"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kur’ân, ebedî hayat hazinesini gösteriyor

Risale-i Nur'dan
19 Ekim 2019, Cumartesi
(Dünden devam)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ NUR TALEBELERİNİN BİR MEKTUBU

Hem madem Risale-i Nur bu asra has hususiyetler taşıyor; hem madem binlerce âlimlerin takdirleriyle karşılanıyor. Hem madem Kur’ân’ın dellâllığını yapan kahraman Üstad, eşine rastlanmayacak bir mükemmeliyetle, dürüst adımlarla, hakikî prensiplerle, bütün hayatını iman ve İslâmiyet’e vakfetmiş, dünyevî hiçbir menfaat aramadan, sırf Allah rızası uğruna çalışmıştır. Hem madem bütün kuvvetiyle, Nur Talebeleri de iman ve İslâmiyet’e Ehl-i Sünnet dairesinde hizmet için hayatlarını dahi çekinmeden veriyor ve süflî menfaat peşinde değildirler. Ve madem yüz binlerce Nur Talebeleri bütün tazyik ve tehditlere rağmen bu hakikati fiilen ispat etmişler. Hem her talebe, bugün cereyan eden bâtıl felsefenin akidelerine hakikî, mantıkî cevaplar vermek üzere yetişmişler ve yetişiyorlar. Hem her ihtiyacımıza Kur’ân cevap veriyor; onda, lâzım olan her hakîkat sarih olarak vardır. Ve madem Kur’ân, en güzel şekilde ders veren, Allah’ın hediyesi, bir nûru ve rahmetidir. 

Öyle ise bu hazine-i rahmeti ve menba-ı hakikati ders veren ve hakikî surette gençliğin ve avamın anlayabileceği bir şekilde bildiren Risale-i Nur’u dikkat ve tefekkürle ve devamlı olarak müsait vakitlerimizi boşa gidermeden okumak ve yazmak en büyük bir ibadet ve zevk kaynağıdır; hâl ve istikbalin ve biz gençlerin çok leziz ve iştiyakla alacağı gayet nafi ve vâfi bir ilâç ve bir tiryaktır, bir manevî kurtarıcıdır. 

Bu kat’î hakikatler meydanda iken, ona bütün kuvvetimizle sarılmamak, baştan aşağı Risale-i Nur’u tedkik etmemek, alâkadar olmamak, ancak gafletin eseri olabilir.

Hem “Kim hakikat peşinde koşuyorsa, Risale-i Nur’dan ders alması lâzımdır ve Nur yolunda giden her münevver, hakikî saadete kavuşacak ve yeryüzünün mahiyetini derk edecektir” diye, biz Ankara Nur Talebeleri dahi ittifak ediyoruz. Ebedî hayat hazinesini gösteren Kur’ân-ı Hakîm’in nuru olan Risale-i Nur, elbette bir zaman dünyayı çınlatan nurlu sesini yükseltecektir.

Madem İslâm âlimleri, hadis-i şerife göre, dünya ikbal ve heveslerinin peşinde koşmadıkça peygamberlerin en emin vârisleridirler; biz de Risale-i Nur’u onun tam vârisi biliyoruz. Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsi, hakikî vâris olmanın esasını yaşamış ve yaşıyor. Onun karşısına çıkan körler ve sağırlar ve hissiz gafiller küçüleceklerdir. Böyle muazzam bir olgunluğa sahip olan Risale-i Nur, elbette bütün feylesofları, dünya ilim ve hak erbabını çağıracak ve her akl-ı selim ve kalb-i kerîm olan mübarek insanları talebesi yapacak. Bu da inşaallah uzakta değil, yakında tahakkuk edecektir.

Dünya, ekserî feylesofların ve âlimlerin dediği gibi, yepyeni bir oluşun eşiğindedir. Dünya, nurunu arıyor. Hakikat şairi Mehmed Akif, “O nuru gönder İlâhî, asırlar oldu yeter! / Bunaldı milletin âfâkı, bir sabah ister.” diye, işte bu nura işaret ettiği, bugün bizce bir hakikattir.

Ankara Üniversitesi Nur Talebeleri

Asa-yı Musa, s. 277-278

Okunma Sayısı: 1801
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı