"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çocuk terbiyesinde dinî, millî duygular!..

Rifat OKYAY
01 Şubat 2019, Cuma
“Çocuk terbiyesinde hamaset ve hissi duygularla hareket edilmemelidir.

Çocuklarımız bizim geleceğimizdir…”, “Çocuklar bizim ailenin, milletin ve vatanın teminatıdır…”, “Dinî duyguları olmayan çocuklar ancak birer canavar gibi yetişir….”, “Anasına-babasına faydası olmayan bir çocuğun milletine ne faydası olur…”, “Benim her şeyim, bütün varlığım çocuğumdur…”, “Çocuğum için her şeyim feda olsun…” vb.

Evvelâ çocuk zaten on beş yaşına kadar hissidir, duygusaldır. Bu yaşa kadar da kendisine ne yüklenmiş, kim tarafından yüklenmiş, öğretilmiş ve eğitilmiş ise alel-ekser bunları reddetmez, kabul eder ve her huy, karakter ve alışkanlık olarak onda kalır.

Bu durumda çocuklarımıza, geleceğe dair ve onların hayatları boyunca yapacakları işlere dair bilgi yüklemesi ve tasvir, tarif ve hedefler, gayeler noktasından terbiye/eğitim verirken muhakkak çok dikkatli olmalıyız. Çocuk olduğundan ve olacağından, yaptıklarından ve yapacaklarından daha büyük daha kapasiteli işlere ve hedeflere, gayelere yönlendirilmemelidir. Hatta özendirilmemelidir.

Çocuğun muhakkak kapasite, kavrama ve algılama ölçümleri öncelikle, anne-baba ve aile çekirdek eğitimince yapılabilmelidir. Özellikle bu ölçümler tek başına anne, baba ve aile veya öğretmenlerce yapılmamalıdır. İlla ki bu bilgi, kapasite ve mahiyet tesbiti algılama ölçümleri birlikte yapılmalı ve tesbit edilmelidir.

Bu ölçümlerde şefkat ve merhametle hareket edilmeli, ama hiçbir zaman şefkat ve merhamet acı da olsa üzücü de olsa, noksan da olsa hakikatların ve gerçeklerin önüne geçmemelidir. Muhakkak işin gerçek yönü, aslı, esası ortaya çıkarılmalıdır. Ki, yapılacak eğitim/terbiye çalışmaları da esaslı ve gerçekçi olsun.

Hiçbir çocuk kabiliyetinin önüne, üstüne veya altına sıçrayamaz. Olduğu gibi kabullenilmeden önce de kendisine yapabilecekleri konusunda muhakkak fırsatlar, imkânlar ve destekler verilmelidir.

Bütün bu terbiye çalışmaları hem aile, hem okul ve hem de bütün eğitime katılabilenlerce birlikte takip edilebilmeli ve neticeleri de uygulamaya konabilmelidir.

Hiçbir zaman ailevî, millî, vatanî duygular ve hisler de bu konuda suiistimal edilerek; hem çocuğa, hem de aileye, topluma ve devlete de zarar verilmemelidir.

Evet, çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Bunların yetiştirilmesi, terbiyesi/eğitimi eğer kabiliyetlerine, dinimize, ahlâkî kaidelere ve ilmî literatüre dayandırılarak gerçek manada ve hakikatli bir şekilde yapılabilir;  müsbet ve faydalı neticeler alınabilirse… Yoksa hayalle, istek ve arzularla, özenmekle ve birilerinin kuru sıkı hedef ve söylemleri tekrar edip, tatbik etmekle değil. 

Bizler dinimizin emrettiği ve istediği tarza, Efendimizin (asm) yaptığı şekillerde, dindar muallimlerin/öğretmenlerin ve dini bütün ailelerin eğittikleri ve uyguladıkları gibi programımızı ve planlarımızı yaparak ve tatbikata koyarak; dinî, millî, vatanî, ailevî hamaset ve duygulara, hislere sahip çocuklar yetiştirebilmeliyiz. Bunu yaparken de hakikatten ve gerçeklerden asla taviz vermemeliyiz!..

Okunma Sayısı: 1208
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı