Dostsuz zamanların, bedbaht asrın, dehşetli hadiselerin izlerini silemediği bir hakikatin yılmaz fedaileri.
İşte bunun tezahürlerini böyle kongre emsali toplantılarda görüyoruz.. Yaşlar ayrı, işler ayrı, başlar ayrı. Fakat bu ayrılıkta bir gayrılık yok.. Hepsi bir şeye inanmış, bir şeye bağlanmış.
Dünya maksatlarından uzak, siyasî beklentilerden azade. Asrın Sultanı’nın nurlu sözleri var kulaklarında… İlim adamlarından âmilere varıncaya kadar hepsi bir sevdada buluşmuşlar.
Bu ideal ve dâvâ bir şahıs dâvâsı değil. Zamanın şeridine takılan bir nurdur bu.
İşte bu geçtiğimiz Pazar günü Haliç kongre merkezinde bu mânâları tekrar yaşadık. Onlarca ilim adamının hazırladığı bir irfan ziyafeti.
Günler, hatta aylarca biri birilerini göremeyen nuranî simaların buluşmaları. Ruhaniyatı ve melekleri heyecana getiren bir tablo.
Bu hazzı yaşayanları anladığı ve anlatacağı bir mânâ bu. Hiçbir kıskançlığa ve hasede yer yok burada.
Hemen karşısında, Eyüp Kabristanında bulunan ecdadın ve Üstad’ın aziz talebeleri bu manzarayı sevinç ve mutluluk ile izlediler kabirlerinde.
Sanki Üstad aramızda… Sanki ecdad bu manzaraya alkış tutuyor...
“Yazık o asrın gayretsiz adamlarına” dedirtmemek için.. Kimsenin rahatını bozduğundan endişesi yok.. Yarın bize neslimize sorduklarında: “İşte bizim ancak buna gücümüz yetti” demek için.
Masa çalışmalarını dinledik… Panelistlerin isabetli yorumlarına şahit olduk. Salondan akseden tebessümleri. İştiyak ile alkışlayan elleri.
Bu haller her an ülkenin her tarafında yansıyor.
Bursa’da on program yaptık. Ne yorulduk ne de hayıflandık. Keşke daha uzaklara ulaştırsa idik bu sesi.
Ama Yeni Asya asaletini her zaman gösterdi ve gösterecek. Onun müntesipleri başkalarına benzemez. Susmaz ve susturulamazlar.
Emeği geçen nurun fedailerini tebrikler ediyoruz. Bu manzarayı göremeyenlere üzülerek...