"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstanbul’u alan...

Mikail YAPRAK
13 Haziran 2019, Perşembe 00:23
Dünyanın gözü İstanbul’un üstünde olur da, siyasetin gözü olmaz mı?

Seçimlerde “İstanbul’u alan, Türkiye’yi alır; İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder” iddiası, neredeyse iddia olmaktan çıkmış, yaşanan ve bilinen gerçek haline gelmiştir!

İstanbul, her yönüyle tanınmaya değer bir şehirdir.

“Ben İstanbulluyum, İstanbul’u iyi tanırım” iddiasında olmak da aslında İstanbul’u tanımamış olmanın göstergesi olsa gerek.. Zira İstanbul’da oturmakla İstanbul tanınmaz!

Gerçi İstanbul’u hiç görmeyip de sadece hakkında bir şeyler duyanlara, ya da iş ve ticarî amaçla gelip geçenlere nazaran İstanbulluların da bir şansı, bir avantajı olabilir. Ama biz diyoruz ki, İstanbul’u tanımış olmanın mihengi bu değildir!

Hem şimdi kaç tane hakikî İstanbullu var ki İstanbul’da?

Türkiye’nin hangi köşesi var ki, oradan birileri İstanbul’a yerleşmiş olmasın?

Artık orada her oturan ya da işini kuran, bir de “Aslen nerelisin?” sorusuna maruz kalmıyor mu?

Dünyanın gözünün üstünde olduğu İstanbul; mazhar olduğu fetih teşebbüsleri veya maruz kaldığı işgal girişimleri açısından da ayrıcalık arz eder..

En başta, Ahirzaman Nebîsi’nin (asm) fetih müjdesine mazhar olan bir şehir!

Bir çok yönden “tek şehir” olma özelliklerini koruyan İstanbul’un, bu yönüyle de bir erişilmezliği vardır. 

İşte ilk akla gelenler:

- Avrupa ve Asya kıt’ası üzerinde kurulan tek şehir!

- San’at şaheseri camileriyle, bilhassa mahzun Ayasofya’sıyla tek şehir!

- Üç tarafını (Haliç, Boğaziçi, Marmara) sularının sardığı, yarımada görünümündeki tek şehir!

Meyveli ağaçlar çok taşlandığı gibi, güzel İstanbul’umuzu da taşlayanlar, topa tutanlar her zaman olmuştur ve olmaya devam edecektir. 

Hem bilirsiniz ki, her güzelin düşmanları da çok olur!

Kimileri de o güzele erişemedikleri için düşman kesilirler!

Bu bakımdan; “Ah İstanbul İstanbul” türkülerini tüttürenler.. 

“İstanbul’u artık istemiyorum” diye nazlananlar.. 

İstanbul’u yazanlar! 

İstanbul’a kızanlar! 

İstanbul’a sızanlar! 

İstanbul’da azanlar!

İstanbul’u bozanlar! 

Hep olmuştur ve olacaktır. 

Hatta depremler bile, güzel İstanbul’umuzun yakasını bırakmamıştır tarih boyunca..

Elbette bunun da sayısız hikmetleri vardır. 

Ve Rabbin bildiğini kul bilemez!

14 Eylül 1509 tarihinde, artçı sarsıntıları 45 gün devam eden öyle şiddetli bir depreme maruz kalmıştır ki, “küçük kıyamet” adını alan bu depremden sonra İstanbul, Sultan İkinci Bayezid’in emriyle adeta yeniden kurulmuştur. Ve depremler, tarih boyunca İstanbul’un dâvetsiz misafiri olmuşlardır!

Cenâb-ı Hak, her türlü felâketlerden ülkemizi ve İstanbul’umuzu korusun!

Her şehrin bir efsanesi vardır, ama bu şehr-i İstanbul’un efsaneleri bile bir başkadır.

Bir tek Sarayburnu’yla ilgili efsanelerin biri de Hazret-i Sultan Süleyman’a dayanır. 

Evliya Çelebi’nin de naklettiğine göre; emrindeki mahlûkat ve cinler vasıtasıyla “dünyanın en güzel” yerini bulduran Hazret-i Süleyman, orada muhteşem bir saray yaptırmıştır ki, orası da Sarayburnu’dur! 

Hatta Osmanlı Sultanları da, “burada makam-ı Süleyman var” diye oraya saygı göstermişlerdir.

Her neyse, siyasetle başlayıp siyasetle devam ettiremediğimiz makalemizi, siyasî ve içtimaî güzel bir gelişmeyle noktalamış olalım.

On yedi yıldır hasret kaldığımız bir açık oturum. Siyasî iki rakib, ekran başında milyonların huzurunda münâzara yapacaklar. 16 Haziran Pazar akşamı ekran başında olalım. 

Vay İstanbul’um vay, sen nelere vesileymişsin meğer!

Okunma Sayısı: 2086
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı