GENÇ YORUM
l “(...) Enteresandır: Zamanın üç ayağı olan ‘mâzi-hâl-istikbal’ dahi kendi aralarında seyahat hâlindedirler. İstikbal her an şimdiye doğru yol almakta, hâl usulca mâzi tarafına seyir hâlindedir...” (Abdulkadir Sinoğlu)
l “Hayat ve ölüm... Bir elimizde hayat, bir elimizde ölüm... Hayatı seçebilirsek, yani hayatı görebilirsek, ölümü de nasıl görmemiz gerekiyorsa o şekilde göreceğiz; aksi hâlde, hayatı olmayanların ölümü de olmayacak!” (Ali Hakkoymaz)
l “Dünün telâfisi de, yarının inşası da ancak bugünü yakalamak ve bugünü inşa etmekle mümkün.” (Bilal Said Parlakoğlu)
l “(...)Elektron yüzeyinin altında uğultu yapan, bizi maddenin tüm temel yapı taşlarını yeniden düşünmeye zorlayacak gizli bir dünya olabilir! Elektron bizim ilkimiz olabilir...” (Caner Kut)
l “(...)Müslümanların bile dinî bayramları, ‘tatil’ adı altında nefsin hoşuna gidecek her türlü malâyaniyatın yapıldığı, ‘uyku ve gaflet ile’ farz vazifelerin de terk edilebildiği, üzüntü verici hâle bürünmüş durumda!” (Ersin Acar)
l “(...)Bizim zannettiğimiz güzel veya çirkin her şey aslında bizim değil; biz sadece bizim olmayan şeyleri bir araya getiriyor (...) veya parçalıyoruz!” (Handenur Yaşar)
l “Teknolojik gelişmeler pek çok alanda bize zaman kazandırıyor; ama ‘teknolojinin yan etkisi’ olarak, üretilen bu zamanları malâyanî bir şekilde harcatacak ortamlar da beraberinde geliyor, boş zamanlar ‘boşa geçen zamanlar’a dönüşüyor... [Oysa] hayat boş işler peşinde gereksiz bir şekilde tüketilirse, kazanılan zamanların da anlamı kalmıyor!” (Hasan Yüksel)
l “(...)Travmatik anılar olumlu bir biçimde yeniden yapılandırılarak insan için daha az zararlı hâle getirilebilir.” (Melike Nursultan Akkaya)
l “‘Abartmak’ iyi mi sence? ‘Mübalâğa’ yani... Bize edebiyatta ‘san’at’ olarak gösteriyorlar ya, güzel bir şeymiş gibi... Ama hiç öyle değilmiş aslında! Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ‘Mübalâğa ihtilâlcidir.’ diyor. Yani karıştırır ortalığı, tar ü mar eder; değerini yükselteceğim, derken daha da aşağılara düşürtür!” (Şüheda Kale)
BİZİM AİLE
l “(...)Sözel hatırlatmaların fazla olması durumunda çocuk, yapması gerektiği şeyleri kendi iradesiyle yapamamaya, yapılması gereken şeylerin her seferinde yetişkin tarafından söylenmesine ihtiyaç duyar!” (Banu Arslan)
l “‘Çocukların nasıl daha kolay öğreneceklerine ve nasıl daha sağlıklı gelişme sağlayabileceklerine’ dair soruların cevabı hep ‘oyun’ olmuştur. Çocuk oynuyorsa öğreniyor ve sağlıklı demektir!” (Betül Berfin Karakoyun & Büşranur Yıldız)
l “Kalıcı kilo vermenin yolu (...), bir uzman (diyetisyen) kontrolünde sağlıklı alışkanlık kazanarak yavaş ve kontrollü bir şekilde ilerlemektir.” (Merve Or)
l “(...)İyilerin pasifliği, dünyevî rahat düşkünlüğü, kötülerin/zalimlerin aktifliği için bir cesaret oluşturuyor!” (Muallâ Erceylân)
l “Evlilik ‘ebedî hayat arkadaşlığı’ndan ‘sınırlı hayat anlayışı’na kayınca erkeklerde ‘himaye ve yardım’ yerine ‘kayıtsızlık/sorumsuzluk’ tavırları, kadınlarda ‘sadâkat ve emniyet, hazinedarlık’ yerine ‘güçlü kadın’ telkinleriyle ‘ön plâna çıkma’lar görülmeye başlıyor, fıtratlar bozuluyor!.. (...) Hayat denizinin büyük dalgalarının getirdiği problemlere çözüm için erkeğin de kadının da aklı yeterli gelmez; küllî bir akla, ilme ihtiyaç vardır. Modern zamanların ailesi ‘Yalnız Sana ibadet eder, yalnız Senden yardım dileriz.’ sırrıyla bütün dertlerine dermanlar üretebilir.” (Yasemin Güleçyüz)
***
Not: Yukarıdaki tesbitler, dergilerin Temmuz 2019 tarihli sayılarından derlenmiştir.