Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Abdurrahman ŞEN

‘Bir destan adam’ı anabilmek!



Bugün Kurban Bayramı’nın son günü… Bu vesileyle bir kere daha mübarek bayramınızı kutlarken, bayramlarımızın anlamını gerçekten anlayabileceğimiz günlerin uzak olmamasını dilerim. Bayramınız kutlu, mutlu olsun efendim…

Kısmetse, İstiklal Marşı’mızın şairi merhum Mehmet Akif Ersoy’un vefatının 71’inci yılını hafta içinde idrak edeceğiz.

Malum… Tanzimat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet seyrinde kimi yazarların, topluma giydirmek istedikleri “örnek insan” elbiselerine verdikleri simge isimler vardı... Halid Ziya’nın “Cemil’i”, Tevfik Fikret’in “Halûk’u” ve Mehmet Akif’in “Asım’ı” gibi... Nazım’ın “Memed”iyle, Necip Fazıl’ın “Mehmed”ini de ekleyebiliriz bu listeye!

Safahat’ı eline alıp okuyanların sayısının her geçen gün azaldığı, anlayanların ise daha da seyrekleştiği bir ortamda; “Asım gibi” olabilmek iyi de nasıl olacak bu? Boş meydanlarda ya da salonlarda yıllarca yapıldığı gibi “Asım’ın nesliyiz!” tarzında sloganlar atmak yeterli mi Akif merhumu anlayabilmek için?

Paralarımızın üzerine fotoğrafının basılması için bile yarım asra yakın beklenen millî şairimize, İstiklâl Marşı’mızın şairine karşı laftan öteye gitmeyen sevgi (!) saygımız (!) , -bundan 8-9 yıl önce- bir canlının kustuğu kiniyle birlikte galeyana tepki olarak galeyana gelir gibi olduydu... O helecanla bir şeyler söylendi ve kalındı... İlk defa o yıl geniş çaplı anma programları yapıldı! Sonra?

Oysa... Daha öncesinden bu güne kadar “Asım” eksenli tiyatro oyunları yazılmalı, sinema filmleri üretilmeli farklı farklı bakış açılarıyla belgeseller, filmler hatta TV dizileri çekilmeliydi…

Ama yapmadık, yapamadık…

Akif’in kim olduğunu tanıtmak denilince, “son derece dindar” bir insandı bölümüne öncelik ve ağırlık verilen kitap çalışmalarıyla demek ki bu kadar tanıtılabilmiş bu topluma Akif gibi bir abide şahsiyet, destan kişilik...

Burdur’da adına birkaç yıl önce bir üniversite açılmış olması, olsa olsa 84 yıllık bir eksikliğin giderilmesinden ibaret değil mi?

Sözün burasında bir gelişmeyi paylaşmak istiyorum sizlerle dostlar.

Önceki yıl küçük çaplı bir Mehmet Âkif kitabı derlemiştim. O çalışma üzerine gelen bir teklifi değerlendirerek, daha geniş çaplı bir derlemeyle “Bir Destan Adam- Mehmet Âkif Ersoy” isimli bir kitap çalışması daha yaptım. Kısmetse yeni yılda yayınlanacak olan bu kitabı hazırlarken, millî şairimizin hayatını anlatan bir film yapmak üzere karar verdim. Şu anda senaryo yazımıyla ilgili hazırlıklarım sürüyor… Kısmet olur ve de becerebilirsem, yazacağım senaryo istediğim/iz düzeyde olursa bu filmi çekeceğiz. Böylelikle, şikâyet yerine uygulayanlardan biri olacağım. Bu arada paralel bir çalışmayla bir de tiyatro metni yazabilir miyim diye de bakıyorum. Kısmet… Bu mesuliyetli işin altından kalkabilmem/iz için elbette öncelikle Allah’ın yardımına, sonra da sizlerin dualarına fazlasıyla muhtacız… Allah utandırmaz inşallah.

Evet…İsterseniz bu gün, aramızdan bedenen ayrılışının 71’inci yılında Akif merhumun bazı hususiyetlerine biraz bakalım da... Başlıkta hatırlattığım “Asım gibi...” olabilmek kolay mı görelim.

Her şeyden önce Akif; Nazım Hikmet’in bile “inanmış”lığını teslim ettiği bir fikir adamıydı... Hasretini çektiğimiz prensipler insanıydı...Günümüzün “omurgasız” insanlarıyla kıyaslamak bile kolay değil!Akif’in ahlâkını anlatırken Mithat Cemal bakın nasıl bir itirafta bulunuyor: “İlk tanıdığım zaman ona inanmadım: Bir insan bu kadar temiz olamazdı... Fena aktör, melek rolünü oynamaktan bir gün yorulacaktı. Gayri tabii bir faziletten yorulan yüzünü bir gün görecektim. Fakat 35 sene bugün gelmedi.”

