Bu Şuhur-u Selâse, ibadet haysiyetiyle bir derece Nurlar’ın kitabetine fütur verebilir diyenlere beyan ederiz ki:
Bilâkis yazmaya şevk verir ve vermek gerektir. Çünkü Nur’un hizmeti hem maişet hem rahat-ı kalbe bereketleriyle yardım ettiği gibi ibadet-i tefekkürî nev’inden olması cihetiyle mübarek ayların sevaplarına büyük yardımı olur.
Emirdağ Lâhikası-I,109. mektup, s. 199
***
Bu Şuhur-u Selâse çok kıymettardır; Leyle-i Kadrin sırrıyla seksen sene bir ömrü kazandıracak bir vakitte, en iyi, en efdal şeylerle meşgul olmak lâzım geliyor. İnşaallah, Kur’ân’a ait mesâille iştigal, bir nevi manevî mütefekkirâne Kur’ân okumak hükmündedir. Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kıraat-ı Kur’ân manaları risalelerin istinsah ve mütalâalarında vardır itikadındayız. Zaten bu ciheti siz takdir etmişsiniz.
Barla Lâhikası, 257. mektup, s. 376
***
İki üç gün evvel Yirmi İkinci Söz tashih edilirken dinledim. Gördüm ki içinde hem küllî zikir hem geniş fikir hem kesretli tehlil hem kuvvetli iman dersi hem gafletsiz huzur hem kudsî hikmet hem yüksek bir ibadet-i tefekküriye gibi nurlar var. Bir kısım şakirdlerin ibadet niyetiyle risaleleri ya yazmak veya okumak veya dinlemekliğin hikmetini bildim, “Bârekâllah” dedim, hak verdim.
Kastamonu Lâhikası, 153. mektup, s. 260
***
BİR KISIM KARDEŞLERİME HUSUSÎ BİR MEKTUPTUR
Yazıda usanan ve ibadet ayları olan Şuhur-u Selâsede sair evradı, beş cihetle ibadet sayılan (HÂŞİYE) Risale-i Nur yazısına tercih eden kardeşlerime iki hadis-i şerifin bir nüktesini söyleyeceğim.
Birincisi: [...] Yani, “Mahşerde ulema-i hakikatin sarf ettikleri mürekkep şehidlerin kanıyla muvazene edilir, o kıymette olur.”
İkincisi: [...] Yani, “Bid’aların ve dalâletlerin istilâsı zamanında Sünnet-i Seniyyeye ve hakikat-i Kur’âniyeye temessük edip hizmet eden, yüz şehid sevabını kazanabilir.”
Ey tembellik damarıyla yazıdan usanan ve ey sofî meşreb kardeşler! Bu iki hadisin mecmuu gösterir ki, böyle zamanda hakaik-ı imaniyeye ve esrar-ı Şeriat ve Sünnet-i Seniyyeye hizmet eden mübarek, halis kalemlerden akan siyah nur veya âb-ı hayat hükmünde olan mürekkeplerin bir dirhemi, şühedanın yüz dirhem kanı hükmünde yevm-i mahşerde size fayda verebilir. Öyleyse onu kazanmaya çalışınız.
Eğer deseniz: “Hadiste âlim tabiri var. Bir kısmımız yalnız kâtibiz.”
Elcevap: Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir. Eğer anlamasa da, madem Risale-i Nur şakirdlerinin bir şahs-ı manevîsi var; şüphesiz o şahs-ı manevî bu zamanın bir âlimidir. Sizin kalemleriniz ise, o şahs-ı manevînin parmaklarıdır. Kendi nokta-i nazarımda liyakatsiz olduğum halde, haydi, hüsn-ü zannınıza binaen bu fakire bir üstadlık ve tebaiyet noktasında bir âlim vaziyetini verdiğinizden bağlanmışsınız. Ben ümmî ve kalemsiz olduğum için, sizin kalemleriniz benim kalemim sayılır; hadiste gösterilen ecri alırsınız.
HÂŞİYE: Bu kıymetli mektupta Üstadımızın işaret ettiği beş nevi ibadetin kendilerinden izahını talep ettik. Aldığımız izah aşağıya yazılmıştır:
1. En mühim bir mücahede olan ehl-i dalâlete karşı manen mücahede etmektir.
2. Üstadına neşr-i hakikat cihetinde yardım suretiyle hizmet etmektir.
3. Müslümanlara iman cihetinde hizmet etmektir.
4. Kalemle ilmi tahsil etmektir.
5. Bazen bir saati bir sene ibadet hükmüne geçen tefekkürî olan ibadeti yapmaktır.
(Rüşdü, Hüsrev, Re’fet)
Lem’alar,
Yirmi Birinci Lem’a, s. 283