"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Diyanet ve hutbeleri

Ahmet BATTAL
03 Temmuz 2025, Perşembe
“Diyanet ve çocuklar” başlıklı son yazımızda Diyanet’in yayıncılık konusunda akredite ve deşifre kurumu olması gerektiğini yazdık. Şöyle bitirdik:

“Bu konuda tek mesele Diyanet’in itibarı yani özerkliği ve tarafsızlığı. Bazı ana babaların, bilhassa siyasî imaj meseleleri sebebiyle Diyanet’ten kendileri uzak durdukları gibi çocuklarını da uzak tuttukları açık. Biz, Diyanet’in özerkliği meselesini bu sebeple de önemsiyoruz.” 

Bir ilâhiyatçı dostumuz sordu: 

“Hocam tavsiyeniz çok yerinde ve güzel. Fakat Diyanetin bir hikâye kitabına ‘çocuklar için uygundur’ demesiyle özerk olup olmaması arasında bir ilişki yoktur kanaatindeyim. Özerk olması gerektiği ayrı bir konu sanki.”

Cevabımız: 

“Siyasetin etkisindeki bir kurumun güvenilirliği düşüktür. Kendisine güvenilmeyenin mührü de değersizdir.”

O yazımızın yayına girdiği gün camilerde Cuma hutbesi denilerek okunan metin hayli dikkat çekici ve özerklik meselelerini de yeniden gündeme getirici idi. 

Öncelikle şunu söyleyelim: “Türkçe hutbe” tek parti dönemi ürünü bir bid’attır. Cuma saatinde minberden okunan Türkçe metni, dinen “hutbe” diye değil, “hutbe makamında okunan vaaz” diye dinlemek lâzımdır. 

Diyanet İşleri Başkanı Muhterem Ali Erbaş’ın da “bilgilerimizi pekiştirelim” diyerek paylaştığı “Kamu Hakkı Dokunulmazdır” başlıklı o metinde çok güzel ve genel bir günahlar listesi verilmişti.

Ama güncel konu belediyeler ve yolsuzluk olunca şu kısımları özellikle dikkat çekici oldu: 

***

Kamu hakkı; ‘Hukukullah’tır; Allah’ın hakkıdır, Rabbimizin bizlere emanetidir. … Kamu hakkına ihanet etmek; sadece bir haksızlık değil, aynı zamanda bir zulümdür. 

Kur’ân-ı Kerîm’de ‘Gulûl’ olarak isimlendirilen hazine, kamu, belediye, vakıf ve dernek mallarına el uzatmak; insanı dünyada zillete, ahirette büyük bir azaba sürükleyen ağır bir vebal, büyük bir günahtır. 

Hazineye, vakıflara, derneklere, kamu kurum ve kuruluşlarına ait menkul veya gayrimenkulleri zimmete geçirmek, işgal etmek ya da vasıflarını değiştirerek gayr-i meşru kazanç sağlamak ateşten bir korla karnı doldurmaktır. 

Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik vermek, çalışma saatlerinde şahsî işlerle meşgul olmak, hak hukuk tanımamaktır, günahtır. Yaptığı iş karşılığında aldığı ücretten başka, hak etmediği bir ücret talep etmek harama el uzatmaktır. 

Hediye kisvesine bürünen her türlü çıkar ilişkisi, cehennem ateşinden bir parçadır. 

Bir kişinin yapabileceği bir iş için birden fazla kişiyi işe almak kamu kaynaklarını israf etmektir. Torpil yapmak ve yaptırmak, adam kayırmak ve kollamak, gençlerimizin hayallerini çalmaktır. 

Hutbemi, Peygamber Efendimizin (asm) şu uyarısı ile bitiriyorum: “Kamu malından haksız kazanç sağlayanlar için kıyamet günü ancak Cehennem azabı vardır.”

***

Camidekiler, hocaları dinlerken, kendilerince haklı olarak “Bu dedikleriniz bu iktidar döneminde oluyor ve iktidardakiler de bu kötülüklere alet oluyor hatta teşvik ediyor” dediler.

Camideki bazı muhalifler ise “Seçimle elde edemediği belediyelere yargı darbeleri ile çöken bir iktidarı neden eleştirmiyorsun da dil ucuyla belediyeleri eleştiriyorsun” dediler.  

Bazı camilerde hocalar cemaati rahatsız etmemek için -belki de haklı olarak- bu metni okumadı. Sadece ayet ve hadisi -ki hutbe budur- ve meallerini okuyup indi. 

Yani “ne İsa’ya, ne Musa’ya…” 

Özerklik yok. İtibar zayıf: Nasihat tesirsiz.

Okunma Sayısı: 1849
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    4.7.2025 18:55:09

    AKP li 10 B.Şehir belediye başkanını millet seçti mi,evet.Pekii cebren,ölüm tehditleri ile istifa ettildiler mi,evet. 1-Bu başkanlar suçlu ise yargıya intikal ettirildi mi,hayır. 2-Bu başkanlar suçlu değilse o zaman milletin seçtiklerine tehditle istifa ettiren darbeci,millet düşmanı olmuyor mu,eveet oluyor. 3-Başkanlar suçlu ve yargıya verilmeden savcı-hakim biziz denilerek suçlu korundu ise neden acaba.Ucu yüksek yerlere mi dokunuyordu da ifşa edilmesinden çekinildi. Hülasa biz kim hata yapsa dahi hesabının sorulmasını isteyen ve takip edeniz.Amma ihanet edenelri alkışlayan,riyakar ve imar barışı dolandırıcılığı yapanları hala savunan varsa iz'an,vicdan,hak,hukuk,adalet ve islamiyet dersini bize veremeez.Onlar YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ namlı,BOP Eşbaşkanı görevli alem-i islam ve müslümanı tahrip edeni desteklesin varsın.

  • Enes

    3.7.2025 17:30:55

    Hüseyin İlhan bey, muhalefetin belediyelerinde dünya kadar yolsuzluk çıkıyor ama siz bir kere bile bunu dile getirmiyorsunuz. Sizde farklı bir taraftarlık yapmış oluyorsunuz. Bendense sorun yok mantığı ile hareket ediyorsunuz. Bunların artığı halka biraz düşüyor da sizin yolsuzluklarını görmezden geldiğiniz halkçıların devrinde halk yiyecek kırıntı bulamaz hale geliyor. O yüzden bizim halkçılara karnımız tok. Geldi ismet kesildi kısmet derler...

  • Raşit örenel

    3.7.2025 13:27:12

    Hutbenin zmanlamasını değerlendirip daha önceki hutbelerle kıyasını yapabilen insanlar en hafif tabirle ve tepkiyle durumu "yadırgıyor". Yazıya konu olan hutbedeki kusurların hayatın, siyasetin neredeyse her alanında giderek artması, özellikle temelden dini aidiyet edinmemiş insanlar da çok daha ağır sonuçlara yol açabiliyor. Din adına konuşan resmi makamlar (ne kadar mümkünse artık) bilvasıta değil bizzat müteharrik olmaya gayret etmeli. Şu son yazdığım hizmetleriyle dini ihsas ettiren tüm yapılar için hayatidir. Muhatapta "bu adam bana bunları anlatıyor ki sevap kazansın" düşüncesini bile uyandırmadan, sadece "bu adam bana bunları anlatıyor ki benim imanım kurtulsun" hissini uyandıracak şekilde gayret etmeli.

  • Murat

    3.7.2025 10:24:28

    Camilerimiz siyasal dinciler gelmeden önce daha itibarlı idi

  • Hüseyin İlhan

    3.7.2025 08:34:46

    1-Ankara parsel parsel satıldı,denildiğinde diyanet hangi hutbeyşi irat etti. 2-Bir gecede ve birbuçuk yılda hemde faiz ile dindarları aldatıp devleti 2 trilyon zarara uğratanalr kimin hakkını kimlere aktardı.Diyanet hangi hutbeyi irat etti. 3-Yülzerce AKP-MHP li belediyedeki yolsuzlukları tesbit eden,binlerce yolsuzluğu ilgili makamalra gönderen SAYIŞTAY denetimi için gerekenelri yapmayan,yaptırtmayan iktidara hangi hutbe ile ikazda bulundu. 4-Talimat verdim diyerek yargıya müdahale ederek adaleti tahrip eden iktidarın başına ikaz yok,amma yolsuzluk dedikleri yerde miş-mış-fış fışlara güya rabbimizin emrini bildiriyoruz der gibi yapıp belediyelere atıf yapa yapa algı ,yönlendirme diyanetin vazifesi olamaz. Zinayı suç olmaktan çıkaran,faizi teşvik eden,israfı ise itibar addedip dini tahrip ve tahrif edene hutbe yok.

  • S. Pelin Kurukahveci

    3.7.2025 08:31:58

    Hutbeleri yazarken edebi sanatlardan istifade edilmeli. Dümdüz yazılması mesajın değerini düşürüyor. Özellikle Risale-i Nurların dili olan, okuyucusuna sezdirerek mesajı iletme sanatından istifade edilmelidir.

  • Haşim Alkan

    3.7.2025 06:38:16

    Allah razı olsun. Güncel bir yazı duygularıma tercüman olmuşsunuz. Hutbeyi dinlerken aynı duyguları yaşadım. Sivas'lılar der ki: doğru söze hacı emmin ne desin?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı