Koronavirüs dolayısıyla dünyanın başı dertte.
İnsanlık, neslini tehdit eden virüse ortak çare arıyor. Sınır tanımayan, ırk, renk ayırmayan, görünmeden hızla ilerleyen ve insan neslini hedefine koymuş bulunan bu virüs, pek çok insana kıyamet senaryoları yaptırıyor, beşere istiğfar çektiriyor.
Gözle görülmeyen bir şeyin, dünyanın planlarını alt üst etmesi, çağ insanını şaşkına çevirdi. Milyarlarca doların harcanması çoktan göze alındı. Bu milyarlarca dolar bütçeler dünyanın imarına ve insanlığın faydasına, mültecilere, fakir fukaralara harcansa idi, kim bilir bu imtihanla karşı karşıya kalmazdı insanlık. Mazlumun ahı çoktan arşı titretti. Zayıf virüs; gücü, kuvveti dize getirdi. Artık kimse S-400’ler, Patriotlar konuşmuyor.
Mülk Sahibi, -insanların bölüp bölüştükleri- mülkünde, istediği gibi sınır tanımaksızın tasarruf ediyor. Virüsün dünya umurunda değil, emir almış bir asker gibi ilerliyor, ‘dur’ emri bekliyor. İleri teknoloji sadece virüsün vereceği tahribatı hesap etmeye çalışıyor. Musîbet, gönderiliş hikmetinin okunmasını bekliyor. Nimetlendirmede sınır tanımayan Yaratıcı, gazabında da tanımıyor. Fıtratı zorlayan insanlık, isyanının acı tokadını yiyor. Haddini aşanlar nimetlerden mahrum kaldığı gibi, O’nun mülkünden de dışlanıyor. Uzmanlar; ‘Ellerinizi sabunla günde dört beş kez dirseklere kadar yıkayın, ağız ve burnunuzu günde üç beş kez su ile bolca yıkayın.’ diyor. ‘Kalabalıklardan uzak durun, mahrem alanınıza kimseyi almayın. Evlerinizden çıkmayın. İbadetlerinizi, okumalarınızı eşinizle, çocuklarınızla birlikte yapın. Eviniz ibadet mahalli, eğitim ortamı olsun. Eviniz, maddî manevî Cennetiniz olsun.’ diyor. Ne güzel, anlamlı cümleler bunlar. Fıtratın sesi bu olsa gerek.
İbadetlerinin içi boşalan, bid’a bulaşan ehl-i iman şimdilerde evde muhasebe ediyor. Taharet nedir bilmeyen Batı’lı şimdilerde el yıkama kuyruğuna giriyor. Beşer, farkında olmadan aldığı nefese muhtaç oluyor. Kural tanımaz asiler, şimdilerde âcizce hizaya geliyor, kul oluyor.
‘Kader söylese, iktidar-ı beşer konuşmaz, ihtiyar-ı cüz’î susar.’ (Mektubat) Görelim Mevlâ neyler, neylerse güzel eyler.