Yine Mithat Cemal, Akif merhumun sükutlarını sınıflandırarak kişiliği hakkında bilgilendiriyor bizleri: “1) Bitmeyen sükut : Kendisine takdim edilen adamdan haz etmemişse. 2) Hakaret olan sükut: İnandığı şeylere uymayan bir sözün karşısında. 3) Sevimli sükut: Bir eserinizi okuduğunuz zamana. 4) İbadetli sükut: Bir musiki parçasını dinlerken. 5)Zekî sükut: Bir şey anlattığınız vakit. 6)İstiskal eden sükut:Birini çekiştiriyorsanız.7) Utanan sükut: Bilen bir tavırla, bilmediğimiz şeyleri anlatıyorsak.”

Siyasî ikbal uğruna atmadık takla bırakmayanlara, makam uğruna bütün geçmişini silip, yıllarca söyleyip savunduklarının tamamen tersini yapanlara alışmış bizler için şu olay ne anlam ifade edebilir ki günümüzde?

Hasan Basri Çantay anlatıyor: “ Bir gün Akif’i bazı arkadaşları Maarif vekili seçtirmeye kalktılar. Üstad işitmiş, kıyameti kopardı. Diyordu ki; - Ben kendimi ve evimi bile idare etmekten âcizim. Koskoca bir vekâleti nasıl yaparım? Üstüme düşerseniz meb’usluğu da atarım!”

O zamanlar mebusluktan 150-180 lira arası bir tahsisat alıyormuş Akif merhum. Yine Hasan Basri Çantay anlatıyor; “ Müthiş bir kış günündeyiz. Akif’i kır bir ceketle görüyoruz. Üşüyor. Hissettirmemeye çalışıyor. Tahkîk ettim; paltosunu evinin kapısına gelmiş çıplak bir fakire giydirmiş!”

Hâlâ “Asım gibi...” iddiasında olabilmek güzel de... Ne dersiniz? Müktesebatımız yeterli mi?

Akif merhumun ruhu şâd olsun.

DAVET: Öncelikle; 27 Aralık Perşembe günü saat 11.00’de Edirnekapı’daki kabri başında Eyüp Belediyesi tarafından milli şairimizin anılacağını hatırlatmak isterim.

Hatırlayacaksınız… Akif’in vefaat ettiği, Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’na çakılmış plâketin bir süredir yerinde olmadığından duyduğum üzüntüyü sizlerle paylaşmıştım. Beyoğlu Belediyesi konuyla ilgilendi. Sökülen plâketin yerine, -bir dizi program eşliğinde- yenisi asılacak.

Beyoğlu Belediye Başkanlığı tarafından açıklandığına göre, 27 Aralık 2007 Perşembe günü Mısır Apartmanı önünde düzenlenen “Mehmet Akif Ersoy’u Anma Programı” şöyle:

PROGRAM: 15:00 Bandonun Misafirleri Karşılaması (Marşlar)

15.15 Açılış

İstiklal Marşı

Sergi ve Program Küratörü Abdurrahman Şen’in bilgilendirme konuşması

Yazarlar Birliği Şeref Başkanı Mehmet Doğan’ın konuşmaları

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın konuşmaları

Mısır Apartmanı’na konulacak Mehmet Akif Ersoy plaketinin açılması

Toplu Fotoğraf

Mehmet Akif hakkında sergi broşürünün dağıtımı

Muammer Karaca’da yapılacak programın hatırlatılması

27 Aralık 2007 Perşembe: Muammer Karaca Salonu’nda Mehmet Akif Ersoy’u anma programı

19:30 Açılış – Sunuş

Sanatçı Atilla Yiğit’ten Mehmet Akif Şiiri (Piyano Eşliğinde)

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın konuşmaları

Yazarlar Birliği Şeref Başkanı Mehmet Doğan’ın Konferansı

(Konferans boyunca arada Sanatçı Atilla Yiğit’ten Mehmet Akif Şiirleri)

Sanatçı Atilla Yiğit ve Yazarlar Birliği Şeref Başkanı Mehmet Doğan’a çiçek ve plaket takdimi

23.12.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (16.12.2007) - Mevlânâ’nın farkına bir varabilsek!

  (09.12.2007) - “Mevlânâ Yılı” bitiyooor!

  (02.12.2007) - “Karagöz” deyip geçersek...

  (25.11.2007) - Mehmet Zeki Akdağ

  (18.11.2007) - Ekrem Kaftan şiiri üstüne...

  (11.11.2007) - Ah şu TV dizileri...

  (04.11.2007) - Nihayet!

  (29.10.2007) - Nasrullah Camii vaazı - 2 -

  (28.10.2007) - Nasrullah Camii vaazı - 1 -

  (21.10.2007) - Puşkin, Âkifimiz ve yine AKM yıkımı...

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri