HÜKÜMET, muhalefet partileri, medya ve toplum... Hizbullah cinayetleri konusunda aslında herkes hemfikir; Hizbullah, devletin bazı birimleri tarafından, bir dönem, Kürtlere karşı cinayet makinesi olarak kullanıldı. Tesbit edilen resmî rakamlara göre de bu örgüt tarafından yapılan saldırılarda 500 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hayatını kaybetti. Ama nedense ne parlamento ve ne de yargı, bu dönemi aydınlatacak somut adımları atıyor.
Aslında, bu dönemin araştırılmasıyla ilgili ihtiyacı gündeme getiren sıradan bir isim değil. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç. Hükümetin iki numaralı ismi. Bülent Arınç, katıldığı 32. Gün programında, Birand’ın Hizbullah tahliyeleriyle ilgili sorularına ilginç yanıtlar verdi. Arınç, “Hizbullah’ın neden kurulduğuyla ilgili birisine bir soru sorulacak olursa bu başta Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman’dır” dedi. Arınç’ın Hizbullah için Teoman Koman’ı işaret etmesi elbet tesadüf değil. Ergenekon dava dosyalarına yer alan bilgilere göre Veli Küçük, Tuncay Güney ile bir konuşmasında Hizbullah için, Teoman Koman Paşa bunları başımıza bela etti. Hizbullahçılar Jandarma birliklerinde eğitildi” diyor.
Peki, Hizbullah’ı Teoman Koman’a kim soracak? Bu soruyu daha önce Teoman Koman’a yöneltmeye parlamentonun gücü yetmemişti. 1996’da Meclis Susurluk Komisyonu’nun ifadesini alamadığı isimlerin başında Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman geliyordu. Ardından da yine onun koruduğu Veli Küçük...
1996’da parlamentonun Hizbullah ve binlerce faili meçhul cinayeti araştırmaya gücü yetmediğini anlayabiliyoruz. Siyaset güçsüzdü, askerî vesayet vardı. Sıradan bir Jandarma komutanının dahi ifadesine başvurma iradesi yoktu.
Peki ya bugün, Meclis güçsüz mü?
Güçsüz olmadığını biliyoruz.
Meclis’te hem araştırma ve hem de nitelikli bir soruşturma komisyonu kurmak önünde hiçbir engel yok. Bunu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, belirtiyor. Arınç, Meclis’te oluşturulacak soruşturma komisyonu için bir çerçeve de oluşturmuş: Hizbullah, işlediği cinayetler, irtibatları; JİTEM, faili meçhul cinayetler ve emir komuta zinciri; emekli Binbaşı Cem Ersever olayı, Kürt işadamlarının infazı...
Ancak Bülent Arınç’ın dahi Meclis’te bir soruşturma komisyonunun kurulmasından umudu yok. Çünkü Başbakan “işler iyi gidiyor havasında”. Mehmet Ali Birand’ın “AK Parti sekiz yıldır iktidarda, neden bu dönemi (faili meçhul cinayetleri) aydınlatacak Meclis Komisyonu oluşturmuyor” sorusunu Arınç şöyle açıklıyor: “Ben başbakan olsam şöyle düşünürüm, biz hükümetiz, güçlü bir hükümetiz, elimizde pek çok imkânlar var. Dolayısıyla ben Türkiye’de mafyayı, çeteleri çökertmiş bir iktidarım. Mutlaka Tayyip Bey de böyle düşünüyor. Bunun ayrıca araştırılmasına gerek yok, biz biliyoruz ve gereğini yapıyoruz anlamında hükümet düşünür.”
Hükümetin işlere bakışı böyle.
Şuraya gelmek istiyorum; Meclis, 1996’da Hizbullah’ı ya da JİTEM’i Teoman Koman’a sorabilecek kadar güçlü değildi; o dönemi öyle kaybettik...
Bugün ise parlamento çok güçlü olduğu için, hükümet “işler tıkırında” havasında, bunun için de taşları yerinden oynatmaya niyeti yok. Risk almıyor. Gerçi yargıya engel olmuyor ama yargının önünü açacak çok kritik adımları da atmaktan imtina ediyor.
Bu noktada Meclis devreye girmek zorunda.
Bülent Arınç, her ne kadar “Bu komisyon kurulsun, ben de başına geçeyim” dese de, kararı verecek olan Başbakan Erdoğan’dır.
Meclis, Türkiye kapsamında işlenen faili meçhul cinayetleri, aydınlara yönelik suikastları, karakolların bahçesine kazılan toplu mezarları, Hizbullah’ı ve JİTEM’i soruşturacak bir komisyon oluşturmadan, toplumsal barışı sağlamak mümkün değil.
Bu soruşturma komisyonu kurulmadan toplumun bir kesiminin, Erdoğan hükümetinin samimiyetine inanması zor.
AKP bu adımı atmadan da “devlet partisi” olmaktan da kurtulamayacak.
Meclis soruşturma komisyonu, Kürt sorununun çözümünde sınav niteliğindedir.
Demokratik açılıma bir türlü ısınamayan Kürtlerin en büyük karşı argümanı da bu; “Devlet binlerce Kürdü göz göre göre öldürdü, suç işledi, o devlet açığa çıkarılıp yargılanmazsa onurlu barış olmaz...”
Ben yine soruyorum; Meclis, eski Jandarma Genel Komutanı ve MİT Müsteşarı Teoman Koman’a Hizbullah’ı, JİTEM’i sorabilecek mi?
Meclis bir soruşturma komisyonu kurup, Teoman Koman ve dönemin diğer sorumlu komutanlarını tek tek ifadeye çağırıp soruşturabilecek mi?
Toplum vicdanı ve kamuoyu yakın tarihteki insanlık suçlarını açığa çıkaracak bu komisyonun kurulmasını istiyor; AKP buna daha ne kadar ayak direyecek?
Kurtuluş Tayiz, Taraf, 18.1.2011