DEVA Partisi Trabzon İl Başkanı Kubilay Çiçek, “Yeni Asya gazetesine gelince açıkçası, şimdiye kadar çok takip etmediğim ama bundan sonra takip edeceğimiz bir gazete olacak” dedi.
RÖPORTAJ: RAMAZAN TAVŞAN - TRABZON
Yeni Asya Trabzon Temsilcilimizden bir heyet DEVA Partisi Trabzon İl Başkanlığını ziyaret ederek fikir alışverişinde bulundu. DEVA Partisi Trabzon İl Başkanı Kubilay Çiçek, temsilci heyetinden Ramazan Tavşan’ın sorularını cevapladı. Çiçek ile yapılan ropörtaj şu şekilde:
- Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile Parlamenter Sistem hakkındaki kanaat ve görüşleriniz nelerdir?
Partili Cumhurbaşkanlığı sistemini bütün problemlerin kaynağı olarak görüyoruz. Bugünkü çöküşün başlangıcı o gündür diyoruz. Ortak aklın geride bırakıldığı her şeyin bir kişiye devredildiği bir yönetim sistemine geçtik. Bu denetimsiz yetki ve sorumlulukları bir kişiye devrettiğiniz zaman bunu kullanan kişi kim olursa olsun iyi bir sonuç beklenemez. Çünkü her şey bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak kelimelere kalmış demektir. Buna bir de sabah söylediği ile öğleden sonra söylediği çelişen bir durum oluyorsa, bugün geldiğimiz nokta kaçınılmaz oluyor. Tüm eleştirilerimize rağmen bu kadar vahim bir sonuç olmaması gerekirdi. Siyasi kimliğimizi bir kenara bırakarak bu ülkede yaşayan genç olarak, bu gelinen noktayı hak etmediğimizi düşünüyorum.
Eğer siz işleyen bir parlamentoyu devre dışı bırakır, etkisizleştirirseniz, hukuku örseler, demokratik muhalefet hakkını ortadan kaldırırsanız, sizin gibi düşünmeyenleri hain ilan ederseniz. Yurtiçi ve uluslararası güveni kaybedersiniz. O zaman ekonomik anlamda bugünkü tablo kaçınılmaz olur. Ülkenin gençleri geleceğini yurtdışında aramak zorunda kalır. 84 milyonluk koca bir ülkenin uluslararası ilişkilerinde kullanılan bilgi, enformasyon, diploması ve lobiler gibi oluşması yıllar alan kanallar devre dışı bırakılıp, tüm ilişkiler bir kişinin diğer ülkeyi yöneten kişiyle arası iyiyse ilişkilerin o ölçüde iyi olduğu, kötüyse kötü ilişkilerin yürütüldüğü bir seviyeyi yaşıyoruz. Halbuki parlamenter sistem de bu ilişkilerin tartışıldığı ortak aklın hâkim olduğu, ülkenin aydınlarının, bilim insanlarının ve STK’ların dahil olduğu güçlü bir irade nerede, tek kişinin bireysel ilişkilerinin sonucu ortaya konan irade nerede? Bunlar kıyas bile kabul etmez. Bu iradeyi, bu ülkenin gençlerinin önüne çözüm diye dayatmamız ne kadar akılcı olur.
- Altı patinin katılımıyla Millet ittifakı zirvesi yapıldı. Bu zirvede Deva Partisi de vardı. Zirve hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
1990’larda televizyonlarda iktidar ve muhalefetin katıldığı açık oturumlar olurdu. Karşılıklı saygı ve hitap seviyelerinin korunduğu, ülke meselelerinin tartışılırdı. Bundan da büyük keyif alınırdı. Herkes bu tartışmaları izlerdi. Makul ve ortak kanaatler oluşurdu. Toplumda da bu kadar ayrışma ve ötekileşme olmazdı. Ülke meselelerinin tartışıldığı, konuşulduğu bu tarz açık oturumları AKP iktidarı döneminde hiç göremedik. Bu hem ülke hem de toplum olarak bir kazanım değil, kaybedilen bir değerdir. Böylece sorunlar daha kolay saklanabilir ve halının altına atılabilir bir yol oluştu. Bu ittifak zirvesi bizim kuşak için bir ilk oldu. Farklı görüş ve fikirlerden beslenen partilerin bir araya gelip ülke menfaatleri noktasında görüş alış-verişinde bulunabilmelerini çok önemsiyoruz. Ülke adına bunu çok önemli bir kazanım olarak görüyoruz.
Bundan 50 yıl sonra da konuşulacak örnek, model bir zirve oldu. Yaşanan bütün sıkıntılara rağmen ülke adına bir umut oldu. Biz burada alınan kararlar kadar bu toplumsal uzlaşı zirvesinde olmaktan ve bu umut atmosferinin oluşmasına katkıda bulunmayı önemsiyoruz. Bugün karşı karşıya kaldığımız toplumsal sıkıntılarımızın aşılması konusunda, farklı düşüncedeki insanların çözüm konusunda bir masa etrafında buluşuyor ve konuşabiliyor olmasını, buradan çıkacak ortak aklı ve umudu Deva Partisi olarak önemli buluyor ve destekliyoruz.
- Size göre öncelikli çözülmesi gereken ana sorun nedir? Bunu çözersek gerisi kolaylaşır dediğiniz şey nedir?
Sorunlarımızın çözümünün ortak akıldan beslendiği parlamenter sisteme döner ve herkesin fikir ve eleştirilerini korkmadan, özgürce söyleyebildiği bir ortam sağlarsak tüm problemlerimizi daha kolay çözeriz. Farklı bir sabaha uyanırız. Ekonomide, hukukta, dış ilişkilerde, tarım, turizm, sanayi her alanda, anlamda güven gelir. Güvenin olduğu yerde de sorunlar daha kolay çözülür.
- Bediüzzaman ve Yeni Asya gazete ve camiası hakkındaki kanaatleriniz nelerdir?
Bildiğim kadarıyla Bediüzzaman herkesin kullanabileceği bir isim değil, tarihte ender kullanılan ve eşsiz, seçilmiş anlamına gelen bir unvana sahip. Bediüzzaman unvanı bile onun bilgisinin derinliğini ifade etmeye yeter. Memleketi için kendini adamış ve bu uğurda sürgünler yaşamış, bedeller ödemiş bir alim olarak biliyorum. Daha çok okumamız ve araştırmamız gerekiyor. En azından bu akşamdan itibaren ben öyle yapacağım. Bir de toplumda Şeyh Sait’le ve Gülen Cemaatiyle karıştırılıyor, bunların da net bir şekilde bilinmesi gerekiyor. Yeni Asya gazetesine gelince açıkçası, şimdiye kadar çok takip etmediğim ama bundan sonra takip edeceğimiz bir gazete olacak. Çok fazla tanımadığım bir camia olmasına rağmen sizleri tanıdığıma memnun kaldım. İrtibatımızı devam ettirmek isterim.