Son yıllarda pek çok işimizi, elektronik imkânları kullanarak yaptığımız doğru. Devlet işleriyle ilgili işlemlerin de yine pek çoğunu “e-devlet” projesi kapsamında yapabiliyoruz. Pek çok bilgi ‘tek tık’ uzaklıkta. Bu sistemi yaygınlaştırmak için başlatılan “e-devlet” projesi de adım adım ilerliyor, yaygınlaşıyor.
Ancak bütün bu ‘iyi’ gelişmelerin yanı sıra, pek çok ‘eski alışkanlık’lar da devam ettiriliyor. Bunun adına ‘bürokrasinin direnişi’ mi demek lâzım, yahut başka bir isimle mi anmak lâzım şüpheliyiz.
“E-devlet”de bunca yol alınmasına rağmen; birisine çektiğiniz meşakkati anlatmak için “Bügün devlet dairesine işim düştü” demeniz yeterli oluyor. Neler yaşadığınızı anlatmanız bile gerekmez, çünkü muhatabınız da mutlaka sizin gibi ‘damdan düşmüş’tür, halinizi çok iyi bir şekilde anlayabilir.
Bir iki günümüzü devlet dairesindeki basit işleri halletmek için harcayınca sizlerle paylaşmak istedim. ‘Basit’ten de basit bir iş için ‘bürokrasi’ ile bir defa daha yüzleştik. OKS imtihanına girecek oğlumuz için bazı işlemlerin yapılması gerekiyordu. Belirlenen banka şubesine sınav ücreti yatırılacak, okula müracaat edilecek ve işlem tamamlanacak. Bu kadar kolay olan iş, dallanıp budaklandı ve bir iki günde bile bu basit işlemi halledemedik. Tamam bu bizim ‘iş bilmez’liğimizden kaynaklanıyor olabilir. Peki, Türkiye’nin yüzde kaçı ‘işbilir’ ki?
İşlem yapabilmek için nüfus cüzdanında TC vatandaşlık numarası olması gerekiyormuş. “Ondan kolay ne var, gidersin nüfus müdürlüğüne yazdırırsın” diyenler yanılıyor. Çünkü önce mahalle muhtarına gitmeniz gerekiyor. “Niçin?”in makul bir cevabı yok. Muhtarlık, ‘nüfus cüzdanı istek formu’ veriyor ve bir imza karşılığı belli bir ücret alıyor. Ancak ondan sonra nüfus müdürlüğüne gidebiliyorsunuz.
TC kimlik numarasını tesbit edip veren makam “Nüfus Müdürlüğü” ise, niçin muhtarlığa gidiyoruz. Üstelik, elimizde nüfus müdürlüğünün verdiği nüfus cüzdanı var. İstediğimiz sadece TC numarasının yazılması. Nüfus Memurluğu, kendi verdiği TC numarası olmayan cüzdana ve vatandaşa ‘güvenmiyor’ da muhtarlığa mı güveniyor? Bu tavrın makul bir izahı mümkün mü?
Peki, istenen belgeleri hazırladınız ve nüfus müdürlüğüne gittiniz. İşiniz tamam mı oluyor? Bölgesine göre değişmekle birlikte İstanbul gibi büyük şehirler başta olmak üzere pek çok yerde bu ‘basit’ işinizi de bir günde yapmanız kolay değil.
Maksadımız ‘özveri’ ile çalışan memurları şikâyet etmek değil. İstanbul’un bir ilçesinin nüfus müdürlüğüne gittim. Nüfus müdürlüğü geçici bir daireye taşınmış. Girmek çıkmak bir dert. Aşırı kalabalık. Derdinizi anlatmak için saatlerce beklemeniz gerekiyor. Pek çok kişi gibi ben de “Yarın sabah erken gel, şu anda sistemde arıza var” cevabını alıp geri döndüm. Yanımdaki arkadaş nüfus müdürüne, “Bugün burası çok kalabalık, neden?” diye sordu. Cevaben, “Her gün böyle. Bütün kurumlar her iş için ‘Nüfusa git, şu belgeyi getir’ diye bize yolluyor” (başından savıyor anlamında) diye dert yandı. Onu dinleyince ona da hak verdik. Hem fizikî mekân müsait değil, hem de bu kadar kalabalığa hizmet vermek neredeyse imkânsız. O anda yanımızda bulunan ‘iktidar partisi mensubu’ bir arkadaşa, “Siz asıl bu işlerle uğraşın, bakın vatandaşın hali içler acısı” diye “iğne” yaptım. “Haklısın” dedi ve “İşimiz düşmediği için milletin neler çektiğini biz de bilmiyoruz, görmüyoruz” diye cevap verdi. Bir ilçe yönetimindeki kişinin haberi olmasa, hükümetin haberi olabilir mi?
Bu iş burada bitmedi. İşin bir de ‘banka’ cephesi var. Sadece şunu söyleyeyim: Bazı banka şubeleri, “OKS ücretlerini alamıyoruz, sistem kapalı” diye bizi geri çevirdi. Şüphelendim. Başka bir bankanın şubesine gittim. Orada da, “Saat 16.30’da sistemleri kapandı” cevabını aldım. Demek ki, bazı şubeler vatandaşı oyalıyor, atlatıyor. İşin ehli tahkik edebilir: Pazartesi günü öğleden sonra OKS ücretleri bankalarca tahsil edilemiyor muydu? Bankadan bankaya OKS sistemi değişir mi? Vatandaş niçin oyalanıyor?
Vatandaşın işi “e-devlet”le halledilsin, “eee, devlet işi” dedirtilmesin.
04.04.2007
E-Posta:
[email protected]
|