Asrın manevî tabibinin: “Şimalin İsveç, Norveç, Finlandiya, Kur’ân’ı mekteplerinde en büyük halâskâr bir kitap olarak kabul ettikleri...”1 tespitini rehber ettiğimiz “İskandinavya gezi notlarımıza” devam ediyoruz.
Stockholm Arlanda Hava Limanına indiğimizde hava bulutlu ve sıcaklık 7 derece civarındaydı.
Kudsî hizmetin hâdimleri dünyanın her yanında! Risale-i Nur’a gönül verenler hizmet başında. Kâinatın manevî denge ve rahmetinin nesimini her ülke ve coğrafyada hissediyor ve yaşıyoruz elhamdülillâh.
Yıllar önce tanışıp muhabbetimizi kesmeden devam ettirdiğimiz kadim dostlarımız var bu coğrafyada. Kadim dostumuz ve seyahat rehberimiz Hüseyin hocamız kiraladığı arabayla bizi Hava Limanında karşıladı. Güzel dili, nezaketi, sıcak samimî tavırlarıyla alıp, diğer dava adamı Mustafa hocamızın evine kahvaltıya götürdü. Öğle namazına kadar orada sohbet ve muhabbetimiz devam etti. Emirdağ Lâhikasından Üstadımız Bediüzzaman’ın çok özel bir tarzını anlatan bahsi okuyup müzakere ettik.
Dersten sonra rehberlerimizin tavsiyesiyle İsveç’in meşhur gümüş madeni yataklarının merkezi Sala İlçesindeki İstanbul Maketlerinin olduğu mekâna gittik.

SALA’DA BİR İSTANBUL SEVDALISI
Stockholm’e 100 kilometre uzaklıkta Sala’da yaşayan ressam, marangoz Jan Eric Svenberg’in evinin bahçesi âdeta bir açık hava müzesi. Türkiye’nin gönüllü kültür elçilisi. İlk olarak 1979’da İstanbul’a gelen, Svenberg İstanbul’a aşık oluyor. Yemyeşil bahçesini İstanbul’un ve İslâm’ın minyatür saray ve camileriyle süslemiş. Bahçesindeki bu meşhur maketlerini insanlara tanıtıyor. Dünyanın her tarafından ziyaretçe akını var.
İngilizce bilmediği için Svenberg’le detaylı konuşamadık. Beş defa İstanbul’a geldiğini ve çok sevdiğini güçlükle anlattı. Fotoğraflar çekip iyi bir diyalog kurmaya çalıştık. “İstanbul’daki Türk ve Osmanlı mimarisi kendisini çok etkilemiş. Sultan Ahmet Camii, Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Osmanlı mimarisine ait mezar ve çeşmeleri, Edirne’deki Selimiye Camii, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’nın maketlerini yapmış. Mahalli Belediye Svenberg’e kayıtsız kalmamış, Mahallenin girişine ‘Küçük İstanbul’ “Lilla Istanbul” resmi tabela asmış. Kendisine de “kültür elçisi” ünvanını almış. Bu mekân İsveç devletinin resmî kültür sayfalarında da “İsveç’te gezilecek 100 yerden biri” olarak gösterilmekte. Her bahar minyatür eserlerin bakımını yapıyor. Bakım masraflarını bir heyet karşılıyor.

Türk diline ve tarihine ilgi duyan, Jan Eric Svenberg, Türkiye ve Türk tarihi ile ilgili eline ne geçtiyse okumuş. Yakın tarihteki Türk liderlerin hayatı da dahil. Darbe sonrası asılan Adnan Menderes’ten Demirel’e kadar tarihe damga vurmuş şahsiyetlerin yağlı boya tablolarını da bahçesinde sergiliyor.
“Küçük İstanbul benim hayatım” diyen Svenberg’e, Sala’lılar “köyün delisi” diyorlarmış! Yakışır yani! Kur’ân’ın yakıldığı bir ülkede! Bir Osmanlı, İstanbul ve Türk hayranı ve tebliğcisi!.. Kendisinde Asperger Sendromu, işitme, görme algıları çok gelişmiş olduğundan çok farklı bir karakter! Bütün özelliklerini “Küçük İstanbul” için kullanmış. Burası onun hayatı ve her şeyi olmuş! Hayrette kaldık. İbret aldık!
Bu arada İsveç hakkında mihmandarlarımızın verdiği şu not ve bilgileri de verelim. İsveç: 272.000 ada 95.000 göl, 10 milyon nüfus, 450.000 km² Yüzölçümü, nüfusun %10’u yabancı olan bir ülke.
Bugün hava oldukça serin, yağmurlu bu baharda üşüyoruz. Akşam yemeğine Mustafa hocamız bırakmadı.
Sonraki durağımız Stockholm’deki dershane. Dershane dubleks. Gayet güzel. Akşam ve yatsı namazlarından sonra odalarımıza yerleştik.
(DEVAM EDECEK.)
Dipnotlar:
1-Emirdağ Lâhikası, Mektup No: 184, s. 279.