"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

15 Temmuz

Zafer AKINCI
27 Temmuz 2025, Pazar
Nasibimizde, insanlık tarihinin en tehlikeli, fitnelerin en çok olduğu dönemde yaşamak da varmış. Şikâyetçi değiliz, böyle bir şikâyete hakkımız da yok. Nimetler açısından bol bir dönem. Fakat, fitnelerin günahların da sel gibi geldiği bir dönem.

Şer, kötülük hariçten gelse, tehlikesini bilirsin, çok da fazla tehlikeli olmaz, fakat, dahilde geldiğinde, kendini korumak ve savunmak çok kolay olmaz. Kötülük ile iyilik, şer ile hayır, doğru ile yanlış, iç içe olursa, aynı yerde bulunursa, bazen yer değiştirirse burada işler daha da zorlaşır. 

İşte, asırlardır şerrinden, fitnesinden sığınılan ahirzaman böyle bir dönem. Burada imanları muhafaza etmek, istikameti korumak zordur. Bu, hem kendin için, hem hizmetin için zordur. 

Yüz yıldır devam eden Süfyanizmin en büyük fitnelerinden birisi de 15 Temmuz süreci oldu. 15 Temmuz sürecinde aydınlanmayan noktaların olması, bu süreci kendi lehine çevirmeye çalışanlarının bazılarını kullanmış olması, bazılarının suça bulaşmış olmaları gerçeğini değiştirmez ve bu, onların üzerindeki vebali kaldırmaz. 

Bu mesele, milyonlarca insanı, hizmetlerimizi, daha da önemlisi Risale-i Nurun müsbet hareketini olumsuz etkiledi. O yapının bir şekilde irtibatlı, iltisaklı gösterilmesi, Risale-i Nur'a ciddi manada zarar verdi. İnsanlar Risale-i Nurdan uzaklaştılar, korkup çocuklarını dershanelere göndermediler. 

Sel gibi gelen fitneler “siyasetli cemaatlerin,” “siyasal İslâmcıların” üzerinden etkili oldu ve çok fazla kimseyi manevî olarak perişan etti. Niceleri de bundan dolayı İslâmî kesime olan güvenlerini kaybettiler. 

Bu insanlara, "Her açıdan Risale-i Nur'a güvenebilirsiniz" demek varken, maalesef bu “siyasetli cemaatlerin,” “siyasal İslâmcıların” taraftarı olanlar yüzünden, Risale-i Nurun parlak yüzü gölgelendi, insanların birçoğu Risale-i Nur'a mesafeli durdu.

Halbuki Üstadımız, Risale-i Nur, onun müsbet hareketi, güvenilirliği, hakikati için hayatını vermişti. Belki onlarca yerde, benden size zarar gelmez demesine rağmen, bugün Nurcuların birçoğunun, üzerlerine vazife olmadığı halde “siyasetli cemaatlerin,” “siyasal İslâmcıların” kavgalarında tarafgir olduğu için oradaki yanlışlar, Risale-i Nur’u da perdeledi. 

İmtihan bazen sağdan gelmekteydi. Bazen farkına varmadan, bazen bazı meselelerde aşırılıktan, bazen üzerimize çok da vazife olmayan işlerden, bazen bir yanlışa yanlış deyip, diğer bir yanlışın yanında yer alarak, bazen ise doğru dediğinin, yanlış olan taraflarını görmediğinde, tehlike başlamaktadır.

Bu zararların yolunu açan, tâlî olan başkalarının meselesi, kendi önceliklerinin yerini almasıdır. Sonrasında, bize ait olmayan meselelerin sürekli gündem olması, sürekli onların tartışılır hale gelmesi, onlar için bedeller ödenmesidir. 

Tâlî meseleler gaye haline geldiğinde, hizmetinin geleceğini, tâlî meselelerin geleceğine bağlamış olursun. Artık, tâlî meselelere yön vereceğine, tâlî meseleler hizmetine yön vermeye, seni olumsuz olarak etkilemeye başlar. Böylece hizmete harcayacağın gücünü, tâlî meselelere harcarsın, gereksiz tartışmalar ile gücünü ve birlikteliğini kaybedersin.

Kendi davanı ancak, kendi davana yoğunlaştığında savunabilirsin, böylece elindeki Nurları insanlara daha fazla ulaştırabilirsin. Hizmet etmenin yolu eldeki Nurlar ile birlikte ortak akıl ve meşverettir.

Okunma Sayısı: 2736
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Enes

    28.7.2025 13:20:04

    Karşı bahçenin toprağının üstündeki neydi ki altındaki tohum o olsun? Toprağının üstünden soru çalan nesiller yetiştiğine göre...siz baya heveslenmişsiniz ama bize göre Yeni Asya'ya göre değil dostum. Biz rüyalar ile takipçilerini uyutan hocacı değiliz.

  • Mehmet

    27.7.2025 23:23:36

    Teşekkürler güzel yorum

  • Ali

    27.7.2025 23:16:51

    Yazacak cok sey varda anlayacak bir beyin yok.herkes bir at gozlugu takmis.sadece gormek istegi fikri goruyor.

  • Hilal Düzdağ

    27.7.2025 22:17:28

    Salih Baş, hangi cemaatten bahsediyorsunuz siz? soru çalan, Risale-i Nurları sahteleştiren bir yapı cemaat olamaz.

  • Salih baş

    27.7.2025 22:08:29

    Kendi bahçesine çiçek ekememiş insanlar karşı bahçenin toprağı altındaki tohuma bile öfkelidir

  • Said Emre Dağ

    27.7.2025 20:59:00

    Ahnet kardeşim bu önerime ne dersiniz? Daha da geliştirilebilir. Bunu yetkili yerlere iletin lütfen. Yani bütün Nurcuların ve hatta bütün Müslümanların gazetesi olalım. Edebi kaliteyi artıralım. Bütün Müslümanların alıp okuyabileceği bir mecmua ortaya koyalım.

  • Enes

    27.7.2025 19:31:48

    15 Temmuz da karanlık noktaların olması fetocüleri savunacağımız anlamına gelmez. Kendilerini savunsunlar. Veya savunmak isteyen bireysel olarak gitsin savunsun. Ama Yeni Asya markasını bu dehlize bulaştırmasın. 15 Temmuz da karanlık noktalar var ama fetullah gülenin adamları da işin göbeğinde. İnkar edebiliyor musunuz? Hayır. Ama karanlık noktalar var diye diğer suçlar görünmez mi olsun? Soru çalmadı mı abi bunlar? Sorusu çalınan çocuklar uzaylı mıydı? Onlar hak değil mi? Onları da savunsanıza, soru çalmak caizdir diyen gülene karşı???

  • Yusuf

    27.7.2025 19:22:43

    Biz cemaati savunmak gereksiz bir eylem dediğimiz için bize siz siyasete girdiniz yandaş oldunuz diyorlar. Siz herkesi muhalif pozisyona sokmak isterken siyasete girmiş olmuyor musunuz? Biz asla ve asla ak partiye oy verilsin demiyoruz. Ama siz ak parti gitmeli ve bunun için halk partisine oy vereceksiniz diyorsunuz. Kim siyasete bulaşıyor bu durumda?

  • Lütfiye Çınar

    27.7.2025 19:10:09

    İlk defa yorum yapıyorum. Bu konuyu biz ilgili kurullara defaten ilettik. 15 temmuz yaşanmadan oldu. Bizi dikkate almadılar. Biz dedik ki, bu yayın politikasından rahatsızız dedik. Bizim gazetemizde malum cemaatten kişilerin görüşlerine yer verilmesin dedik. Bizim abi olarak bildiğimiz yazarlarımız malum cemaatin yayın organlarına çıkmasın dedik. Bunlar tabanda bizim hizmetimizi sekteye uğratıyor dedik. 12 sene oluyor. Yani cemaatimizin meşveret ile hareket ettiği hep iddia edilir ama asla bizi dinlemediniz. Bundan sonra dinleyin. Ve artık şu işlere Allah rızası için girmeyin.

  • Ömer Siverek

    27.7.2025 17:14:55

    Ak partiden bir şey beklemem. Halk partisinden bekleyelim diyenlerden hiçbir şey beklemem. Cemaati halk partisine yönlendirme fikrinden kurtulalım yeter.

  • Osman

    27.7.2025 17:09:41

    Risale-i nurların ve türkiyedeki cemaatlerin yok olmasının tek nedeni, malum cemaattir. Malum cemaat risale-i nurlarin ve gerçek islami cemaat lerin önündeki bir baraj gibiydi ilk önce o barajı yıktılar geriye kalanlarda zaten rüzgar gülü gibi rüzgarın estiği yöne hareket etti. Risale-i nurları iktidarın desteklemiş olmasına rağmen tarihe karışması, onu savunan insanların artık olmamasından kaynaklanmaktadır. Şu şekilde bitireyim ALLAHIM 15 Temmuz u kim yaptıysa, yapana kim destek verdiyse, yapanı kim savunduysa; ha, ya, ayn, sad hakk-ı için kahruperişan eyle dünya ve ahirette yüzünü kara eyle, evlâdı yar-ı 'nı kendine düşman eyle nedünyada nede ahirette önrünün hayrını gösterme bi iznillah.

  • Semanur Tunoğlu

    27.7.2025 15:57:26

    Biz hiçbir yazarımızdan ak partiye veya iktidara destek vermesini beklemiyoruz. Asla böyle bir şey istediğimiz yok. İktidarı savunmak bizim işimiz değil. Yanlışlarını gitsin başkaları savunsun. Fetöyü de savunmayalım diyoruz. Baştan aşağı zulümle büyümüş bir yapıya cemaat demekte ısrar etmeye gerek yok. Tamam beter olsunlarda demeyelim ama bunlar suçsuz diye de saçmalamayalım. Ne halleri varsa görsünler. Nurculuğu bitirmek için en hafif tabirle bozmak için kurulmuş bir yapı değil midir bu gülenciler?

  • Cengiz A.

    27.7.2025 15:56:09

    Hocam hırsızın hiç mi suçu yok. Çok yanlış yorumlar yapmışsınız. Rabbim istikamet versin. Benim bildiğim Yeniasya he ne olursa olsun her zaman hak ve adaletten yana olur. Bu meselenin küçüğü büyüğü olmaz. Detaylarına tam olarak hakim olmadığımız konularda kesin hüküm vermemeliyiz. Zanlarla hareket etmenin Allah katında çok büyük bir vebal olduğunu benden daha iyi biliyorsunuz.

  • HÇeşitcioğlu

    27.7.2025 14:36:22

    *Nur Risâlelerinin ve Nurcuların siyasetle alâkaları yok. Ve Risâle-i Nur, rıza-i İlâhîden başka hiçbir şeye âlet edilmediğinden, mümkün olduğu kadar Risâle-i Nur’un mensupları, içtimâî ve siyâsî cereyanlara karışmak istemiyorlar” Emirdağ Lahikası 2 * Biz Risâle-i Nur şakirtleri, Risâle-i Nur’u [ RNur’un imani hakikatlarını ] değil dünya cereyanlarına, belki kâinata da âlet edemeyiz. Hem Kur’ân bizi siyâsetten şiddetle men etmiş. Evet, Risâle-i Nur’un vazifesi ise, hayat-ı ebediyeyi mahveden ve hayat-ı dünyeviyeyi de dehşetli bir zehire çeviren küfr-ü mutlaka karşı imânî olan hakikatlerle gayet kat’î ve en mütemerrid zındık feylesofları dahi imâna getiren kuvvetli burhanlarla Kur’ân’a hizmet etmektir. Onun için Risâle-i Nur’u hiçbir şeye âlet edemeyiz. Kur’ân’ın elmas gibi hakikatlerini, ehl-i gaflet nazarında bir propaganda-i siyâset tevehhümüyle cam parçalarına indirmemek ve o kıymetdar hakikatlere ihanet etmemektir.” Afyon Mahkemesi Müdafaası

  • Salih baş

    27.7.2025 12:28:15

    Menzil şeyhi Abdülbaki hazretleri bu bir fitnedir. Cemaate ileri geri konuşmayın yoksa karınızdan boş olursunuz sessiz durun demiş daha denecek laf kalmadı

  • Enes

    27.7.2025 12:02:58

    Hüseyin İlhan bey her zaman yaptığı gibi cerbeze yapıyor. Mevzu burda İsrail mi? İsraile karşı verilmeyen tepkinin hesabı ayrıca sorulur zaten. Gazzeye uzatılmayan elin hesabı sorulur. Ama konu o değil bu yazıda. Ne idüğü belirsiz bir gülenist kült yapışanma var. Cemaat değil bunlar. Bildiğin örgüt. Dünyanın hangi demokrasisi buna müsade eder?

  • Yasemin POLAT

    27.7.2025 11:59:24

    Avukat Kadir Akbaş ağabeyimize katılıyorum. Cemaatimizin hanım kısmı ekseriyetle böyle düşünüyor. Siyasete edilen bu temastan rahatsızlar. Bize ne diyorlar. Erkekler böyle işleri bıraksınlar hizmete omuz versinler diyorlar. Berayı malumat.

  • İbrahim FİŞEK

    27.7.2025 10:40:36

    Tebrikler bu güzel yazı için...

  • Kadir

    27.7.2025 10:15:56

    Zafer abi kalemine sağlık yerinde güzel bir yazı olmuş

  • Arda Yıldız

    27.7.2025 09:42:50

    Yorumumu da çarpıtıp bana yandaş olmuşsun demeyin. Yandaş olalım diyen yok. Muhalif olmak duygunuzu tatmin etmek için pisliğe bulanmış bir örgütün avukatlığına karşı çıkıyorum. Yandaş olma diyenlere siz de muhalif olmayın demek lazım. İkisi de aynı yol. Yani Yeni Asyanın yolu değil.

  • Arda Yıldız

    27.7.2025 09:40:27

    Maalesef bu süreçte bazıları ısrarla fetöcüleri savunmamız gerektiğini düşündü. Sebep olarak da zalimin karşısında durmayı gösterdi. Hatta savunalım da bize isterse fetöcü desinler seviyelerini de gördük. Bu akıldan uzak tutum cemaatimize çok zarar verdi. Hatadan dönülüyor olması takdire şayan.

  • İdris ŞILBIR

    27.7.2025 09:19:07

    Dokuz yıl sonra nihayet, Ancak kurt gövdeye girdi, zihinler bulandı, Allah yar ve yardımcımız olsun.

  • Kadir Akbaş

    27.7.2025 09:05:40

    Tebrikler. Risale-i Nur İttihad-i İslam gibi bu zamanın farz bir vazifesine bile alet yapılamayacaksa, bundan kat'i bir nehiy varsa, başka hiç bir maksada alet ve tabi yapılamaz. ABD Kongresi başta olmak üzere Birleşmiş Milletler dahil Dünyanın güç merkezlerini etkileyebilen, neredeyse Dünyanın her ülkesinde teşkilatlanmmis ve yüz binlerce aktif mensubu bulunan bir örgütsel bir yapının sözcülüğünü yapmaya kalkmak şaibeli geçmişini te'villerle aklamaya çalışmak abesle iştigal, Risale-i Nur'un kudsi hizmetine perde olmaktır.

  • Hüseyin İlhan

    27.7.2025 08:26:41

    15 TEMMUZ öncesi yani 17/25 Aralık hadiseleri ile ayrışan,cebelleşenlerin yaptıklarının yanlış oduğunu şahsım ve cemaatim,gazetem,yazarlarımız bilhassa merhum KUTLULAR ağabeyin ziyaretine gittiğim,bizleri ziyarete geldiğinde söylediği ifadeler daima yüce rabbimizin emirlerine,yasaklarına karşı hareket edenlerin sonunda dindarlara zarar verdiklerini beyanıdır. İktidarı elinde bulunduran güç ise bunu adil,hukuk,hak çerçevesinde gerekeni yapmak varken'CADI AVI İSE CADI AVI OLACAK,diyerek adaletsizliği,cemiyete hadiseleri bahane ederek baskı,tehditler ve zulüm derecesindeki tatbikatlarına karşı olmak önce İslamın ve insanlığın icabı olarak karşı olmaktır.Bunu yapmak basit tarafgirlik olarak anlaşılmaması gerekir. Zira YENİASYA ve yazarlarımız daima hak'ların gasbı,hukukun üstünlüğü yerine 'üstünler hukukunu ,esas alanların adalet yerine zulme girmesi,zalimlik yapmasına karşı oldu. Sualim.İktidarın siyonist katillere hala destek vermesi öyle basit ve yavan bir işmidir.

  • Mehmet Şerif akay

    27.7.2025 00:58:00

    Teşekkür ederim muhterem zafer abim güzel tesbitler hakikatleri haykirmişsin herkes kendi mesleğinin muhabbetiyle uğraşmalı hele hele siyasi örgütlerle uzak kalmalı Vesselam

  • A. Yılmaz

    27.7.2025 00:33:52

    Çok net tespitler yapılmış. Üstad ve nurları bilenler bu kavgadan uzak durmalıydı.

  • Osman Yıldırım

    27.7.2025 00:18:19

    Bu noktada yapılan yanlışlardan biri malum cemaatle siyasal İslamcıların birliktelikler ve sonrada anlaşamayıp siyasalciların devlet gücünü elde edip eski ortaklarını ortadan kaldırmaya sonucu diğer dini cemaatlerin hep malum cemaate yüklenip siyasalislamcılardan yana tavır almaları cemaatlere ve dindarlara olan güveni sarstı, zira bunlar bir zamanlar herseyi ortak yaptılar ortaklar yaptıkları yanlıştan müsterek sorumlu olmaları gerekirken hep vur aşağıya yapıldı. Bu dini cemaatler malum cemaati suçladılar gibi ortağı olan ve bu malum cemaate her istediğini veren siyasetçilere SEN KİMİM MSLINİ KİMR NE HAKLA VERIYORSUN? diyebilselerdi cemaatlere ve dindarlara güven yüksek olurdu. Ama bu yapılamadı.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı