"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tarafgirlik

Yasemin YAŞAR
25 Ekim 2025, Cumartesi
İnsanların şahsî kimliklerinden ziyade sosyal kimliklerle hareket etmesinin altında yatan en önemli sebep elbette “güç”tür. Nitekim güçsüzlerin gücü birlik olmaları neticesindedir.

İnsanlar sosyalleşme sürecinde yalnız kalmamak için kendilerini bir yerlere ait görmek isterler. Bunun için bir grubun içine dahil olur ve bu grup taraftarlığı ile sosyal bir kimlik kazanır. Bediüzzaman’ın, “müsbet ihtilâf” diye bahsettiği bu olsa gerektir. 

Bir de menfî manada ihtilâf vardır ki, tek tip olalım çaba ve gayreti içinde, farklı düşünce ve oluşumları reddederek, bütünleşme sağlayayım diye, daha da çatışma ve çözülme meydana getirmek manasındadır. Niyetler iyi de olsa, kötü de olsa, netice itibarıyla çözülmeye yol açan bir kavramdır. Egonun en ağır hastalıklarından bir tanesi olan bu maraz, aklı iptal eder. Ve bu kimse nefs-i emmareden kurtulamaz.

Buradaki en büyük sıkıntı, tarafgirin, sürekli yeniden üretilen düşmanlık girdabına düşmesidir. Tarafgirlik bir kısır döngüdür. Birleştirmez ayrıştırır. Katliamların, soykırımların, linçlerin, ötekileştirmenin temelinde işte bu psikoloji yatar. Tarafgir dostunun uyarısını ihanet, itirazını isyan zanneder.

Gündelik hayatımızın her alanına sirayet eden ve etkileyen bu psikolojinin çoğu zaman bizi yönlendirdiğinin farkına bile varamayız. İyi ya da kötü yaptığımız ne varsa, ait olduğumuz gruptan destek bulduğu için, çoğu zaman normalleşir ve sıradanlaşır. Meselâ bir su-i ahlâk olan gıybet grup içinde o kadar normalleşir ki bir rahatlama, içini boşaltma adıyla meşrulaştırılır. Uhrevî hayatımızı mahvettikten ve mânevî alandaki imtihanı kaybettikten sonra, tokmak kimin elinde olmuş, memleketi kim idare etmiş ne önemi vardır?

Bu yüzden kitle psikolojisi içerisinde bulunan kişiler, gerçekte kendi karakter ve ruh halleriyle bağdaşmayacak durumlara düşebilir. Normal zamanlarda yapmayacakları, hatta eleştirdikleri utanacakları tavırlar içine kolaylıkla girebilir. Kişinin karakteri geçici de olsa böyle durumlarda değişime uğrar. Kibar bir insan kaba, merhametli bir insan zalim, korkak bir insan kahramana dönüşebilir. Kolektif yapı içerisinde kişisel kimlikler silinir. Farklılıklar, benzerlikler içinde boğulur.

Bediüzzamanın ifadesiyle, “Mü’minlerde nifak ve şikak, kin ve adâvete sebebiyet veren tarafgirlik ve inad ve hased… hayat-ı beşeriye için zehirdir.” Tarafgirlik hastalığının adavetten başka belki de en vahim sonucundan biri de adalet duygusunu zedelemesidir. Muvazene kaybolmuştur. Artık cerbeze, tecavüz ve zulmün her çeşidi o insan veya insanlardan sudur edebilir.

Tarafgirin ayarı ötekine düşmanlıkla bozulduğu gibi kendi tarafındakine aşırı muhabbetle de bozulur. O zaman kişi veya grup yanlışlarını göremez, sırat-ı müstakimden sapar. Kendine ait olanın yanlışlarını, meziyet diye piyasaya sürebilir. Kısacası “Meleğe şeytan, şeytana melek” der.

Hasılı, tarafgirlik, hakkaniyeti örter, haksız olanı cesaretlendirir. 

Biliyorum ki tarafgirliğin kötülüğünü ne kadar anlatırsak anlatalım hiçbir tarafgir bunları üzerine almayacaktır ve kendini “hakikat savaşçısı” olarak görmeye devam edecektir. Bu hastalığı aşmak için eğitimli veya bilgili olmak da sanırım yeterli gelmez; ancak yüksek farkındalığa sahip olanlar bu tuzağa düşmeyecektir. 

Okunma Sayısı: 2365
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Şerafettin Birol

    25.10.2025 18:06:33

    Yazar kardeşimizi tebrik ediyorum. Bir önceki ve bu yaınız Uhuvvet, ihlas ve istişare ile ilgili R.Nurdaki hakikatlerin tefsiri mahiyetinde gördüm. Allah razı olsun kaleminize gönlünüze sağlık.Bir önceki yazıda yorum yazan Kadir Beye de katılmadığını ifade etmek isterim

  • Nahit Topaloğlu

    25.10.2025 09:09:24

    Tebrik ederim hanıım kardeşim, Pek güzel bir yazı. Fî emânillah!

  • Necati

    25.10.2025 08:11:59

    Allah razı olsun. Bu zamanın çok dehşetli bir hastalığı olan tarafgirligin, ne kadar büyük tahribatlara sebep olduğunu çok güzel bir şekilde izah eden bir yazı olmuş. İnşallah hepimiz gerekli dersleri alarak, tarafgirlik hastalığından kurtuluruz.

  • Cemile Akyazgan

    25.10.2025 07:25:58

    Benim dilim beynim kalbim ifadeleriyle konuşma superrrr herkesin şu anda böyle düşünceleri yaşarken anlatamadığımız çoook şeyleri anlattığınız için kocaman ALLAH CC RAZI OLSUNNNNNNN

  • Ömer

    25.10.2025 07:25:26

    Biliyorum ki tarafgirliğin kötülüğünü ne kadar anlatırsak anlatalım hiçbir tarafgir bunları üzerine almayacaktır ve kendini “hakikat savaşçısı” olarak görmeye devam edecektir. Bu hastalığı aşmak için eğitimli veya bilgili olmak da sanırım yeterli gelmez; ancak yüksek farkındalığa sahip olanlar bu tuzağa düşmeyecektir. Sayın yazar yazılarınıza bu kadar ara vermeyin lütfen. Kaleminize sağlık tebrikler 👏👏👏🌅

  • Güler Aslan

    25.10.2025 07:14:33

    Cahiliye döneminin kesif asabiyetinin altında yatan “tarafgirlik” illeti değil miydi? Hakeza halihazırda dünyanın başına bela olan siyonizm vahşetinin altında yatan da… Demek insanlığı en suflî derekeye düşüren bu asitli hissiyattan fersah fersah uzak durmalı. Üstadımızın “mihenge vurun” dediği hakikati uzmayı görmezden gelip iman hizmetini taraftarlığa indirgeyerek “aklını başkasının cebine koymak” nur talebesi ünvanına muvafık düşmez. Hasılı genelde insanlığın, özelde nurcuların açık bir yarasına neşter hükmünde bir yazı kaleme almışsınız yine . Rabbim bu nâfi istidanızı ahiretinize şefaatçi eylesin . 🤲Çok istifadeli kaleminize sağlık …♥️

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı