Eğitim sistemini kıskaca alarak insanı gerçek anlamda insan eden değerler eğitiminin üzerine de bir kâbus gibi çöken menhus ruhun mevcudiyeti, eğitim öğretimi olumsuzlaştıran en büyük ve tek sebeptir diyebiliriz.
Bediüzzaman Hazretleri söz konusu sakat zihniyet ve bozuk menhus ruhun eğitimdeki olumsuzluğa sebep olan varlığına yıllar önce dikkat çeker ve der ki: “Bütün mekteplerde ve dairelerde ve halkta, o ölmüş dehşetli adamın muhabbeti telkin ediliyor. Bu hâl ise âlem-i İslam’a ve istikbale pek elim ve acı bir tesiri olacak.” (Şuâlar, s. 513)
Bediüzzaman Hazretlerinin sosyal hayat içinde özellikle eğitim-öğretim alanında dikkat çektiği “pek elim ve acı tesirin” varlığı konusunda fert ve yönetim bazında gerekli duyarlılığın gösterilmemesi, istikbal adına bugün eğitim-öğretimde görülen olumsuzlukların yanı sıra tehlike ve yarayı açıkça göstermiyor mu?
Mevcut sistem içinde uygulanan eğitim öğretimdeki olumsuzluklara sebep olan unsurlar neler mi diyorsunuz?
İşte bunlardan bazıları:
l Sayılamayacak kadar antidemokratik kaide, kural ve metotlar,
l Şahsa dayalı zorlama bir sisteme mahkûmiyet,
l Din ilimleri ile fen ilimlerinin bir arada ve mezcedilmiş bir şekilde mütalaa edilmeyişi,
l Tek tip insan modeli yetiştirmenin esas alınması,
l Müfredatın, günümüzde gelişen ve değişen şartlara uyarlanır halde olmayışı,
l Ferdin, şahsî hürriyet ve serbesiyet gibi temel hak ve hukuk açılarından yeterli olacak şekilde önünün açılmaması,
l Hedeflenen kriterlerde takıntıların mevcudiyeti.
Mevcut eğitim sistemine mahkûm olan eğitim-öğretimin olumsuzluklarını aşma ve iyileştirme adına çare olarak çözüme yönelik fikirleri de izhar eder Bediüzzaman Hazretleri, der ki:
“Şimdi ihtiyarımızın haricinde, onun mahiyeti ne olduğunu, en başta ve en ziyade alâkadar ve en son ondan vazgeçecek adamların ellerine katî hüccetler gösteren ve ispat eden Risale-i Nur geçmesi, kemâl-i merak ve dikkatle okunması öyle bir hadisedir ki, bizler gibi binler adam hapse girse, hattâ idam olsalar, din-i İslâm cihetiyle yine ucuzdur.” (A.g.e. s. 534)
Eğitim yoluyla yapılan tahribatlara ehemmiyetle dikkat çekerek, eğitim öğretimde olumsuzlukları ihdas eden menhus ruhun hakimiyetini vurgulayarak, ilim, irfan, fen, din gibi önemli hasletleri bertaraf edip, yerine şahıs ikamesini tanzim etmenin muhtevasını da şu ifadeleriyle belirtir Bediüzzaman: “Başka padişahlar gibi ya kuvvet ve kudret veya kabile ve aşiret veya cesaret ve servet gibi vasıta-i saltanat olmadığı halde, zekâvetiyle ve fenniyle ve siyasî ilmiyle o mevkii kazanır ve aklıyla çok âlimlerin akıllarını teshir eder, etrafında fetvacı yapar. Ve çok muallimleri kendine taraftar eder ve din derslerinden tecerrüt eden maarifi rehber edip tâmimine şiddetle çalışır” (Şuâlar, s. 504)
Yakın tarih içinde şu mübarek ülke ve ülke insanının inandığı ve sahip olduğu değerleri ve değerler eğitimini bir çok yönden tahribatlar yoluyla bertaraf ederek çeşitli oyunlarla şahıs ve şahısları ikame ederek eğitim sistemini ve eğitim-öğretimi olumsuzlaştırarak hakikî kimliğini yitirmeye yönelik çabalarla yok etmek mümkün olmuş mudur?
Yakın tarih içinde cereyan eden bu olumsuzluklara mukabil, yönetimlere ve aziz milletin ülkesini seven ve manevî değerlerine sahip insanlara müsbet anlayış içinde olumsuzlukları bertaraf ederek yapılan yanlışların düzeltilmesi yönünde çok gayret düşmektedir, diye düşünüyoruz.
Son söz, Bediüzzaman’ın şu tesbitidir: “Yedi yüz sene müddetinde İslâmiyetin ve Kur'ân'ın elinde şeref-şiar, bârika-âsâ bir elmas kılınç olan Türk milletini ve Türkçülüğü, muvakkaten İslâmiyetin bir kısım şeâirine karşı istimal etmeye çalışır! Fakat muvaffak olmaz, geri çekilir.” (Şuâlar, s. 515)
Bu müjdeli anlayış ve kalıcı tesbit içinde eğitim ve öğretimde bütün olumsuzlukların giderilmesi adına eğitim sisteminin demokratik bir yapıya kavuşması için yönetimlere ve eğitimcilere ciddî manada çok işler düşmektedir.
Ülkemizin terakkisi ve insanımızın saadeti adına bu gereklidir.
Menhus ruha rağmen...