14 asır evvel müjdelemişti o Nur… Fethedilecekti İstanbul… Ona mazhar olmak istedi her bir kul… Emir geldi ve 'Ey Sultan Mehmed Fatih, o komutan sen ol!'… İstanbul’u fetheden askere de o güzelliği verdi Resûl…
İstanbul fethedildi, İslâm âlemi mesrur oldu. İstanbul fethedildi, Peygamberimizin (asm) hadis-i şerifi tahakkuk etti. Bütün insanlık âlemi bu kutlu fethe şahit oldu.
Ahirzamanın sahibi Bediüzzaman Hazretleri de İstanbul’a ayrı bir ehemmiyet vermektedir. Sultan Fatih’in maddî kılıçlarla, yani maddî cihad ile İstanbul’u fethetmesi gibi Bediüzzaman da manevî cihadla İstanbul’u, gönülleri fethetmiştir. İstanbul’da ikametgâhına astığı "Her türlü suale cevap verilir, her müşkül halledilir" levhası ile de bütün İstanbul’un dikkatini çekmiştir.
"Hem dâhildeki cihad-ı mânevî; manevî tahribata karşı çalışmaktır ki; maddî değil, manevî hizmetler lâzımdır" ifadelerine mazhar olmak için Türkiye’nin dört bir yanından manevî hizmet erleri İstanbul’da buluştular. Hem de Bediüzzaman Hazretlerinin o levhayı astığı tarihî Şekercihan'ın yanındaki hizmet merkezimizde... Maddî, fani, geçici dünyayı ve işleri bir kenara bırakarak manevî eğitim almaya geldiler. Bediüzzaman’da bir sır olduğunu gördüler ve o levhadaki manaları hakikatiyle anlamak için koşarak geldiler. Asrın idrakine sunulmuş manevî tefsir olan Risale-i Nur eserlerini anlayabilmek adına…
Bir ay süren ve hızlandırılmış eğitim olarak isimlendirilen bu manevî hizmet on yılı aşkın süredir yapılmaktadır. Ve manevî cihad erlerine namaz zırhını ve takva silâhını kazandırmaktadır adeta. Bediüzzaman Hazretlerinin eserlerinde yer verdiği uhuvvet, tesanüd sırlarını da yaşatmaktadır. Ayrıca şahsî problemleri bir kenara bırakıp, nefsî küsmeklerin Risale-i Nur düsturlarına uymadığını, birbirini tenkit etmenin ve gıybetin ihlâsa münafi olduğunu anlatmaktadır. Çünkü birbiriyle boğuşanlar, müsbet hareket edemezler…
Program başladığında birbirini tanımayan bu manevî cihad erleri programın sonuna yaklaşıldığı bu son günlerde birbirleriyle iyice kaynaştılar... Ve bütün Türkiye’ye selâm söylemektedirler. Erzurum’a, Şanlıurfa’ya, Ankara’ya, Trabzon’a, Kocaeli’ye, Çorum’a, Antalya’ya, Konya’ya, Adana’ya, Aydın’a, Çanakkale’ye, Elazığ’a, Mersin’e, Samsun’a, Siirt’e, Sivas’a, Kıbrıs’a, Afyon’a, Trabzon’a, Ağrı’ya… Nesl-i cedid olan bu manevî cihad erlerinden selâm olsun bütün yurda.