"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Öğretmenliği severek mi yapıyorsunuz?

Misbah ERATİLLA
14 Eylül 2022, Çarşamba
Okuyucu yazar buluşmasına gittiğim bir ortaokulda bir öğrenci “Öğretmenliği severek mi yapıyorsunuz?” diye sordu. Kısa bir düşünmenin ardından kırk yılı aşkın meslek hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti.

Salonu şöyle bir süzdükten sonra “sevgili öğrenciler” diyerek söze başladım. “Öğretmen okulunu il genelinde yapılan sınavda 58. Sırada kazandım. Okula ayak bastığım ilk günden itibaren öğretmen olacağım duygusuyla hayatımı şekillendirdim. Bu duyguyu o kadar benimsemiştim ki yürümeme, konuşmama, oturmama, kalkmama ve bunun gibi nice davranışıma dikkat eder olmuştum. Tüm çabam öğretmenliğe ve öğretmene verilen değerin anlamını yitirmemesiydi. Bu çabama ek olarak ilerde iyi ve birikimli bir öğretmen olmak için çok kitap okudum ve hala okuyorum.

Lise ikinci sınıfın birinci dönemini bitirip karneyi aldıktan sonra memlekete döndüm. Memlekete döndüğümde aldığım haber beni derinden sarstı. ‘’Babamı kaybetmiştim.’’ Annem 6 çocukla ne yapacağını bilmez bir halde karaları bağlamıştı. Eş, dost bu acı günde bizi yalnız bırakmayıp maddi manevi destek olmuştu.

Sıkıntılı günlerimiz devam ediyordu. Bu arada küçük bir gelişme oldu. Babamın çalıştığı kurumdan bir işçi evimize geldi ve müdür beyin benimle görüşmek istediğini söyledi. Bu istek beni meraklandırmıştı. Bunun üzerine yola koyulup müdür beyle görüşmeye gittim. Müdür babacan ve içten bir tavırla beni karşıladı. Müdür bey, babamın işinde titiz ve başarılı bir usta olduğunu söyledi. “Bizlerin kendisine babamızın emaneti olduğunu ve emanete sahip çıkılması gerektiğini” dile getirdi. Bu zor günlerimizi atlatmamız için kurum olarak ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Ayrıca genel müdürlükle yaptıkları görüşme sonrası beni babamın yerine işe alabileceklerini fakat bunun için okulu bırakmam gerektiğini belirtti. Bu durum benim hiç hoşuma gitmemişti. O günün şartlarına göre bir işçi aylık üç bin alırken öğretmenin aylığı beş yüz liraydı. Maddi açıdan hem ben hem de ailem rahata kavuşacaktı. Ama öğretmenlik içimde hep ukde olarak kalacaktı. Henüz on altı yaşında gençlin merdivenine yeni adım atmış hayatı tanımaya çalışıyor ve bu çelişkiyle cebelleşiyordum. Tüm hayallerim öğretmenlik üzerine kurulmuştur. Bu işin içinden çıkmak zor olacak gibiydi. Müdür beye hiçbir şey demeden oradan ayrıldım. Günlerce ne yapmam gerektiğini düşünüp durdum. Bu arada ara tatil bitmek üzereydi müdür bey benden haber bekliyordu. İçinde bulunduğumuz durum içler acısıydı. En küçük kardeşim bir yaşını yeni bitirmişti, annem çalışacak durumda değildi. Okula geri dönüşüme bir gün kala müdürün yanına gittim. Müdür beye, ben okula devam etmek istiyorum dedim. Bunun üzerine müdür kendince iyi niyetini göstermek maksadıyla “size sadece yardım etmek istemiştik” dedi.

Okula döndüm. Yeni çıkan kanunla öğretmen okulu liseye çevrilince öğretmen olamam iki yıl gecikti. İki yıllık eğitim enstitüsünü okumam gerekti okudum ve sonunda öğretmen oldum. Bu arada yaz tatillerinde babamın müdürü bana iş verdi. Böylece aileme bir nebze de olsa destek oldum. İlk atamam bilmediğim bir şehrin uzak bir köyüne çıktı. Atandığım köyde şartlar çok zordu. Yol yok, su yok, araç yok, hastane yok. Bu zor şartlarda uzun yıllar çalıştım. Nihayet tayin isteme hakkım gelince memleketimde bir okula atandım.

12 Eylül sonrası hayat şartları çok ağırdı. Öğretmenler, memurlar çok zor geçiniyordu. Bu maddi zorluklar beni yıldırmadı ve her şeye rağmen mesleğime devam ettim. Bu süreçte evlenmiş çoluk çocuğa karışmıştım. Çocuklarımı her sıkıntıya göğüs gererek okuttum. Şimdi geriye dönüp baktığımda az maaşla ve o zor ekonomik şartlarda mesleğimi bırakmamış olmam, mesleğinizi severek mi yapıyorsunuz? diye soru soran öğrenciye verilebilecek en güzel cevaptır. Buna ek olarak öğretmenlik mesleğindeki tadı hiçbir şeyde bulamadığımı söyleyebilirim. Sınıfa girdikçe çocukları tanıdım ve sevdim. Çocukları sevdikçe öğretmenliği daha çok sevdim. 

İnsanın mutlu olması için mutlu bir çocukluk geçirmesi gerekir. Mutlu çocukluğun, mutlu gelecek olduğunu öğrendim. Çocuklara harcanan her saniyenin insanlığa adanan en büyük yatırım olduğunu, yıllar sonra “nasılsınız öğretmenim” dediklerinde gözlerinde ve yüzlerindeki samimiyettin güzelliğini her geçen gün daha iyi anladım. İyi ki öğretmenim ve birçok yüreğe dokunabildim hâlâ dokunuyorum.

Bu konuyla ilgili Bediüzzaman 29. Söz’de “Muhabbet şu kâinatın bir sebebi-i vücududur, hem şu kâinatın râbıtasıdır, hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır” der.

Demek kâinatın yokluktan varlığa çıkış nedeni sevgidir. Yaratılmış her şeyin sevgi ile devam eder.

Öğretmenlik mesleğimi göz önüne aldığımda mayası sevgi olmayan hiçbir işim sonuç vermedi. Yakıtı sevgi olan her çalışmam beni başarıya götürdü. Severek yaptığım tüm çalışmalarım bana başarı, huzur ve mutluluk meyvesini bire bin olarak verdi.

Okunma Sayısı: 2456
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    14.9.2022 14:35:57

    Öncelikle Rabbim babanıza gani gani rahmet eylesin. O zor şartlar altında üç bin lira alıp çalışmak varken daha zor olan okumayı tercih etmeniz her yiğidin harcı değil. Maşâallah size. Rabbim bu mesleği sizlere en layık şekilde icra etmeyi nasip etsin. Âmin.

  • Mehmet Emin Bozkuş

    14.9.2022 12:02:28

    Müdür Bey e "ben okula devam etmek istiyorum " Harika bir cevap. Şapkamı çıkarıyorum ve selamlıyorum seni Hocam..

  • ihsan

    14.9.2022 10:06:15

    En derin muhabetlerimi ve başarı dielklerimi sunarım, muhterem hocam.

  • Cenk Çalık

    14.9.2022 09:48:39

    MaşaAllah barekaAllah! Satırlar insanın içine işliyor. Yaşadığınız vakıalar son derece ibretli. Bir kez daha anlıyoruz ki insan hedeflerinin peşinden gitmeli. Evet bu kolay değil. Madden ve manen bedel ödemek gerekiyor. Neticesini düşünmek motive ediyor olmalı. Bir sıcak tebessüm, nasılsınız sorusu ve simalardaki saadet için her şeye değer. İşini severek yapmak ve bunun bedelini ödemek ülkemizdeki çok az insana nasip olan bir nimet. Ne mutlu size ki az sayıdaki bahtiyarlardansınız. Rabbim bu kutlu yolculukta daha nice hizmetler yapmayı ve bizlere de istifade etmeyi ihsan eylesin. Amin!

  • Mehmet

    14.9.2022 05:37:58

    Öğrenciler şu zamanda çok zahmetliler. Bir öğretmen mesleğini ne kadarda sevse işi çok zor.Öğretmenlik sadece dersini 40 dk da anlatıp çıkmak değildir .Ki o dahi çok müşkül şu zamanda.Çünkü öğretilen bilgiler öğrencilerin ilgisini çekmiyor.Aileden de eğitim ve terbiye almadan bir sınıfa doluşturulmuş 38 genç ile ilgilenebilmek çok çok zor bir iş. Allah öğretmenlerimizin yardımcısı olsun.Yapılması gereken daha fazla okul yapıp sınıf mevcudu nu yarı yarıya azaltmak. Ve erken yaşta cazip gelir kapısı yöntemlerini yaygınlaştırıp özellikle liselerin yükünü azaltmak gerekiyor.çıraklık okul modeli güzel fakat o da yetmiyor.

  • Kenan

    14.9.2022 04:53:40

    Evet hocam hayat hikayeniz gerçekten zorlukla dolu geçmiş... ama inanın biz cok ağır sinavdayiz... hic yere ojeac edildik ve suan şartlarımız cok ağır... en aZından siz 12 eylule rağmen boyle bir zulme ugramamişsiniz... suanki iktidar sahipleri insanlarin hayatlarini bir gecede sorgusuz sualsiz mahvettiler ve halada devam ediyorlar..hem de bunu bir "ibadet " sayıyorlar...hocam ben net kanaat getrdim ben bunlarla ayni dinden değilim.... Allah da bilsin kul da bilsin.... Benim dinim bu çapsızlariñ yaptığına perde olmatacak INŞALLAH... neyse hakkinizi helal edin...

  • Abdullah Tunç

    14.9.2022 00:07:33

    Risale-i.Nurdan aktarılan paragraf 29. Sözde değil, 24.sözde geçiyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı