Meşhur Bektaşi’miz, mübarek Ramazan Ayı geldiğinde her gece sahura kalkar fakat oruç tutmazmış. Hanımı çıkışırmış hep kendisine: “Bey, hem oruç tutmuyorsun, hem de her gece sahura kalkıyorsun… Artık yeter, ne olur beni bu kadar zahmete koyma…” dermiş.
Bektaşi’nin cevabı ise “gülerek” hep şu olurmuş: “Hanım, Hanım, olur mu hiç öyle şey; farzı terk ettik, sünneti de terk edip, hepten gavür mu olak…”
Hazine ve Maliye Bakanımızca açıklanan şu son Tasarruf Tedbirleri Genelgesini görünce yukarıdaki yaşanmış fıkra aklıma düştü birden…
Ezcümle, devletin, sadece şu “Giderleri” üzerinden bir “tasarruf modeli” geliştirilmiş görünüyor. Onun için de, özellikle şu Kamu Harcamaları mercek altına alınmış ve memur harcamalarında detaylı bir tasarrufa gidilmiş gözüküyor…
Hâlbuki şu 25’şer 30’ar yıl gibi uzun süreyle şu geri ödemeli ve Hazine garantili şu tercihli yollarımız, şu şehir hastanelerimiz, hem de havalimanlarımız var, hem de bazıları hiç kullanılmayan...
Onun yanında, asıl da şu ekonomik bakımdan belki de en büyük kamburumuz olan, şu “fakirden alıp zengine vermenin adresi bulunan” ve mudileri şu elde ettikleri gelirleri itibariyle vergiden muaf olan, toplamda şu 2 yıllık maliyetinin Hazine’ye 800 Milyar Lira’ya bâliğ olduğu şu Kur Korumalı Mevduatımız (KKM) var…
Ama bütün onlardan çok daha önemli ise, asıl şu Hazine’nin kaynağı olan “Gelirler”in arttırılması ile ilgili herhangi bir tedbir, bir çözüm önerisi, bir plan ya da program, her nedense şu pakette açıkçası gözükmemesi…
Uzmanlarının söylediğine göre, Hazine’nin, iki “Gelir” kaynağı var: Biri Doğrudan Vergiler, diğeri ise şu Dolaylı Vergiler.
Doğrudan Vergilerin kaynağını ise, şirketlerin kazançları üzerinden, en son güncelleme ile %25 oranında tahsil edilen Kurumlar Vergisi ve şu varlıklı kişilerden, şu kazançları üzerinden %15 oranında alınan şu Gelir Vergisi oluşturuyor.
Dolaylı Vergilerin, şu başlıca kaynağında ise, 85 milyon TC. vatandaşımızdan toplanan, şu iğneden ipliğe her şeye sirayet etmiş bulunan, hepimizin çok yakından tanıdığımız, hem de ödediğimiz şu KDV ile ÖTV yer alıyor.
2023 yılı bütçesinde, toplam vergi gelirlerinin yarısını aşan miktarı olan şu %53 gibi yüksek bir oranını, Dolaylı Vergiler kalemi olan, sadece şu KDV ile ÖTV gelirleri oluşturmuş ve bu hâliyle Doğrudan Vergiler kalemi olan Kurumlar Vergisi ile Gelir Vergisi gelirlerinin çok çok üzerinde bir yekûn teşkil ediyor.
Açıkçası, görünen o ki, ÖTV’nin ihdası tarihi olan 2002’den bu yana şu devletimiz, şu şirketlerden, hem de ülkenin zenginlerinden, her nasılsa, bir türlü tahsil edemediği şu Kurumlar ve Gelir Vergisini, şu Dolaylı Vergiler yoluyla, bütün şu ülke vatandaşlarından tahsil, hem de telafi yoluna gitmekte…
Buna rağmen, şu istatistiklere göre, Türkiye’nin merkezi yönetim bütçe gelirleri 2023 yılı itibariyle 5 trilyon 210 milyar 488 milyon lira olurken, giderleri ise 6 trilyon 585 milyar 456 milyon lira olarak gerçekleşmiş. Yani bütçemiz, 2023 itibariyle, tam olarak 1 trilyon 375 milyar lira açık vermiş gözüküyor…
İzahı da, şu Bütçe Gelirlerinin %82’sini zaten şu Doğrudan ve Dolaylı Vergi tahsilatlarının tamamı oluşturuyor…
“Tasarruf” mu dediniz; tamam, bitirdim…