"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Allah’a abd olana her şey hizmetkâr olur

Risale-i Nur'dan
19 Ağustos 2019, Pazartesi
Evet, Allah’a abd ve hizmetkâr olana her şey hizmetkâr olur. Bu da, her şey Allah’ın mülk ve malı olduğunu iman ve iz’an ile olur.

İ’lem Eyyühe’l-Aziz! (*)

nsan, yaşayış vaziyetince, bir dağdan kopup sel içine düşen veya yüksek bir apartmandan düşüp yuvarlanan bir şahıs gibidir.

Evet, hayat apartmanı yıkılıyor. Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor. Zaman da sel dolaplarını sür’atle çalıştırıyor. Arz sefinesi de sür’atle giderken “Temürrü merre’s-sehâbi” [Bulutların geçişi gibi geçip gitmektedirler. (Neml Sûresi: 88.)] âyetini okuyor. Sefine-i arz sür’atle yürürken, dünyanın gayr-i meşrû lezzetlerine uzatılan ellere zehirli dikenlerin batacağı düşünülsün. Binaenaleyh, o zehirli dünya oklarına bakıp, el uzatma. Firakın elemi, telâki lezzetinden ağırdır.

Ey nefs-i emmarem! Sana tâbi değilim. Sen istediğin şeye ibadet et ve istediğin şeyin peşine düş. Ben ancak ve ancak beni yaratıp Şems ve Kamer ve Arz’ı bana musahhar eden Fâtır-ı Hakîm-i Zülcelâl’e abd olurum.

Ve keza, kader muhitinde uçan tayyare-i ömre veya hayat dağları arasında açılan uhdud ve tünellerinden şimşekvârî geçen zamanın şimendiferine bindirerek ebedü’l-âbâd memleketinin iskelesi hükmünde olan kabir tünelinin kapısına sevk eden Hâlık-ı Rahmani’r-Rahîm’den medet istiyorum.

Ve keza, hiçbir şeyi duâlarıma, istigaselerime ve niyazlarıma hedef ittihaz etmem. Ancak Küre-i Arz’ı harekete getiren, felek çarklarını durdurmaya ve Şems ve Kamer’in yerleştirilmesiyle zamanın hareketini teskin ettirmeye ve vücudun şâhikalarından yuvarlanıp gelen şu dünyayı sâkin kılmaya kàdir olan kudreti nihayetsiz Rabb-i Zülcelâl’e duâlarımı, niyazlarımı arz ve takdim ediyorum. Çünkü her şeyle alâkadar âmâl ve makàsıdım vardır.

Ve keza, kalbime vâki olan en ince, en gizli hatıraları işittiği ve kalbimin müyûl ve emellerini tatmin ettiği gibi, akıl ve hayalimin de temenni ettikleri saadet-i ebediyeyi vermeye kàdir olan Zat-ı Akdes’ten maada kimseye ibadet etmiyorum.

Evet, dünyayı ahirete kalbetmekle kıyameti koparan kudret muktedirdir, âciz değildir. Bir zerre, o kudretin nazarında gizlenemez. Şems, büyüklüğüne güvenerek o kudretin elinden kurtulamaz. Evet, Onun marifetiyle elemler lezzetlere inkılâb eder. Evet, O’nun marifeti olmazsa, ulûm evhama tahavvül eder, hikmetler illet ve belâlara tebeddül eder, vücud ademe inkılâb eder; hayat ölüme, nurlar zulmetlere ve lezaiz günahlara tahavvül eder. Evet, O’nun marifeti olmazsa, insanın ahbabı ve mal ve mülkü insana a’dâ ve düşman olurlar; beka belâ olur, kemal heba olur, ömür heva olur, hayat azap olur, akıl ikàb olur, âmâl âlâma inkılâb eder.

Evet, Allah’a abd ve hizmetkâr olana her şey hizmetkâr olur. Bu da, her şey Allah’ın mülk ve malı olduğunu iman ve iz’an ile olur.

Evet, Kudret insanı çok dairelerle alâkadar bir vaziyette yaratmıştır. En küçük ve en hakir bir dairede insanın eli yetişebilecek kadar insana bir ihtiyâr, bir iktidar vermiştir. Ferşten Arş’a, ezelden ebede kadar en geniş dairelerde insanın vazifesi yalnız duâdır.

Evet, “De ki: Eğer duânız olmasa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?” [Furkan Sûresi: 77.] âyet-i kerîmesi, bu hakikati tenvir ve ispata kâfidir. Öyle ise çocuğun eli yetişemediği bir şeyi peder ve validesinden istediği gibi, abd de acz ve fakrıyla Rabbine iltica eder ve Hâlık’ından ister.

(*): Ehemmiyetli.

Mesnevî-i Nuriye, Zeylü’l-Hubab, s. 123

LÛ­GAT­ÇE:

a’dâ: Düşmanlar.

abd: Kul.

âlâm: Kederler, elemler, acılar.

âmâl: Emeller, arzular, istekler, ummalar, ümitler.

Arz: Dünya.

evham: Vehimler, zanlar, kuruntular.

ikàb: Azap, eziyet, ceza.

istigase: Medet umma, yardım isteme.

iz’an: Anlayış, kavrayış.

maada: Başka, gayri, -den başka.

makàsıd: Maksatlar, gayeler.

marifet: Bilme, derin bilgi.

müyûl: Meyiller, yönelişler.

sefine-i arz: Dünya gemisi.

telâki: Kavuşma, buluşma.

uhdud: Vadi, geçit.

ulum: İlimler.

Okunma Sayısı: 3922
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı