"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cenab-ı Hak nimetleri mukabilinde şükür istiyor

Risale-i Nur'dan
02 Mayıs 2021, Pazar
Hâlık-ı Rahîm, nev-i beşere verdiği nimetlerin mukabilinde şükür istiyor. İsraf ise şükre zıttır, nimete karşı hasaretli bir istihfaftır.

İKTİSAD RİSALESİ

İktisad ve kanaate, israf ve tebzire dairdir.

“Yiyin, için, fakat israf etmeyin.” (A’raf Sûresi: 31)

Şu âyet-i kerîme, iktisada kat’î emir ve israftan nehy-i sarih suretinde gayet mühim bir ders-i hikmet veriyor. Şu meselede Yedi Nükte var.

Birinci Nükte

Hâlık-ı Rahîm, nev-i beşere verdiği nimetlerin mukabilinde şükür istiyor. İsraf ise şükre zıttır, nimete karşı hasaretli bir istihfaftır. 

İktisad ise, nimete karşı ticaretli bir ihtiramdır.

Evet, iktisad hem bir şükr-ü mane- vî, hem nimetlerdeki rahmet-i İlâhiyeye karşı bir hürmet, hem kat’î bir surette sebeb-i bereket, hem bedene perhiz gibi bir medar-ı sıhhat, hem manevî dilencilik zilletinden kurtaracak bir sebeb-i izzet, hem nimet içindeki lezzeti hissetmesine ve zâhiren lezzetsiz görünen nimetlerdeki lezzeti tatmasına kuvvetli bir sebeptir. İsraf ise, mezkûr hikmetlere muhalif olduğundan, vahim neticeleri vardır.

İkinci Nükte

Fâtır-ı Hakîm, insanın vücudunu mükemmel bir saray suretinde ve muntazam bir şehir misalinde yaratmış. Ağızdaki kuvve-i zaikayı bir kapıcı, a’sab ve damarları telefon ve telgraf telleri gibi, kuvve-i zaika ile merkez-i vücuddaki mide ile bir medar-ı muhabereleridir ki, ağza gelen maddeyi o damarlarla haber verir. Bedene, mideye lüzumu yoksa “Yasaktır” der, dışarı atar. Bazen de, bedene menfaati olmamakla beraber, zararlı ve acı ise, hemen dışarı atar, yüzüne tükürür.

İşte madem ağızdaki kuvve-i zaika bir kapıcıdır; mide, cesedin idaresi noktasında bir efendi ve bir hâkimdir. O saraya veyahut o şehre gelen ve sarayın hâkimine verilen hediyenin yüz derece kıymeti varsa, kapıcıya bahşiş nev’inden ancak beş derecesi muvafık olur, fazla olamaz. Tâ ki kapıcı gururlanıp, baştan çıkıp, vazifeyi unutup, fazla bahşiş veren ihtilâlcileri saray dahiline sokmasın.

İşte bu sırra binaen şimdi iki lokma farz ediyoruz: Bir lokma, peynir ve yumurta gibi mugaddi maddeden kırk para, diğer lokma en a’lâ baklavadan on kuruş olsa; bu iki lokma, ağza girmeden, beden itibarıyla farkları yoktur, müsâvîdirler. Boğazdan geçtikten sonra, ceset beslemesinde yine müsâvîdirler. Belki bazen kırk paralık peynir daha iyi besler. Yalnız ağızdaki kuvve-i zaikayı okşamak noktasında yarım dakika bir fark var. Yarım dakika hatırı için kırk paradan on kuruşa çıkmak ne kadar manasız ve zararlı bir israf olduğu kıyas edilsin.

Şimdi saray hâkimine gelen hediye kırk para olmakla beraber, kapıcıya dokuz defa fazla bahşiş vermek, kapıcıyı baştan çıkarır. “Hâkim benim” der. 

Kim fazla bahşiş ve lezzet verse onu içeriye sokacak, ihtilâl verecek, yangın çıkaracak. “Aman doktor gelsin, hararetimi teskin etsin, ateşimi söndürsün” dedirmeye mecbur edecek.

İşte iktisad ve kanaat, hikmet-i İlâhiyeye tevfîk-ı harekettir; kuvve-i zaikayı kapıcı hükmünde tutup, ona göre bahşiş verir. İsraf ise, o hikmete zıt hareket ettiği için çabuk tokat yer, mideyi karıştırır, iştiha-i hakikîyi kaybeder. 

Tenevvü-i et’imeden gelen sun’î bir iştiha-i kâzibe ile yedirir, hazımsızlığa sebebiyet verir, hasta eder.

Lem’alar, On Dokuzuncu Lem’a, s. 250

LÛ­GAT­ÇE:

a’sab: Sinirler.

Fâtır-ı Hakîm: Her şeyi bir maksada uygun ve hikmetle, benzersiz bir şekilde yaratan yüce Allah.

Hâlık-ı Rahîm: Bütün varlıkların yaratıcısı olan, sonsuz merhamet ve şefkat sahibi Allah.

iştiha-i kâzibe: Yalancı, aldatıcı iştah.

kuvve-i zaika: Tat alma duyusu.

medar-ı muhabere: Haberleşme vasıtası.

müsâvî: Eşit, denk.

nehy-i sarih: Açık ve kesin bir yasaklama.

tebzir: Malı saçıp savurma, israf.

tenevvü-i et’ime: Nimetlerin, yemeklerin çeşitliliği.

tevfîk-ı hareket: Uygun hareket ve davranışta bulunma.

Okunma Sayısı: 2397
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    2.5.2021 02:33:54

    Kulun Rabbine karşı teşekkür etnekten yani şükretmekten başka bir şey gelmiyor. Rabbimiz de bunu istiyor. Eğer teşekkür edersek daha da nimetleri artıracağını vaat ediyor. Tersten düşünürsek teşekkür etmeyinin nimetlerin azalacağını ve azap görüleceğini anlayabiliriz. İkincisi nüktede lezzet üzerine kurulu gıda sanayinin insanları nasıl hedonist müşteri haline getirildiği özetleniyor. Sağlık, para, huzur, saadet gidiyor. Yerine hastalık, günah, keder geliyor vesselâm.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı