Hilmi Çekici: “Şeker nasıl bir maddedir? Yararlı mıdır? Zararlı mıdır? Üstad hazretleri neden şekerli çay içerdi?”
Şekerde Denge
Vücut dengeleri gözetilmek şartıyla şeker tüketilebilir. Fakat ölçülü olmak önemlidir. Ölçüyü kaçırdığımızda diyetlere mecbur kalırız.
Kişinin sağlık dengesi bozulmazsa şeker faydalıdır. Fiziksel performansı artırır, enerji seviyesini yükseltir, zihinsel odaklanmayı sağlar, bağışıklık sistemini düzenler.
Şeker düştüğünde ise serotonin salgısı azalır, zihinsel fonksiyonlar yavaşlar, dikkat süreleri kısalır, beyin kendisini iyi hissetmemeye başlar.
Fakat şeker ihtiyacını insan sadece işlenmiş şekerden almaz. Meyveler, bal, pekmez gibi ürünlerden de alır. Bu ürünlerle aynı zamanda, şekerin yanı sıra vitamin ve mineral dengesini de düzenler.
Doğru tüketilirse şeker, vücudun enerji seviyesi için etkilidir ve sağlıklıdır. Şekerin olumlu etkilerini en üstü düzeye çıkarmak için bilinçli, dengeli bir tüketim şarttır.
Besin Maddelerinde Şeker
Fakat denge dediğimizde burada durmak lazım. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, günlük kalori ihtiyacının % 10’dan fazlası şekerden gelirse bu sıkıntılıdır. Bu günlük 12 çay kaşığı şeker eder. Daha fazlası zarar demektir.
Öte yandan, protein, lif ve sağlıklı yağlar içeren besinler, kan şekerini dengede tutarak tatlı ihtiyacını da karşılar. Fakat bu oranı bilmemiz lazımdır. Şeker hemen bütün gıdalarda ve yiyeceklerde az veya çok vardır. Günlük hangi besinlerden kaç kalori şeker aldığımızı bilmemiz gerekir. Mesela 175 gram patatesten yaklaşık 2 gram şeker almaktayız. Yüz gram pirinçten yaklaşık 1 gram şeker bulunur.
Şeker tüketirken düzenli fiziksel aktiviteler önemlidir. Çünkü fiziksel aktiviteler enerji dengesini sağlar, vücut aldığı şekeri böylece kullanır.
Besinlerle de şeker aldığımızı hesapladığımızda saf şekere aslında ihtiyaç hissetmiyoruz. Çünkü aşırı şeker tüketimi obezite, fazla kilo, şeker hastalığı, kalp hastalıkları, düş çürükleri, bağışıklık sistemini zayıflatması gibi çeşitli sağlık problemlerine yol açar.
Dolayısıyla şekeri dengeli tüketmemiz önemlidir.
Bediüzzaman’ın Yemek Kültürü
Bediüzzaman’ın yemek kültürüne gelince… Bizim ona yetişmemiz mümkün değildir. Ama belirli noktalardan ölçü alabiliriz:
Bir Ramazan ayındaki yemek programı şöyledir:
“Ramazan-ı Şerifte beş gün savm-ı visâl içinde gıda olarak, ekmeksiz muhallebi üç kaşık ve beş altı kaşık da soğuk yoğurt. Üçüncü gece, yarım kaşık muhallebi ve dördüncü gecesinde iftarda sulu şehriyeden beş kaşık ve beş kaşık sahurda, yine o şehriyeden ve yoğurttan üç dört kaşık su sayılmamak şartıyla şehriyeden beş dirhem, yoğurt süzülse on dirhem, muhallebi susuz altı yedi dirhem, beşinci gecede, tanesiz gibi gayet hafif şehriye beş altı kaşık, sahurda altı yedi kaşık pirinç çorbası, mecmuu otuz dirhem (96 gr.) gıdayla beş gün savm-ı visâli,”1
O yemek için değil, yaşamak için yerdi, az yemek yerdi. Yedikten sonra da beş saat geçmeyince tekrar yemek yemezdi.
Bu programı uygulayabilirsek şeker tüketmemizde elbette sakınca olmayacaktır. Ama ondan bundan tıka basa yemek yersek, bir de çayda şeker atmamız sağlığımızı olumsuz etkileyebilecektir.
Dipnot:
1- Kastamonu Lâhikası, s. 68.