Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, AKP iktidarı ile yolsuzluğun özdeş haline geldiğini ifade etti.
FATİH KARAGÖZ - ANKARA
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, FOX TV’de yayınlanan Çalar Saat programına katıldı. Uysal, Türkiye’deki bütün sorunların ekmeğimiz aşımız dediğimiz demokrasinin ve hukuk sisteminin işlememesinden kaynaklandığı bunun bütün millete bir maliyet ürettiğini söyledi. Uysal, “Bütün soranların temeli işlemeyen çarpık düzenin yansımalarıdır” diye konuştu. Türkiye’de en korunaksız olan kesimin esnaflar olduğunu dile getiren Uysal, “19 yılda sadece 9 tane af çıkartıldı. Sıkıştıklarında seçim öncesi birtakım yapılandırmalar, aflar çıkartıldı. Bunlar adeta narkoz verircesine 3-6 aylık sorunları öteleyerek bugünlere geldik. Oysa küçük esnaf dediğimiz kesimlerle ilgili birtakım düzenlemeler yapılmalıydı. Bu dönemde en fazla kaybeden esnafımız ve güvencesiz insanlarımız yoksulluğu yaşadı” dedi.
Bunların hesabı sorulur
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya desteğini değerlendiren Uysal, “Süleyman Soylu yalnız ki Bahçeli bu açıklamayı yapmaya ihtiyaç duydu. Sedat Peker’in bütün bu iddiaların merkezine Sayın Soylu’yu koyarak aslında Türkiye’deki çökmüş bir devlet ve hükümet sistematiğini, işleyişini, ifşasını perdeliyoruz. Bu tartışmayı ayırt etmek lâzım. Elbette biz netice itibariyle hukuk, diyoruz. Buradan da bir çağrı yapmak isterim. Mehmet Âkif Ersoy’un dediği gibi ‘Korkma’ diyor. Bu ülkenin savcıları var, Mecliste milletvekilleri var. Bugün lider korkusunun Allah korkusunun önüne geçtiği bir Türkiye siyaseti var. İktidarın içerisinde bir yapılanma var. Korkacaklarsa bugünlerden değil, yarınlardan korksunlar. Eninde sonunda bu işlerin kapağı açılır, kayda girmiş işlerdir. Bunların hesabı sorulur” karşılığını verdi.
Hukuk sadece garibe uygulanıyor
Cumhurbaşkanı’nın tasarruf tedbirleri genelgesi ile ilgili genelgesinin hatırlatılması üzerine Uysal, “Ben zaman zaman söylüyorum adınızın ak olması yetmez alnınızın ak olması lâzım. Türkiye’de ihalelerin bu ülkede nasıl verildiğini Ankara sokaklarında sade vatandaşımıza sorsak o bile bilir. Bütün bu işler siyaset eliyle yapılıyor. Sadece bildiğiniz üretme mekanizması rant, rantiye. Bu nedenle ısrar ediyorsunuz Kanal İstanbul meselesini. Bir yandan yerli ve millî diyeceksiniz, Türk lirasını özendirelim diyeceksiniz dövizle anlaşma yapacaksınız, tahkim olarak başka başkentlerdeki mahkemeleri göstereceksiniz, bir yandan da tasarruf diyeceksiniz, porsiyonları küçültelim diyeceksiniz. Bugün AKP ile yolsuzluk o kadar özdeş hale gelmiş ki… 10 bin dolar alan siyasetçiyi bakan söylüyor, bunun hesabını soramıyoruz, öbür tarafta hukuku, garibana, gurebaya uyguluyoruz.”