Yüce Allah, Kur’ân-ı Kerîm’de her konuda Peygamber’e (asm) uyulmasını emretmektedir. Bu konuda pek çok emirler vardır.
“Peygamber size ne emretmişse alın ve size neyi yasaklamışsa ondan sakının” (Haşir, 59:7) âyeti hüküm vermede Peygamberin (asm) hükümlerine uyulmasını emrederken, “Ki Peygambere itaat ederse Allah’a itaat etmiştir” (Nisa, 4:80) buyurarak Allah’a itaatin ölçüsünü Peygamber’e (asm) itaat şeklinde vermiştir. Yine Peygamber’in (asm) dili ile “Şayet Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı affetsin” (Âl-i İmran, 3:31-32) âyeti ile Allah sevgisinin ölçüsünü de Peygamber’e (asm) itaat olarak belirlemiştir. Kur’ân-ı Kerîm’de peygambere itaat edilmesini emreden kırktan fazla âyet-i kerime mevcuttur.
Kur’ân-ı Kerîm peygamberlerin ayrıca kendilerine ahlâk bakımından da uyulması gereken “üsve-i hasene” yani örnek insanlar olduğunu açıkça belirtir. “Yemin olsun, Allah’ı ve ahireti arzu eden, Allah’ı çokça zikredenler için peygamberde uyulması gereken güzel örnekler vardır” (Ahzab, 33:21) buyurulur. İbadet hususunda olduğu gibi ahlâkî yönden de peygambere uyulması gerektiği belirtilir.
Kur’ân-ı Kerîm ayrıca hüküm koyma konusunda Hz. Peygamber’in (asm) yetkili olduğunu açıkça ifade eder ve verdiği hükümlere uymayanların imanlarının olmadığını açıkça belirtir ve uymayanları tehdit eder. “Biz peygamberleri Allah’ın izni ile kendilerine itaat edilmeleri için gönderdik” (Nisa, 4:64) buyurarak mutlak itaat edilmesi gerektiği açıkça ifade edilmiştir.
Peygamberimiz (asm) “Bana Kur’ân ve onun benzeri verildi. Yakında karnı tok ve koltuğuna yaslanmış olan bazıları çıkacak ve ‘Bize Kur’ân yeter. Onda neyi helâl buluyorsanız alınız neyi de haram bulursanız onu da haram biliniz’ diyecektir. Şunu iyi biliniz ki Allah Resulünün haram kıldığı da Allah’ın haram kıldığı gibidir” (Ebu Davud, Sünnet, 5; Tirmizi, İlim, 10; İbn-i Mâce, Mukaddime, 2) buyurdular. Sonra “Size kendilerine sarıldığınız zaman hiç sapmayacağınız iki şey bırakıyorum. Onlar da Allah’ın kitabı ve Resulü’nün sünnetidir” (Tirmizi, Kader, 3) buyurmuşlardır.
SÜNNET-İ SENİYYE M. ALİ KAYA