Bediüzzaman Hazretleri, te’lif etmiş olduğu Risale-i Nur eserinin yanı sıra, şahsiyetiyle de gönüllerde taht kurmuştur. Bu hakikatî, ilmî ve dinî sahada öne çıkmış bir çok âlim, fikir adamı ve sosyolog dile getirmişlerdir.
Gerek Türkiye’de ve gerekse hariç memleketlerdeki tanınmış şahsiyetlerin, Bediüzzaman’a hayranlık uyandıran bazı ifadelerinden derlenen bir demeti nazarlara arz etmek istiyoruz:
Cemil Meriç:
“Üstad Bediüzzaman`ın eserlerini şayet ilk gençlik yıllarımda tanımış, okumuş olsaydım, büyük ihtimalle gözlerimi bu kadar erken yaşlarda kaybetmezdim… Önce Batı`ya yönelerek peşine düştüğüm hakikati, yine Doğu`da buldum. Doğu`da ise, en parlak yıldız olarak Said Nursî`yi tanıdım… Tanzimat`tan bu yana, İslâm tefekkürünü temsil makamında, bir tek onu tanıdım. Başka hiçbir şahsiyet, bu makamı dolduramıyor, hakkını veremiyor.” (Sorularla Said Nursî)
Suriyeli Âlim Prof. Dr. Ramazan el Butti:
“Üstad Hazretleri’nin sadece ilmî yönü değil (elbette ilmî yönü ağır basmaktadır ve derindir) bir de ‘dâvette (İslâmı tebliğde) devrim’ yönü vardır. Burada devrimci yönünden kastım, maddî çatışma ya da terörizm değil, değişik fikir akımlarına karşı başlatmış olduğu yeni bir fikir akımıdır. Bu fikir akımı, nâdir olan bir akımdır. Tabiî burada devletle ilişkisinin büyük bir önemi var. Devlet karşısındaki duruşu çok önemli”
“İslâm dünyası Bediüzzaman metoduna muhtaç.” (Yeni Asya, 4 Şubat 2011)
Ömer Nasuhi Bilmen:
Türkiye Cumhuriyetinin beşinci Diyanet İşleri Başkanı olan Ömer Nasuhi Bilmen, aynı zamanda fıkıh ve tefsir âlimidir.
Bediüzzaman’ın eserlerinde neden bu kadar te’sir olduğunu soran öğrencilerine şu cevabı vermiştir:
“Evlâdım, biz müellifiz. Bir mevzuu araştırır, o husustaki bilgileri toplar, bir nizam içinde düzenler, yazarız. Fakat Bediüzzaman böyle değildir. O, ilhama mazhardır. Onun kulağına yukarıdan fısıldayan var. Biz ise, kendi emeğimizin mahsulünü, derleyip toplayıp yazıyoruz. Bu sebeple, bizimki böyle olur, onun ki de öyle olur.”
Dr. Nureddin Topcu:
“Çok mert ve cesur bir hali vardı. Dost düşman ona hayrandı. Cesareti, kerameti pek çoktur, saymakla bitmez. Sonra zekâsının buluşları fevkalâdedir. Musibetlere sabırla razı olmuştu... Kendini vermişti Allah’a... Zaten o eserler hep o hallerin mahsulüdür.” (Sorularla Risale)
Süleyman Hilmi Tunahan:
Süleyman Hilmi Tunahan’ın bendelerinden Arif Hikmet Köklü’ye atfedilen bir hatıraya göre Süleyman Efendi şöyle buyurmuş: “Said Nursî’ye makamını bizzat Resulullah vermiştir. En yüksek dereceye çıkmıştır. Hz. Allah’ın ilham ettiği şekilde yazacak, onun hizmeti de öyle...”
Hindistanlı âlim Ebu’l Hasan en-Nedvî’:
“Bediüzzaman, asrımızın en büyük İslâm âlimlerinden birisidir. Eserlerini devamlı okuyorum. Bilhassa Arapça olanlarını. İstifade ediyorum. Bediüzzaman’ın eserlerinden bütün Müslümanlar istifade etmelidir.”
Ali Fuad Başgil:
‘Üstadın ilmine hayranım. Bizim tahsil ettiğimiz ilimle, Üstadın ilmi mukayese edilemez. Üstada Cenab-ı Hak öyle bir ilim nasip etmiş ki; umman gibi, aştıkça kabarıyor. Bir deniz ki içine girdikçe giriliyor. Bundaki ilmin ucu bucağı yoktur. Diğer eserleri, ilimleri müstesna, yalnız Türkiye’de Osmanlı lisanını muhafaza ettiği kâfidir. Çünkü onun eserleri aynı zamanda Osmanlı lisanını muhafaza ediyor” (Bizim Aile, Nisan 2020)
Sosyolog Şerif Mardin:
“Risale-i Nur’un çok mühim merkezlerinden biri Sav Köyü’dür. Binlerce sayfa Risaleler kadın, çocuk, genç ihtiyar tarafından elle yazılmıştır. Bu çok önemli bir sosyal realitedir.”
“Bediüzzaman’ın ilmini ihata edemeyeceğimiz kadar, büyük bir dehadır.”
Dr. Colin Turner:
“Risale-i Nurlar bir devrim değil, bir iman inkılâbıdır.”
İşte bunun gibi daha nice kıymetli şahsiyetlerin Bediüzzaman hakkında, ona hayranlık ifade eden beyanları ve ifadeleri mevcuttur ki, biz onları saymakla bitiremeyiz.