kritik rolünü bu dönemde daha iyi anlarız. 

Anlarız anlamasına da; sohbetlerimizde Cehennemin konu edilmemesi için özel bir çaba sarf ederiz.

Çünkü ilk bakışta abus bir çehreye sahiptir.  Çünkü “düşünme eylemi”ni tetikleyerek –güya- kafa konforumuzu bozar.

Çünkü lezzetleri acılaştırır. 

Çünkü Cehennem’e dair anlatıların kahir ekseriyeti bir felâket simülasyonu olarak şekillenir.

Bu yüzden sık sık “Amaaaan boşverin canım bunları! Güzel şeylerden konuşalım…” denilerek muhabbetin yönü değiştirilir. 

Ancak Cehennemin varlığı bir rahmettir, nimettir. Bunu en iyi zulme uğrayan, duygusu sinesinde kalan, mukaddesleri gözleri önünde ayaklar altına alınanlar bilir. Ve asıl felâket Cehennemde değil “hiçlik”tedir. 

Rotayı imandan inkâra kaydırarak karşısına “hiçlik manzarası”nı almış bir gözün gördüğü dehşeti “hayal etmek” bile insanı sarsar.

Zira, hiçliğin olduğu yerde ahlâk, sevgi ve diğer bütün duygular anlamını kaybeder. Her şeyi kuşatan görecelilik, sadece kişiyi ve toplumu bozmakla kalmaz; insanın vicdanını da an be an azap içinde bırakır. Boşlukta savrulmak gibidir. Böyle bir hâli tasavvur etmek, hatta acısını duymadan düşünmek mümkün değildir.

Bu sebeple hiçliğin yakıcılığını fark eden büyük insanlar, Cehennem de olsa ebede talip olmuşlardır.

Etrafı seyrederken, dalından kopup düşen bir yaprağın çürümesi ve yok olmasının -yani hiçe gitmesinin- verdiği dayanılmaz acıyı yüreğinde hisseden Bediüzzaman, o an ve o dakikada tahammül edilemez bir yakıcılığı müşahede etmiştir. “Cehennem de olsa ebed isterim”i bir de buradan değerlendirmek gerekir.

“Yaşamın Trajik Duygusu” isimli eserin sahibi İspanyol Düşünür Miguel de Unamuno da şöyle diyor: “Şu kanaate vardım ki, tüm insanlar için aynı olan tek bir çetin mesele var: ‘Ölümden sonra bilincimizin başına ne gelecek?’ Yok olmaktansa, Cehennemde ebediyen yanmaya razıyım. Çünkü hiçbir şey, hiçliğin kendisi kadar korkunç görünmüyor. Eğer bilinç, iki ebediyet arasında sadece bir şimşekse; bu adalet değildir. Ve bu durumda hayattan daha berbat bir şey olamaz.”

Seneca’nın da böyle dediği söyleniyor.

İşte kulağını gerçekliğin kalbine dayayanlar; ölümün de Cehennemin de bir rahmet tecellisi olduğunu anlıyor.  

Gerçekten de her şey O’na (cc) bakan yönüyle son derece berrak, bize bakan yönüyle son derece hikmetli.

Okunma Sayısı: 280
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı

    En Çok Okunanlar