"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Zulüm bizdense ben bizden değilim”

Zafer AKINCI
11 Kasım 2020, Çarşamba
Bu söz adalete verilmesi gereken önemi veciz bir şekilde anlatmaktadır.

Buna, ‘Yanlış bizdense, ben yanlışın yanında değilim’ de eklenebilir. Bu sözü, yanlışı yapanlar akrabamız, cemaatimiz, partimiz olsa da söyleyebilmek önemlidir. Bu sözü bugün tarafgirliğin, hizipçiliğin, toptancılığın olduğu bir dönemde söyleyebilmek daha da önemlidir.

Adaletin olmadığı yerde keyfilik başlar. Keyfiliğin başladığı yerde yarın ne olacağı kestirilemez. Benden uzak diye sessiz kalınan şeyler, yarın, insanın başına nasıl geldiği anlaşılamaz bile. Toplumda farklı düşünceler, farklı inançlar olabilir. Ancak toplumun ortak paydalarından biri adalet olması gerekir.

Adalet, sadece bizden olana değil, her kesime şamil olmalıdır. Bu, İslâm’ın da gereğidir ki, İslâm’ın adalete verdiği önem ortadadır. Tarih boyunca İslâm’ı kabul edenlerin bir çoğu İslâm’ın bu adaletini gördükleri için kabul etmişlerdir.

Bunun örnekleri İslâm tarihinde çoktur. Şam’da cami yapımı için bitişikteki Yahudinin arsasının rızası olmadan alınmasına Hz. Ömer’in karşı çıkması bir örnektir. Yine Hz. Ömer’in (ra) mescitte kendisine üzerindeki elbiseyi nasıl aldın sorusuna verilen cevabı herkes bilir. Bu sorular karşısında ne Hz. Ömer(ra), ne de mescitteki diğer sahabeler, Hz. Ömer’in (ra) yaptığı iyilikleri ve katıldığı savaşları ve de kendisi ile alâkalı müjdeleri bir çırpıda sayarak karşıdakini susturmaması ise başka bir örnektir. 

Bu gibi örnekler, sorma, sorgulama, gerektiğinde yanlış yapıyorsun diyebilmenin bir hak olduğunu göstermektedir. 

Bu hakkı İslâm bizlere vermiş ve adaletli olmayı emretmiştir. Allah bunu yakınımız dahi olsa “Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun.” diyerek emrediyor.

Toplumda, bir meselenin taraftarı olunabilinir, ancak toptancısı olunduğunda, yanlışları görmemeye, görse bile onu tevil etmeye veya meşrûlaştırmaya çalışılır. 

Taraflar, işi tarafgirliğe yani işi toptancılığa dönüştürdüğü bir ortamda, aşırılıklar başlar. Aşırılıkların olduğu yerde ise önceliklerin sırası değişir, hakikatin tesiri kırılır ve yanlışlar çoğalır.

Yanlışları çoğaltan ve dar daireden, en geniş daireye kadar zulmü devam ettiren tarafgirlerdir. Tarafgiri ayakta tutanlar ise üslûbuna dikkat etmeyen, tebliğe uygun hareket etmeyen başka tarafgirlerdir veya tarafgirine hareket edenlerdir. Bunca tarafgirin içinde ise ne ölçüler anlaşılmakta, ne de hakikatler başkalarına ulaştırılmaktadır. Toplumun genelindeki sıkıntı, yapılan tercihlerden daha çok, tercihlerdeki aşırılıklar ve aşırılıkların getirdiği yanlışlardır. Sıkıntı, Hz. Ömer’e (ra) bile itiraz edilip sorgulanırken, bunlarınkinin bundan muaf olmaları, yanlışlarına ses çıkarılmamasıdır. 

Bugün, yanlışları devam ettiren tarafgirlere yeterince ulaşılsa, dünyalarına girip birkaç ölçü verilebilse belki çok şeyler değişecek. Fakat, aşırılıklardan dolayı, ölçüler değil kişiler konuşulduğundan, kişiler, mevcutlar içinde iyisi olmaktan çıkıp, ideal bir modele, ideal bir lidere, ideal bir kurtarıcıya dönüştüğünden kavgalar bitmemektedir.

Hem de, Allah için söylenmeyen sözler karşıya tesir etmediği gibi tarafgirin sözü de tesir etmemektedir. Ayrıca, birilerinin yanlışının yanında durarak diğerinin yanlışını söylemek de muhataba tesir etmemektedir. Bu şekilde, ne hakkın hatırı, ne mazlumun hukuku muhafaza edilebilir, ne de yanlışlar azalır. Belki, her kesimden bu yanlışları sürdürenler, bir gün sorgulamaya başladıklarında ve hikmetle hareket ettiklerinde, zulümler azalmaya başlayacaktır.

Okunma Sayısı: 2576
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    11.11.2020 15:02:51

    e Hz. Ömer’in (ra) mescitte kendisine üzerindeki elbiseyi nasıl aldın sorusuna verilen cevabı herkes bilir. Bu sorular karşısında ne Hz. Ömer(ra), ne de mescitteki diğer sahabeler, Hz. Ömer’in (ra) yaptığı iyilikleri ve katıldığı savaşları ve de kendisi ile alâkalı müjdeleri bir çırpıda sayarak karşıdakini susturmaması ise başka bir örnektir. HARİKA BİR ÖLÇÜ

  • Nihat

    11.11.2020 01:56:45

    Hakkın hatırı alidir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı