"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sevad-ı azam nedir?

Süleyman KÖSMENE
27 Eylül 2023, Çarşamba
Muharrem Bey: “Sevad-ı Azam ne demektir? Nur Talebeleri sevad-ı azam ölçüsünün neresinde duruyorlar?”

Kelime Olarak

Sevad, Arapça’da “sevvede” fiiline bağlı bir isimdir. “Sevvede” fiili, kararttı, karaladı, yazdı gibi manalara gelir.1 Müsevvid, karalamayı yazan; müsvedde, karalama yazılan yazı demektir ve aynı köktendir. Esved, kara ve siyah demektir; ‘esved’in çoğulu sûd ve sûdan ise siyahlar demektir. Sevda esmer manasındadır. “Sevad” ise aynı kökten gelen bir isim olarak “karartı” demektir. 

Sevad-ı azam ise, “büyük karartı” demek oluyor. Mecazi olarak da, uzaktan bakıldığında “tek vücutmuş gibi davranan büyük halk kitlesi (karartısı)”, diğer bir ifadeyle de, “milletin kahir ekseriyeti” anlamında kullanılmıştır. Üstad Bediüzzaman, sevad-ı azam için, “ekseriyet-i masum” demiştir.2

Sevad-ı azam kavramını ilk kullanan Peygamber Efendimiz’dir. (asm) “Aleyküm bi’s-sevâdi’l-âzam!” yani (Size sevad-ı azam üzere olmak yakışır!)3 buyurmuştur. 

Sevad-ı azama uymak sünnet-i seniyyedendir. 

Halifenin Sofrasında

İbn-i Müleyke anlatıyor: Biz Halife Ömer’in yanında sofraya oturmak üzereyken Utbe çıkageldi. Hazret-i Ömer (ra): “Buyur ya Utbe!” diyerek onu sofraya davet etti. 

Utbe, hemen diz çökerek sofraya kuruldu. Fakat ekmeği kuru ve sert bulmuştu. 

“Halife’nin sofrasında ekmek kupkuru ha! Ya Ömer bunun tazesi yok mu?” dedi. 

Hazret-i Ömer (ra) kızdı: “Utbe!” dedi, “Sen taze ekmek peşindesin! Müslümanlar bugün ekmek bulabiliyorlar mı ki, Ömer sofrasına tazesini koysun? Ömer sevad-ı azama (halk ekseriyetine) tabidir. Sevad-ı azam ne zaman taze ekmek bulur, Ömer o zaman sofrasına taze ekmek koyar!”  

Hz. Ömer (ra) kendisine bal şerbeti ikram edenlere: “Bunu halk içiyor mu?” diye sorar, “Hayır ya Ömer! Bu size hazırlanmıştır” denilince içmez ve “ben halkımdan birisiyim! Onlardan farklı yaşayamam!” diye çıkışırdı.  

Keza Hazret-i Ömer kızına misafir olunca, kızı Hafsa sofraya iki çeşit yemek koydu. 

Hazret-i Ömer (ra) kızına çıkıştı: “Birini kaldır kızım! İnsanların sofrasında bugün iki çeşit yemek yok.” dedi. 

Algıyla Yapılana “Sevad-ı Azam” Denmez

 Bediüzzaman’ın biraderzadesi merhum Abdurrahman anlatıyor: “1334 Senesinde esaretten geldikten sonra, amcam, rızası olmadan Darü’l-Hikmeti’l-İslamiyeye aza tayin edildi… Haline dikkat ediyordum ki; zarûretten fazla kendine masraf yapmıyordu. Maîşetçe neden bu kadar muktesid yaşıyorsun diyenlere cevaben, “Ben sevad-ı azama tabî olmak isterim. Sevad-ı azam ise, bu kadar tedarik edebilir. Ben, ekalliyet-i müsrifeye tabî olmak istemem” demişlerdir.  

Bir müddet aradan geçti... Hakaikten on iki telifatını tab ettirmek kalbine geldi. Maaştan toplanan paraları, o telifatların tabına verdi. Yalnız bir-iki küçüğü müstesna olmak üzere, diğerlerini etrafa meccanen dağıttı. Niçin sattırmadığını sual ettim. Dedi ki: 

“Maaştan bana kût-u lâyemut caizdir; fazlası millet malıdır. Bu suretle millete iade ediyorum.”4

Nur talebeleri geçim ve maişet açısından israfa, lüks yaşayışa ve dünyeviliğe kaymamak şartıyla; inanç, itikat, takva ve sosyal hadiselere yaklaşım açılarından sevad-ı azamın motoru hükmünde hizmet görüyorlar. 

Ancak iletişim araçlarının marifetiyle algılar yaparak, dolaplarla, yalanlarla, hilelerle aldatılmış bir kamuoyu varsa, böyle kamuoyu, görüntüde ne kadar halk ekseriyeti olsa da, “sevad-ı azam” masumiyetinden düşmüş olmaktadır. 

Dipnotlar:

1- Yeni Kamus, s. 197.

2- Sözler, s. 665.

3- Aliyyu’l-Muttakî, Kenzu’l-Ummal, 1:1030; Mecmau’z-Zevaid, 5:218.

4- Tarihçe-i Hayat, s. 109

Okunma Sayısı: 5337
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    27.9.2023 13:29:26

    Halktan hiç sarayları, özel korumaları,onlarca özel makam araçları, uçakları vs. Yok. Müslüman olduğunu iddia eden bir yönetici, milletinin hizmetkârı olması gerekirken, milletin malıyla şatavat, debdebe, lüks içinde yaşıyorsa, bu şahsiyetlerin İslâmiyet'ten nasipleri hiç yok demektir. İdareciler ne zaman millet ekseriyeti gibi yaşarlar, yada ona yakın makul bir yaşantı ile örnek olurlarsa o zaman hızla her sahada düzelmeler görülecektir.

  • Ömer

    27.9.2023 11:54:19

    Binlerce tebrikler ediyoruz. Kaleminize sağlık.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı