Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İnsanlık için yeni bir milât mı başlıyor? Komplo teorileri. Yeni dünya düzeni… vs.
Evet, bir şeyler değişecek, zira bu değişim, Yaratıcı fikrinden kopuk materyalist anlayışın komploları şeklinde değil. Yani bu değişim tabiî, tesadüfî ve tevhidden kopuk olarak gerçekleşmeyecek.
Değişim olacak, zaten anbean değişim ve dönüşüm Adetullah kanunudur. Üstelik bu dönüşümün şifreleri bin beş yüz yıl önceden haber verilmiştir. Bu zamanda o asrın manevî bir temsilcisi olan Risale-i Nur da bu değişimden ve dönüşümden haber vermektedir.
Daha sanal bir âlem, yapay zekâların devrede olduğu ve robotların hakim olacağı, insan unsurunun azalacağı, sanal sanayi, sanal eğitim, sanal tıp, sanal para, daha pek çok teknolojik değişim ve dönüşümler. Bu kadar sanal âlemin hastalıkları da, hastalık teşhisleri de hastalık tedavileri de sanallaşacak, laboratuvarlarda üretilen virüsler ve antivirüsler salınacak, artık insanlık ortak noktasında mücadeleler olacak, imtihanlar olacak, olacak, olacak…
Komplo teorileri geliştirmek istemiyorum, lâkin şunu iyi biliyorum ki bütün bu gelişmeler Allah’ın iradesi ve kudretinden ayrı, O’nun rızasından uzak gelişmeyecek.
Şunu iyi biliyorum ki, bu yeni gelişmeler esnasında, maddî ve manevî ayakta kalacaklar eski malûmatlarıyla, taklidi imanlarıyla duramayacak; bir bir zamanın dişlileri içerisinde öğütüleceklerdir.
Şunu iyi biliyorum ki, Kur’ân’ın evrenselliği ortaya çıkacak, Sünnet-i Seniyye kıymet kazanacaktır.
Şunu iyi biliyorum ki, benim anbean bu küresel komplo teorilerini takibe ihtiyacım yok. Benim her gün dünyayı yönetmeye çalışan gizli elleri keşfetmeye, bunlarla meşgul olmaya ihtiyacım yok.
İhtiyacım olan, her şeyin sahibi, her şeye gücü yeten Zatın, O’nun Habibinin (asm) öğrettiği; bütün bu saldırılara, salgınlara karşı kullanmak için verilmiş manevî silâhları, ülfet perdesinden sıyrılarak tekrar keşfetmek, öğrenmek ve uygulamaktır. Fakat eski bakış açısı ile değil, yeni bir gözlüğe ihtiyaç olacaktır. Yeni Dünyaya gelmiş bir çocuğun öğrenme merakı, sorgusu ve keşfiyle olacak. İlk defa okuyormuş gibi, ilk defa duyuyormuş gibi Kur’ân’a, Sünnet-i Seniyye’ye muhatap olmakla olacak. Belki Bediüzzaman’ın, Medresetüzzehra’sının tam zamanıdır. Dinsiz ilim, ilimsiz din çöküştedir.
Evet, şeytanın insan suretini giymiş habisleri de iş başında olacaktır. Belki de dünyanın imarı için yaratılan bu habis güruhlar, aynen şeytanların icadı gibi Müslümanların turnusolü olacak ve onların elenmesinde rol oynayacaktır. Dünyayı imar için yaratılan insan, dünyanın tahribi için de uğraşacak. Ama unutmamak gerekecektir ki bütün bunların müsebbibi şirazesinden çıkmış insanlık ya da kul olmayı başarabilmiş insanlık olacaktır.
Hasılı, yeni dünya düzeninde ya melek gibi hâkimler, sıddıklar mübarekler, din ile ilmi birleştiren âlimler olacak ya da insan suretini giymiş şeytanların temsilcisi olan firavunlar, tabiatperestler, maddîyunlar, sanemperestler olacaktır.
Her şeyin küreselleştiği bu zamanda bizlerin de küresel bir misyon ve hamiyet geliştirmemiz gerekiyor. Risale-i Nur eserlerini bir de bu gözle okursak bize nasıl bir vizyon kazandırdığına şahit olacağız.