"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İkinci yolda Hollywood fitneleri

Ömer Faruk ÖZAYDIN
15 Ekim 2017, Pazar
Demokrat misyonun bayrağını devralan Süleyman Demirel başkanlığındaki Demirkıratlı AP; 27 Mayıs darbesi travmalarını izale edip Türkiye’yi şaha kaldırmıştı.

Memurlar fakirü’l-hal yaşayıp 150 TL maaş alırken; personel kanunu ile 540 TL maaşa kavuştu ki, kalkınmanın ciddî bir göstergesiydi. 

Boğaz Köprüsü (ki o şartlarda ilk) otoyollar, barajlar, hidro-elektrik santralleri, imamların maaşa bağlanması gibi çok büyük hizmetler verildi.

Dış politikada da dengeli bir siyaset takip edilerek olması gereken yapılıyordu. 1967 Arap-İsrail Savaşı’nda Türkiye hava sahasını kapatıp Arap kardeşlerimize ciddî bir destek verilmişti. (Tabiî böyle olduğu için ileride çok bedeller ödeyecektik.)

Bütün bu gelişmeler “bizim çocuklar”ın “babalarını” rahatsız etmiş olmalı ki, Hollywood imzalı filmler gösterime giriyordu peşpeşe.

Önce 68 kuşağı dediğimiz sol hareketler, ardından 1969’da MNP’nin kurulması, sağdan soldan Demokratların, dolayısıyla Türkiye’nin önünü kesmeye başladılar. Sol, zaten tahrip üzerine kurulduğundan onları anlamak zor değilken, o gün sağın tek adresi olan AP’yi sağdan vurmaları anlamak, ancak adresi aynı olan süfyaniyetle izah etmek çok acı bir hakikat olsa gerektir.

“Hak geldi bâtıl zail oldu, Müslümanların sayısı bizimle belli olacaktır, diğerleri patates dininden” diye yola çıkanlar, aslında Millet Partisi’nin mirasçılarıydı. 

Senelerce Kemalizm’in yanında durup bütün icraatlarını zımnen destekledikleri gibi, askerî başarıları da M. Kemal’e vererek kahraman ilân edilmelerine teşne oldular. Ne zaman hürriyetçi, Ahrar-Demokratlar ortaya çıktı, dini siyasete alet ederek İslâmın hayırhahı kesildiler. 

(Güya din sadece siyasettir ki, hâlâ da aynı kanaatteler.)

Zübeyir Ağabey, MNP’nin kurulmasında “Bunlar dindar, bunları desteklemek lâzım” diyenlere: “Kardeşim biz şeyhülislâm seçmiyoruz, kim bize daha çok hürriyet verirse onları destekleriz” diyerek Nurcuların siyasete bakışının altını çiziyordu. 

KAOS SENELERİ

Üstad Hazretleri “Felâk” Sûresi tefsirinde Milâdî 1971 için: “O tarihte dehşetli bir şerden haber verir. Yirmi sene sonra, şimdiki tohumların mahsulü ıslâh olmazsa, elbette tokatları dehşetli olacak” ihbarı seneler sonra anlaşıldı ki, kayıp çok büyük.

60’lı yılların sonuna yaklaşılırken bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sağ-sol çatışmaları, öğrenci hareketleri, işçi mitingleri ve Amerikan aleyhtarlığı artmıştı. Kısa bir süre sonra, Türk Silâhlı Kuvvetleri 12 Mart 1971 Muhtırası’yla Adalet Partisi’ni iktidardan düşürdüler.

12 Mart Muhtırası’ndan sonra 12 Eylül’e kadar sancılar bitmedi. Parçalı ve milliyetçi cephe hükümetleri, kazma-kürek, kadayıf muhabbetleri, güneş Motel milletvekili transferleri ve ayartmalarından kurulan hükümetler, siyasîlere olan güveni de derinden sarsmıştı. 

Askerî vesayetle kurulan hükümetler, derinlerin emrini icra ederken memlekete hiçbir fayda vermemiş üstelik kaos getirmişti.

Kapatılan MNP’nin yerine bazı mahfillerin ısrarı üzerine MSP’yi kurdular. Tam bir tampon görevi üstlenmişlerdi ki, bölmek...

Demokratlara tahammülü olmayan güçler, milletin teveccühünü başka yöne kaydırmak için AP’den parçalar koparıyorlardı. 

Adalet Partisi’nden kopan Demokratik Parti ve Millî Selamet Partisi gibi küçük partiler sağ oyları bölüyordu ki, AP 28’lere kadar geriledi. Seçimlerin ardından Cumhuriyet Halk Partisi-Millî Selamet Partisi koalisyonu kuruldu.

O günlerde hedef CHP’yi iktidara getirmek komünizmi iktidar yapmaktı ki, bunu da MSP yaptı. 

Ecevit-Erbakan Hükümeti’nin en büyük icraatı, sonradan başımıza belâ olacak anarşi ve terörü tetikleyen binlerce teröristi affetmesiydi. 

Ve bu af, memleketi 50 sene geriye götürecek 12 Eylül İhtilâline sebebiyet verdi ki daha hâlâ getirdiği anayasayla onun sancılarını çekiyoruz. 

12 Eylül olmasaydı fecrin doğması bekleniyordu. Tabiî mânâ âleminde nasıl bir fecir olduğunu görmesek de, hadiselere baktığımızda bir beklentinin olduğu yadsınamaz. Zira 1979 senato seçimlerini AP 5-0 alınca Ecevit’in azınlık hükümeti düşmüş, görev Demirel’e verilmişti. 24 Ocak Kararlarıyla, tüp ve gaz kuyruklarının kalkması gibi ekonomik gelişmeler 1981’de AP’nin 300 milletvekiliyle tek başına iktidara geleceğine ve Anayasa’yı değiştireceğine kesin gözüyle bakılıyordu ki, “Bizim çocuklar darbe yaptı.”

Okunma Sayısı: 2467
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer faruk özaydın

    15.10.2017 23:01:44

    Mesele kadayıf yemek olmadığını sen bizden daha iyi bilirsin Mikail ağabey.Mesele kadayıfçıyı dövmek

  • Mikail Yaprak

    15.10.2017 21:20:11

    İnsan nisyan ile maluldur. Bu hatırlatmaların hepsi yaşanmış gerçekler. Her şey çabuk unutuluyor işte. Bu da menfaat üzerine dönen canavar siyasetin işine yarıyor. Lakin son bir notum olacak. Sen burada Erbakan'ın kadayıf muhabbetinin aleyhindesin ama bize de durmadan kadayıf baklava muhabbeti yaptırıyorsun. Bu nasıl iş? :))

  • Zeliha ozpamukcu

    15.10.2017 10:16:23

    Rabbim şu hakikat leri hatırlayıp hakiki Demokratların bir an önce harekete geçmesini nasip etsin.Güçlükle birlikte kolaylik vardır ayetindeki kolaylıkları bulurdursun gerçek demokrat siyasetcilerimize.Taşlar o kadar oynadı ki yerinden daha ne kadar tahammül ederiz bilmiyorum.Allah bu millete zeval vermesin eski izzet ve vakarını takınmayı yalancilara da bir an önce gereken cevabı vermeyi nasip etsin

  • Abdullah TUNÇ

    15.10.2017 09:37:01

    Burada önemli olan oyunları,tuzakları zamanında fark edip karşı tedbir alabilmektir. MNP kurulduğu zaman oyunun ilk farkına varan ve en sert tutumu takınan Zübeyir Gündüzalp Ağabeydir. Bayramda bile ellerini sıkmıyordu.Çünkü, bunlar Nur talebelerini parçalıyorlar diyordu.Zaman kaydını koydu ve Zübeyir Ağabeyi tasdik etti. Hakikaten her seçimde bir kısım Nur talebelerini alıp götürdüler.En büyük parçalanma da son on beş yılda yapıldı.Ve bugün içinde bulunduğumuz günlere geldik. Zübeyir'in feraset ve dirayetini başka da gösteren olmadı.Millet partisini desteklemenin sancılarını bugün yaşıyoruz.Üstat, Emirdağ Lahikasında millet partisi mensupları için, iman noktasında kardeşiz ama siyaseten kardeş değiliz deyip kesin tavrını koyuyor...Bizler belli bir tarihe kadar bu emri yerine getirdik ama bin dokuz yuz altmış dokuzda MNP kurulduğunda ciddi bir kırılma yaşadık ve ilk büyük sapma bu tarihte görüldü ve sonuç işte hali pürmelalimiz...

  • said yazar

    15.10.2017 07:57:56

    Binlerce rahmet Demokratlara ve Nurculara

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı