"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaat olmak bir gereklilik midir?

Yasemin YAŞAR
06 Ağustos 2016, Cumartesi
Bazı kavramlar bugün ciddî anlamda yıpratılmış ve avamın nazarında korkulacak ve kaçınılması gereken bir olgu olarak algılanmaya başlamıştır. Bunlardan birisi de cemaat kavramıdır.

Ne demektir ‘cemaat’, cemaat olmak bir gereklilik midir?

Öncelikle ifade etmek gerekir ki, dünyevî amaçlı olabileceği gibi ahiret amaçlı bir araya gelmek de toplumsal bir ihtiyaçtır. Bu insanın yaratılışıyla alâkalı bir mesele olup, insanın sosyal bir varlık olarak yaratılmasının bir neticesidir.

Bu gün sadece dinî beraberlikler için insanlar bir araya gelmiyor. Sosyal hayatın ahengi, iş bölümü yapmak, gayreti bir alana yoğunlaştırıp başarılı olmak için bir araya gelmekler anlamındaki ehl-i dünyanın sistemi de bir nev’i cemaatleşmek, bir şahs-ı manevî oluşturmak üzere işlemektedir. 

Hatta, şerde çalışanlar dahi bir cemaat halinde olduklarında başarılı olacaklarına dair olan bu sırrı anlamış olmalılar ki, ehl-i dalâlet dahi komitacılık, cemiyetcilik v.s. adlarla cemaatleşmektedirler.

Tabi bizim burada bahsettiğimiz ve yıpratılan bir kavram olan dinî cemaat teşekkülüdür. 

Bu aslında önemli bir kuvvettir ki, bugün siyasîler de, şer odakları da bu oluşan kuvvetleri iğfal etmek veya yanlarına çekmek için ellerinden geleni yapmaktadır. Son yaşanan hadise bir camianın nasıl şer cereyanlara alet olduğunu göstermektedir.

Cemaat olmak bir sosyal gerçekliktir. Zaten Bediüzzaman da her fırsatta “Zaman cemaat zamanıdır.” diye vurgulamıştır. Risale-i Nur eksenli oluşan bu cemaatin, esaslarını, düsturlarını, dinamiklerini de belirlemiş ve bu esasları bozacak hastalıkları tesbit ederek, talebelerini çok ciddî uyarmıştır. 

Siyaset, enaniyet, tarafgirlik, dünyevîleşmek, hırs, tama gibi hastalıkların mabeynimizde çok ciddî yaralanmalara yol açacağını ve İman–Kur’ân hizmetindeki kutsiyete zarar vereceğini her fırsatta tembih etmiştir.

Hatta olayın vahametini yıllar önce Şuâlar adlı eserinde yazdığı bir mektubunda belirtmiştir. Sadece rıza-i İlâhiyi tahsil etmek ve hem kendi imanını hem başkalarının imanlarının kurtulmasına hizmet etmek maksadıyla bir araya gelmesi gereken bu camiaların, dünyaya meyletmesi ve siyasete bulaşması neticesinde, zındıka cereyanlarına alet olabileceğini ifade etmiştir.

Evet, Bediüzzaman’ın dikkat çektiği bütün bu vakıalar maalesef bugün bir bir yaşanmaktadır.

Peki bu süreçte ne yapmak lâzımdır?

İşte asıl mesele burasıdır. Zira bütün camiaları töhmet altında bırakan bu olumsuz gelişmeleri doğru okumak ve gündemde olan cemaat aynasında, işleyişine bulaşmış veya bulaştırılmış yanlışlıkları, hastalıklı fikirleri, kişi endeksli oluşumları ayıklayıp, Risale-i Nur ekseninde tekrar sağlam bir şekilde ihlâs ve uhuvvet hakikatleriyle teçhiz etmek ve istişare sistemini işletmek şarttır.

Bediüzzaman’ın Afyon hapsinde ifade ettiği gibi “Hedefimiz ve programımız evvelâ kendimizi, sonra milletimizi idam-ı ebediden ve daimî berzahı haps-i münferitten kurtarmak ve vatandaşlarımızı anarşilikten ve serserilikten muhafaza etmek ve iki hayatımızı imhaya vesile olan zındıkaya karşı Risale-i Nur’un çelik gibi hakikatleriyle kendimizi muhafazadır. (Tarihçe-i hayat) tesbitlerine kulak vermek ve cemaat olmanın sadece dine hizmet için bir araya gelmek olduğunu unutmadan hizmetlere devam etmek gerekecektir.

Okunma Sayısı: 3257
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • zehra

    6.8.2016 14:53:46

    Size sonuna kadar katılıyorum.Şu cümleniz hariç.''Son yaşanan hadise bir camianın nasıl şer cereyanlara alet olduğunu göstermektedir.'' Sayın yazar bu cümleniz şöyle söylenebilir:Bir camia nasıl bela ve musibetlere paratoner oldu.Çünkü diğeri sadece bugün için söylenecek bir zanndan ibarettir

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı