"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ankara’nın büyük uçak kazası

Osman ZENGİN
01 Şubat 2022, Salı
O günü hiç unutmuyorum. Elli dokuz sene evvel bugün, yâni, 1 Şubat 1963 tarihi, benim hayatımda iz bırakan günlerden biridir.

Dokuz yaşın içinde bir çocuğum.  Ramazan ayının ilk günleri… Evimiz, Ankara Kalesi’nin hemen eteğinde idi. Zannedersem, rahmetli annem beni Ulus semtine bir şey almak için yollamıştı. O zamanlar, Ankara’nın alış merkezi Ulus ve civarıydı. Türkiye’nin ilk süpermarketi olan “Gima” da oradaydı. Ramazan ve iftar vakti de yaklaştığı için hem kalabalık hem de insanlar acele ile alış verişlerini yapıp, iftara yetişme telâşesindeydi. Ben de alacağımı alıp, hemen eve doğru gitmeye başladım. Şükür o zaman oruçlarımı tutuyordum.

Normalde, her zaman evimize, Basın İlân Kurumu’nun önünden, Bentderesi caddesi üzerinden giderdim. Ki, normal yol orasıdır zaten. Hatırlarsanız “Ankara’nın büyük sel afetinin 64. senesi” başlıklı makalemizde, rahmetli Menderes’in, Hatib Çayı’nın geçtiği mahallemizin önünden geçen Bentderesi caddesini yazmıştık. İşte, her zaman oradan giderken, o gün, demek ki çocukluğum tuttu ve çok nadir gittiğimiz bir yerden gitmeye niyetlendim. Aslında, bu bir “sevk-i İlâhî” idi.

Ankara Bentderesi caddesinin yanındaki bir duvar var. “Bediüzzaman Camii”nin yanı işte. Oradan, asfalttan 3-4 metre yüksekteki, o duvarın üstünden gitmeye başladım. Biraz da iftara yetişeyim diye hızlı gidiyorum. Yolun yarısına gelmiştim ki, birden bomba patlar gibi acâib bir ses duydum. Baktım etraf hareketlendi, herkes havaya bakıyor. Ben de başımı kaldırıp gördüm ki, aman Allah’ım! O ne dehşetti öyle. Havada, ateş topu gibi bir şey. Çocuk aklımla bir mânâ vermeye çalışırken, etraftan “Tayyare düşüyor!” sesini duydum. Evet, o zamanlar uçak değil, “tayyare” denilirdi.

İki uçağın çarpışması neticesi gökten hızla, yağmur gibi kütleler düşüyor. Yere yaklaştıkça anlıyoruz. Çarpışan uçakların parçaları düşüyor. Yoldan aşağıya bir göz attım, bazı cesetler parçalanmış olarak aşağıda. Bir baktım, terbiyesiz, ahlâksız, merhametsiz hırsızlar, bir kadının kolundaki bilezikleri çıkarmak için, kadının bileğini kesiyor. Çok irkildim.  Aynı anda orada, askerî cemseler (GMC) göründü. O hırsızları yakalayıp cemselere bindiriyorlardı. Artık, iyice korkmuş ve düşen parçaların bana da temas eder zannıyla, koşar adımlarla kaçmaya başladım. Gökten parçalar düşmeye devam ediyordu. İşte orada, beni muhafaza eden Allah, “Hafîz” isminin tecellisiyle muhafaza etmişti. Sevk-i İlâhî, her zaman gittiğim yoldan değil de yukarı yoldan beni sevk etmişti. Yol üzerinden gitseydim, bir parça da bana düşer ve öldürebilirdi. Hâzâ min fazlı Rabbi!

Neyse, koşarak mahallemize yaklaşmıştım. Bizim karşı tarafımızda oturan bir hacı teyze vardı. Onun evinin önünden geçerken baktım. Teyze elinde tesbih, kapıya çıkmış çatıya bakıyordu. Meğer pilotun koltuğu teyzenin çatısına düşmüş, kiremitleri kırarak, yarısına kadar girmişti. Teyze hem şaşkın hem de “Allah, Allah!  Ne oluyor? Bir patırtı olunca, ben de kediler çatıda kavga ediyor sandım” deyip, manzara karşısında şaşkınlığını ifade ediyordu. Sonra koşarak evimize girdim ve olanları, anneme anlattım.

Tabiî, sonradan hadiseyi öğreniyoruz. Türk Hava Kuvvetleri’nin eğitim uçuşu yapan bir askerî nakliye uçağı ile Beyrut’tan Lefkoşe’ye oradan da Ankara’ya gelen dört motorlu “Middle East Airlines (MEA)” Havayollarına ait bir yolcu uçağıyla saat 16.12’de havada çarpışır. İki uçak da hava açık olduğu için aletli uçuş (IFR) cihazını kullanmadan, sadece gözle görerek uçmaktadır. Askerî nakliye uçağının havada olduğundan ne Esenboğa Havaalanı kulesinin ne de MEA uçağının haberi yoktur. Ve aniden kaza olur. İki uçak havada, fecî bir şekilde çarpışırlar. Ve bu, Ankara’nın şehir içine düşen, ilk ve tek uçak kazasıdır. Kaza neticesinde 120 kişi ölür, 140 kişi de yaralanır. (Daha fazla teferruatını öğrenmek isteyenler, internetten bakabilir. Çok uzamasın diye yazmıyorum.)

Sonradan MEA tahkikat komisyonunun tetkikleri neticesinde şöyle bir rapor tertib eder: “Esenboğa Havaalanı’ndan kaydedilen, pilot-kule muhavereleri, MEA Viscount tayyaresinin, hava trafik kontrol kulesinin talimatları mucibince hareket ettiğini ve talimatlara tamamen riayet ettiğini, kat’i ve muhakkak surette te’yit etmektedir. Esenboğa havaalanı kontrol kulesi, askerî tayyarenin, mevcudiyetinden dahi, haberdar değildir. Ayrıca MEA tayyaresine, askerî tayyarenin bölgede bulunduğuna dair, bir malûmat da verilmemiştir.”

Ve neticede, “kör uçuş yapan ve talim uçuşuna çıkacağını kuleye bildirmeyen C-42 askerî nakliye uçağının pilotları suçlu bulunur.”

İlk ve doğru rapor böyle. Ama gel gelelim, sonradan tutulan kesin rapor, tam 27 Mayıs ihtilâlcilerinin vesâyetinde yapıldığından, hadise tepetaklak yer değiştirir ve “suçun yüzde 80’i MEA’ya, yüzde 20’si de askerî uçağa verilir.”

Okunma Sayısı: 3590
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin

    1.2.2022 19:44:15

    Evet Osman kardeş. Bende o gün işten gelmiştim eve. Az daha geç gelseymişim, ben de o resimdeki ateşin arasında kalacakmıştım. Seni muhafaza eden Allah, benide muhafaza etti. Hamden kesira.

  • Hilal

    1.2.2022 08:52:21

    Ayy Osman abi, siz de neler yaşamışsınız öyle? Bir de, maşallah o nasıl hafıza öyle? Sanki, olay dün yaşanmış gibi anlatıyorsunuz. Demek ki, uzamasın diye, bizi internete yönlendirmeseymişsiniz, daha neler anlatacakmıştınız, kim bilir?

  • Ömer arcok

    1.2.2022 07:55:27

    Rabbim ülkemizi böyle kaza bela arzı ve semavi. Felaketlerden korusun inşallah.Tum müslüman kardeslerimizi hafız ve Settar ismiyle korusun Vallahi havuzav ve huve ermurahimin

  • Mehmet 1

    1.2.2022 00:12:03

    Güzel bir yazi

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı