Bu gelen gece olan Leyle-i Berat, bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin programı nev’inden olması cihetiyle, Leyle-i Kadr’in kudsiyetindedir.
Her bir hasenenin Leyle-i Kadir’de otuz bin olduğu gibi, bu Leyle-i Berat’ta her bir amel-i salihin ve her bir harf-i Kur’ân’ın sevabı yirmi bine çıkar. Sair vakitte on ise, şuhur-u selâsede yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyâli-i meşhurede, on binler, yirmi bin veya otuz binlere çıkar.
Bu geceler elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’ân’la ve istiğfar ve salâvatla meşgul olmak büyük bir kârdır.
***
Elli senelik bir manevî ibadet ömrünü ehl-i imana kazandırabilen Leyle-i Berat’ınızı ruh u canımızla tebrik ederiz. Her biriniz, şirket-i maneviye sırrıyla ve tesanüd-ü manevî feyziyle kırk bin lisanla tesbih eden bazı melekler gibi; her bir hâlis, muhlis Nur Şakirdlerini, kırk bin dil ile istiğfar ve ibadet etmiş gibi rahmet-i İlâhiyeden kanaat-i tamme ile ümit ediyoruz.
Said Nursî, Şuâlar, s. 531
***
Kur’ân-ı Hakîm’in her bir harfinin bir sevabı var; bir hasenedir. Fazl-ı İlâhîden o harflerin sevabı sümbüllenir; bazen on tane verir, bazen yetmiş, bazen yedi yüz (Âyete’l-Kürsî harfleri gibi), bazen bin beş yüz (Sûre-i İhlâs’ın harfleri gibi), bazen on bin (Leyle-i Beratta okunan âyetler ve makbul vakitlere tesadüf edenler gibi) ve bazen otuz bin (meselâ, haşhaş tohumunun kesreti misillü, Leyle-i Kadir’de okunan âyetler gibi). Ve “O gece bin aya mukabil” işaretiyle, “Bir harfinin o gecede otuz bin sevabı olur” anlaşılır.
Sözler, s. 385-86
***
Hem İmam-ı Ali (ra) onuncu mertebe-i tadadında onuncu sûre olarak ve kıyamet ve Leyle-i Berat’a bakan “Ve içine muhkem sırlar yerleştirilen Duhan Sûresi’nin hürmetine.” deyip, mana-yı işarîsiyle, “Onuncu Söz” namında ve mertebesinde olan Haşir Risalesi’ne işaretle beraber, o risalenin fevkalâde ehemmiyetini ve gayet muhkem olduğunu ve o zamanın dumanlı karanlıklarını izale eden bir Leyle-i Berat’ın bir kandili hükmünde bulunmasına ve haşir ve kıyametin bir alâmeti olan duhan, hem Leyle-i Berat’ın senevî olarak hikmetli tefrik ve taksim-i umur noktalarıyla ve başka karineler ile imaen ve remzen haber veriyor.
Evet, Onuncu Söz çok ehemmiyetli bir belâyı def etti. Hürriyet-i efkâr serbestiyeti ve Harb-i Umumî sarsıntısı vaktinde haşri inkâr eden münafıklar, fırsat bulup çok yerlerde zehirli fikirlerini izhara başladıkları bir zamanda Onuncu Söz çıktı ve tab edildi. Bin nüshası etrafa yayıldı; onu gören herkes kemal-i iştiyak ve merakla okudu. Zındıkların kâfirâne fikirlerini tam kırdı ve onları susturdu, İmam-ı Ali Radıyallahü Anhın bu takdirine liyakatini ispat etti. Kimin şüphesi varsa, gelsin, onu dikkatle okusun, haşrin ne kadar kuvvetli bir bürhanı olduğunu görsün.
Şuâlar, s. 757
LÛGATÇE:
duhan: Duman.
hasene: Hayırlı amel, Allah rızasına uygun iş.
hürriyet-i efkâr: Fikir ve düşünce hürriyeti.
izale: Giderme, ortadan kaldırma.
kanaat-i tamme: Tam kanaat; kesin, şüphe edilmeyen düşünce, fikir.
leyâli-i meşhure: Meşhur geceler, mübarek geceler, kandil geceleri.
Leyle-i Berat: Berat Gecesi, Şaban ayının 15. gecesi.
medrese-i Yusufiye: Hz. Yusuf’un (as) medresesi; Yusuf’un (as) iftira, haksızlık ve zulüm ile hapiste kalmasından kinaye olarak hapishaneye verilen bir isim.
mertebe-i tadad: Sayı mertebesi, sayı sıralamasına göre.
muhkem: Sağlam, dayanıklı.
mukadderat-ı beşeriye: İnsanlığın mukadderatı, insanlığın kaderi.
şirket-i maneviye: Manevî şirket, manevî ortalık; birbirinin sevabından hissedar olmak.
şuhur-u selâse: Üç Aylar; Receb, Şaban ve Ramazan.
taksim-i umur: İşlerin bölünmesi.
tefrik: Birbirinden ayırma, ayrı tutma.
tesanüd-ü manevî: Manevî dayanışma.