"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aşı olan Üsküdar’ı geçtiyse...

Mikail YAPRAK
11 Kasım 2021, Perşembe
Hani, “Atı alan Üsküdar’ı geçti” deyiminin hangi durumlarda kullanıldığını ve ne mânaya geldiğini bilmeyenimiz yoktur.

Biz de bu deyime nazire kabilinden, “Aşı olan Üsküdar’ı geçti” diyelim ve bu ifademizi de öyle yüzüstü bırakmayalım.

Meramımızın muallakta kalmaması için hemen ifade edelim ki; “aşı karşıtlığı”nın, aşılarını yaptırmış olanlar nezdinde asla bir karşılığı olmadığı gibi, aşısını hâlâ yaptırmamış olanlar nezdinde de caydırıcılığı giderek azalıyor.

Ve yine hemen ifade edelim ki; şu fakir, aşı karşıtları zümresine dahil olmadığı gibi, aşı meddahı da değildir. Sadece aşılarını yaptırmış biri olarak, gelinen noktada mevcut manzara-i umumiyeyi okumaya çalışıyoruz, hepsi bu.

Siz de kabul edersiniz ki; şu ana kadar aşılarını yaptıranların, bundan böyle “aşısızlar” sınıfına dahil olabilmesi ne kadar imkânsız ise, aşısızların da zaman içinde “aşılılar” sınıfına dahil olması o kadar imkân dahilindedir. Hatta sadece imkân dahilinde kalmayıp, giderek kaçınılmaz hale geleceği de kesin gibi gözüküyor. Gazetemizde okumuşsunuzdur. Avusturya’da bazı alanlara ancak aşılı olanlar girebilecektir.

Yani halihazır “aşısızlar” her an “aşılılar”dan olmaya namzettirler. Zira pandemi dönemi son bulmadı. Alış veriş ve iş yerlerinde, dairelerde, firmalarda, fabrikalarda, cadde ve sokaklarda tedbir kuralları sürdürülüyor. Hem de büyük çapta isteğe bağlı olarak sürüyor. Hatta akıllı maskeler bile üretiliyor.

Diyorlar: Kovid 19 yapaydır ve düşmanların ürünüdür.

Diyoruz: Neticede ağır hastalığa ve ölüme sebep oluyor mu? Evet! Dediğiniz gibi insanlık düşmanlarının projesiyse, o zaman daha fazla dikkatle sakınmaya çalışalım ki, düşmanları sevindirmeyelim. 

Kabul edelim ki, bu pandemi iddia edildiği gibi, önceden planlanmış “plandemi” olsun. Ama hastanelerde, bilhassa yoğun bakım entübe halleri ve ölümler; -ortaya çıkış sebebi her ne olursa olsun- mühim bir marazın varlığından haber veriyor ve şu duâyı her daim dilimizden düşürtmüyor:

“Ey Rabbimiz, bu marazın bizi yatağa mahkûm etmesinden ve nefesimizi kesmesinden Sana sığınıyoruz!”

AŞI YAPTIRMAK VEYA ÇEŞMEDEN SU İÇMEK 

Aşı istatistiklerini günlük derleyen “Our World In Data” verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisi en az bir doz aşı oldu. İkinci doz aşı yapılanlar da dahil olmak üzere şu ana kadar yapılan doz sayısı 6 milyar 800 milyonu aşmış durumda. 

Türkiye’de ilk aşı 13 Ocak 2021’de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya yapılmıştı. 

O zaman konuşan sayın Bakan, konuşmasını şöyle bağlamıştı:

“Bu hastalıktan korunmanın en önemli yollarından biri aşı. Normal, eski hayatımıza dönmek için aşıyı mutlaka yaptırmamız gerekiyor.” 

Buraya kadarki “aşı okumalarımızdan” anlaşılıyor ki, aşı uygulamalarında dönüşü olmayan bir yola girilmiştir. Yolumuzun sıhhat ve selâmete çıkması için, dilimizden duâ eksik olmasın. Her daim her şeyin hâkimi olan Allah’a sığınalım..

Ve son olarak lâtif ve nükteli bir hikâye..

Bir zamanlar bilge bir zat, kasabanın çeşmesinden su içenlerin deli divane olup ortalığa düştüğünü rüyasında görür. Aynı rüyayı üçüncü defa görünce bunu kasabalılara anlatarak onları çeşmeden uzak durmaya çağırır. Kendisi de evinin avlusunda kuyu kazdırıp, su ihtiyacının oradan karşılanmasını ve çeşmeden asla su alınmamasını aile efradına tembih eder.. 

İşin garipliğine bakınız ki; o âlime itimad etmeyip, çeşmeden su içenler, zamanla kendilerini akıllı görerek, sadece su içmekle yetinmeyip, kuyudan su içmeyenlere “deli” yaftasını yapıştırmaya başlamışlar...

Gel zaman git zaman, o âlim ve aile efradından başka o çeşmeden su içmeyen kalmamış. Onlar da, kendilerini toplumun “deli” görmesine daha fazla dayanamayıp o çeşmenin suyundan içmişler. Deliler safına katılarak akıllanmışlar...

Okunma Sayısı: 2096
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cafer Tayer İŞLER

    2.12.2021 07:49:37

    Yorum yapan Sena Nur Gül hanımı tebrik ediyorum

  • Cafer Tayer İŞLER

    2.12.2021 07:47:42

    Makalenin sonundaki misal aşı yanlılarını çok güzel açıklamış. Aynen yaşanıyor. Ama vaesefa ki yüzde bir iki haricinde hic kimse büyük resmi göremedi Düne kadar laik antilaik, Türk Kürt, ateist faşist, fetö milli beka kutuplaşmayı yeni dünya düzeninde aşılı aşısız haline evrildi. Bill Gates işaretini verdi ve 2022 sonu itibari ile bu perde de kapanacak. Yeni çorabı kimler farkedecek bakalım... imtihan dünyası...

  • Abdullah Tunç

    11.11.2021 15:15:01

    İlim,teknik,teknoloji bizde değildir.Bizler,islam alemi ilim olarak başka ülkelere bağlıyız.Onların bilgileriyle haraket ediyoruz.Kaynak bizde değil.Başka kaynak lardan su içiyoruz.Bilgi ü reten başkalarıdır.Onlar söz sahibi. Dünyanın ma ruz kaldığı bu son hastalık belasının çıkış yeri; Çin ve Amerika'dır.Suni olarak üretilmişse,bu konuda doğru bilgilere bu iki ülke sahiptir.Bunlar dünyaya nasıl bilgi veriyorlarsa,bü tün dünya bu bilgileri kabul edip kullanıyor.Doğ ru bilgi mi veriyorlar,yoksa bütün dünyayı yanıltarak yanlış bilgi mi veriyorlar,ancak onların sahip olduğu tıp bilgileri,onlar kadar bilenler test edebilirler.Doğrusunu ortaya koyabilirler.Yoksa bütün dünya ülkeleri takli den kabul ederler.Bu konuda İslam ülkeleri önde olsaydılar,dünyayı doğru olarak,delilli ispatlı bilgilendireceklerdi.Heyhat nelerle uğraşıyoruz!!! İlimden büyük oranda uzaklaşmışız...

  • Hasan

    11.11.2021 14:51:31

    Sema Nur Gül hanımın yorumuna imza

  • Sema Nur Gül

    11.11.2021 11:37:58

    Nasılsa herkes elbet bu sıvıyı olacak da ne demek? Ortada millete uygulanan bir istibdat var.Millet istemediği halde işinden okulundan olmamak için, sayahat edebilmek!! İçin aşıyı oluyor..Ve aşıdan sonra yaşanılan en başta kendi yakınlarımın halleri, gençlerde artan kalp krizi kalp iltihabı vs bunlardan hiçbir şekilde bahseden yokAşıyı üretenler dahi sorumluluğunu almıyor ama olanlar aşıyı daha çok savunuyor.Sonu gelmeyen doz.. 3.doz aşı olanla hiç olmayan aynı statüde..istibdat ne şekilde olursa olsun, meşruiyet libası giysin ve ismini taksın, rast gelsem sille vuracağım diyen Üstadın talebeleri bunca istibdata baskıya ses etmesi gerekirken, nasılsa eninde sonunda aşı olmayanlarda aşı olacaklar demek de neyin nesi? Bir avuçta olsa hakkını hürriyetini özgürlüklerini savunan, hükümete ve kanunsuz genelgelere dava açan insanlar var Allah'a şükür.. Hemde ekmeksiz yaşarım Hürriyetsiz yaşayamam diyen Üstadın talebesi bile olmayan bir avuç!

  • mustafa

    11.11.2021 10:44:42

    Selamlar. m-rna aşılarının mahiyetini enine boyuna araştırıp bir yazı da o konuyla ilgili yazarsanız çok seviniriz ağabey.

  • Hüseyin Çetin

    11.11.2021 09:38:00

    Bahsettiğiniz biyolojik sıvıları yaptıran Ordu ilinde en fazla vaka ve ölüm sayısı görülmesine rağmen en az biyolojik sıvıları yaptıran Şanlıurfa ilinde en az vaka sayısı ve ölüm görülmesinin hikmeti ne olabilir acaba? Aynı şekilde corona hastalığı biyolojik sıvılarının yapılma oranı %18 olan ve nüfusu 2 milyara yakın olan Hindistan' da öüm sayısının 180 olarak bildirildiği gün; aynı hastalığın biyolojik sıvılarının yapılma oranı %75 olan ve nüfusu 80 milyon civarında olan Türkiye'de 245 ölüm sayısı neyi gösteriyor? İlmi olarak izah ederseniz memnun oluruz. Not: Kullanılan biyolojik sıvılar DSÖ'ye göre halen aşı statüsünde değildir. Sadece acil kullanım izni verilmiş biyolojik sıvılardır. Bazılarının acil kullanım izninin uzatılması basında onay verilmiş gibi gösterilmiştir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı