Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Faruk ÇAKIR

CHP’nin işleri



Türkiye’deki “sol” oyları temsil eden en büyük parti olan CHP’nin, ‘muhalefet’ adı altında sergilediği duruş çok tartışmalı. Genel Başkan Deniz Baykal, belki güzel bir ‘hatip,’ ancak aynı şeyi ‘muhalefet lideri’ ünvanı için söylemek mümkün değil.

CHP, sıkı bir ‘muhalefet’ tavrı sergiliyor, ama bu, millete ve milletin değerlerine karşı sergilenen bir tavır olmaktan öteye gidemiyor. Milletle zıtlaşmanın herhangi bir partiye ‘artı puan’ kazandırdığı görülmüş müdür?

Tabiî ki CHP’nin milletle zıtlaşması ve bunun karşılığını da ‘sandık’ta görmesi bizi üzmüyor. Çünkü CHP’nin milletin değerleriyle zıtlaşması ve onunla barışmaması partinin ‘gen’lerinde var olan bir durum. Neredeyse kuruluşundan beri bu zıtlaşma devam etmiş ve bu sebeple de ilk çok partili dönemde bunun bedelini ödemiştir. Her zaman tekrarlıyoruz, ihtiyaç hasıl olduğundan tekrarlamaya da devam edeceğiz: Milletin çok partili dönemle birlikte CHP’yi defterinden tamamen silmesi başlı başına bir destandır. Bu demektir ki, başlangıcından itibaren ‘çok partili hayat’ olmuş olsaydı, CHP iktidar yüzü görmeyen bir parti olabilirdi!

Seçim dönemlerinde millete şirin görünen beyanlar duyulsa da, uzun dönemde CHP’nin milletle kaynaşması ve onunla barışma niyeti olmadığı görülüyor. Meselâ, milletin yüzde 70’i ‘başörtüsü yasağı kalksın’ mı diyor? Hemen ertesi gün CHP’den bir açıklama gelir: ‘Başörtüsü ‘simge’dir, yasak ilelebet devam etmelidir!’ Millet, çocuğunun dinini öğrenmesi için imam hatip lisesini mi tercih eder? Hemen CHP’den ‘köstek’ gelir: “İmam hatip liselerinin sayısı çok fazla, kapatılsın!’

Milletin ‘ak’ dediğine ‘kara’ diyen bir anlayışa sahip ‘ana muhalefet partisi’nin, taban bulması mümkün müdür? Değildir ve zaten CHP’nin de taban bulamadığı da ortada. Pek çok sosyal demokratın, CHP’yi ‘sol’ parti olarak görmediği de biliniyor. Zaten partiden yaşanan kopmaların da bu sebebe dayandığı görülmüştü.

Taze bir haber. CHP’nin Ankara’da yaptırdığı görkemli genel merkez binasında ‘mescid’e yer ayrılmamış. Genel merkez yöneticileri, binada ‘mescide ihtiyaç duyulmayacağını’ söylüyormuş. (Vakit, 19 Haziran 2006)

Türkiye’de faaliyet gösteren bir siyasî partinin genel merkezinde ‘mescid’e niçin ihtiyaç duyulmasın? Bu partiye her görüşten insanlar gelip gitmeyecek mi? Ayda yılda bir bile olsa böyle bir ihtiyacın duyulabileceği hesaplanmalıydı. Çünkü burası Türkiye...

CHP’nin; Van ve Şemdinli konusundaki tavrı da milletin tasvip ettiği bir tavır değildi. Millet, “Sonuna kadar gidilsin, sorumlular cezalandırılsın” derken CHP, “Bu işin peşini bırakın” anlamına gelecek tavırlar sergiledi.

Baykal’ın son beyanları da, CHP’nin gündemiyle milletin gündeminin uyuşmadığını belgeliyor. Baykal, “Cumhuriyet sandıkta kaybedilmeyecek” manşetiyle özetlenen beyanlarda bulunmuş. (Sabah, 20 Haziran 2006)

Sadece bu manşeti okuyanlar, Türkiye’de bir “Cumhuriyet kaybedilsin, ölsün” diyenlerin olduğunu zannedecek. Böyle düşünen bir ‘azınlık’ olabilir. Ama böyle bir konu milletin gündeminde yoktur. Millet bu tartışmaları çok gerilerde bıraktı ve Türkiye’nin daha demokrat bir ülke olmasını istiyor. “Cumhuriyet olsun mu olmasın mı?” tartışması neredeyse 100 yıl geride kaldı! Millet şimdi ‘muasır medeniyet seviyesi’ne ulaşan AB ülkeleri kadar hür ve demokrat olmak istiyor.

Milletin itirazı, ‘isimden ve resimden ibaret cumhuriyet anlayışı’nadır. Bu itirazı yanlış yorumlayıp, millet ekseriyetini ‘cumhuriyet karşıtı’ gibi değerlendirmek ancak CHP gibi milletin değerleriyle kavgalı bir partiye yakışır!

Gerçek cumhuriyet ve gerçek demokrasi ile milletin bir derdi yok. CHP’nin de artık bunu anlamasında büyük fayda var.

22.06.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (21.06.2006) - Senfoni arası namaz

  (20.06.2006) - Sıfır faiz

  (19.06.2006) - “İşte o hadisler!”

  (18.06.2006) - AB yolunda ilerlerken

  (17.06.2006) - Medyaya suçüstü!

  (16.06.2006) - Tanıyalım ve dinleyelim

  (15.06.2006) - Yasak kalkar, ‘sorun’ biter

  (14.06.2006) - Okuma mevsimi

  (13.06.2006) - İlk değil, son olsun!

  (12.06.2006) - Özümüze dönelim

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004